Yıllardır listemde olup hep ertelediğim bir kitaptı. Demek ki zamanı varmış. Sevgili, değerli, Ahmet Arif abim (usta şair demiycem:)) çok çok eskiden tek kitabı olan "hasretinden prangalar eskittim'i okuduğumda başka bir Ahmet Arif tanımışız. Hep o fotoğrafındaki naif, babacan Ahmet…devamıYıllardır listemde olup hep ertelediğim bir kitaptı. Demek ki zamanı varmış. Sevgili, değerli, Ahmet Arif abim (usta şair demiycem:)) çok çok eskiden tek kitabı olan "hasretinden prangalar eskittim'i okuduğumda başka bir Ahmet Arif tanımışız. Hep o fotoğrafındaki naif, babacan Ahmet Arif'i tanıdık. Ama bu kitapla beraber başka bir Ahmet Arif tanıdım. Ne istediğini bilen, mücadelesini korkmadan savunan ve aşkını hiç çekinmeden doruklarda yaşayan bir abimizi tanıdık. Söylemeden geçemiycem. Ağzının da küfürlü olabileceğini hiç tahmin etmezdim :) ama ne yalan söyliyim yakışmış abime. Kısaca kitabı okuduğunuz zaman yalın mı yalın Ahmet Arif'i tanıyacaksınız.
İncelemeye geçecek olursam; bildiğiniz gibi bu kitap Ahmet Arif'in büyük aşkı Leyla Erbil'e yaklaşık 4 yıl boyunca yazdığı mektuplardan oluşuyor. 60 tan fazla mektup yazmış yanlış hatırlamıyorsam. Mektuplarını okuduğumuzda yukarıda da söylediğim gibi fazlasıyla yalın bir insan tanıyosunuz. Ve Ahmet Arif'in o güzel kalbindeki Leyla Erbil'i tanıyosunuz. Okudukça bu aşkın karşılıksız olduğunu ama yılmadan yazdığını görüyorsunuz. Leyla erbili dinleme şansımız olmadığı için açıkçası yargılayamam. Bazı okurlar "vicdansız leyla " :)) gibi sözler kullanmışlar. Tabiki öyle değil. Çünkü biz Leyla'yı hiç okumadık , bilmiyoruz tepkisini, duruşunu. Ama mektuplardan şunu çok açık anlıyoruz ki karşılıksız bir Aşk. Acı dolu, belki de bir ömür boyu beklediği aşk. Bi okur incelemesinde şu sözleri söylemişti ve hoşuma giden bi ayrıntıydı. Keşke Ahmet Arif bu kadar sevmeseydi de bu kadar acı çekmeseydi , biz de bu kitabı okumasaydık. Tam olarak sözleri hatırlayamasam da buna yakın sözlerdi. Ben aksini düşünüyorum aslında . hatta çok sevdiğim bir şairin şiirinde dediği gibi "aşksız geçen günleri düşmeli ömürlerden" . ve bence Ahmet Arif' e o güzel şiirleri yazdıran da , karşılıksız da olsa yaşadığı aşktır. Zaten tek şiir kitabındaki bir çok şiir de Leyla'ya ithafen yazılmış. Bu müthiş bir şey. Şu kısacık ömrümüzde aşk olmazsa ne önemi kalır ki yaşamın. Ve daha da önemlisi kitaptaki başka bir ayrıntı şu; Ahmet Arif'in yazdığı bu mektuplar sadece aşk mektupları değildir. O dönem yaşadığı siyasi baskıları, sürgünleri, hapislikleri, işkenceleri, öldürülme telaşını da satır aralarında okuyabiliyoruz. Ama bu kadar zorluğa rağmen onu ayakta tutan , hatta daha da ateşlendiren tek şeyin Leyla' ya olan aşkı olduğunu da zaten o güzelim mektuplarında okuyabiliyoruz. Kitapla ilgili herkesin merak ettiği gibi en çok merak ettiğim olay, Leylanın yazdığı ama hiç okuyamadığımız , izi olmayan mektuplardır. Sözü fazla uzatmadan okuyun bu müthiş kitabı derim. İyi okumalar dilerim