Raf Yorumu: Yavuz Ve Kenan (@yavuzkenan)

Hakedilmeyen güç yozlaştırır Özet geçiyorum 1971 Yılında Stanford Hapishane Deneyinin sinemaya uyarlanmasını izliyoruz hem de Almanlar tarafından ( Hollywood bu olayı nasıl Almanlara kaptırdı acaba 🤔) Deneyde, gazete ilanı üzerinden denekler toplanmış ve toplanan denekler bir takım kontrolün ardından 2…devamıHakedilmeyen güç yozlaştırır Özet geçiyorum 1971 Yılında Stanford Hapishane Deneyinin sinemaya uyarlanmasını izliyoruz hem de Almanlar tarafından ( Hollywood bu olayı nasıl Almanlara kaptırdı acaba 🤔) Deneyde, gazete ilanı üzerinden denekler toplanmış ve toplanan denekler bir takım kontrolün ardından 2 gruba ayırarak bir kısmı gardiyan ve kalanlarda mahkum olacak şekilde çok gerçekçi bir hapishane ortamında gözetim altına tutulmuştur. Tıpkı bir fareyi labirente koyarak acaba ne yapacak şimdi diye izlemek gibi bişey ya da bazıları TV'ye uyarlayarak insanları izole bir yerde aç bırakarak yapıyor evet Survivordan bahsediyorum evet. Deney, mahkum ve gardiyanların psikolojik etkileri ile ilgili bir inceleme. Biraz daha açarsak aslında toplumsal statünün insanları nasıl etkilediği ve nasıl davranışlar kalıblarına soktuğunu gözlemleme amacında olan bir deney. Genellikle hem deneyde hem de filmde hep gardiyanların davranışları hakkında nasıl bu kadar işleri rayından çıkardıkları konuşulmuş.Ama ben o sürekli baş kaldıran otoriteyle inatlaşan adam üstünde duracağım. Karşısındaki güce her seferinde yenilen, şiddet gören ve diğerlerinin karşısında aşağılanan kendi olmasına rağmen yine de baş kaldırmaktan çekinmeyen zaman zaman sesini çıkarmadığını görsek de bunu bir diğer baş kaldırış planını harekete geçirmek için yapan kişi. Bunu neden yapıyor inatlaştığı için mi? ya da dikkat çekmek için mi? Belki de kendisinin daha güçlü olduğunu ispatlamak için? Bence hiçbiri değil öyle ki haksızlık karşısında susunca içinizde kalan o kötü his gördüğünüz işkenceden kötü muameleden de daha acı verdiği için. Haksızlığa baş kaldıranlara selam olsun(Siz takılın 2 dakikaya ben de geliyorum 🙂) Filme dönersek evet konumuz filmdi. Başrol abiyi çok sevdim iyi bir performans mı sergilemiş yaani çok da muazzam değildi ama yakışmış saygılar. Film gayet hızlı bir tempoda başlıyor bazı şeylerin gerçekten de çok hızlı geliştiğini ve üstünde çok durulmadan dümdüz geçtiğini görüyoruz ama bunu filmin başları için söyleyebilirim. Bunun dışında bir Deney filmi olduğu için gayet merak içinde izliyorsunuz sonu da "Gökten üç elma düşmüş" diye bitiyor. Filme Puanım : Tuzsuz Patlamış Mısır Buraya kadar okuyanlara müesseseden ikramımız bir şarkı armağan ediyoruz Young Folks - Peter Bjorn and John