Ali Ece mi? Leave The World Behind mı?
Öncelikle olay akışına odaklanalım.
Ali Ece yayınlara genellikle daha sakin fakat içindeki duyguları baskılayarak girer. Yayının ilerleyen saatlerinde o baskı yerini öfkeye ve heyecana bırakır. Bu da siz izleyenleri ekrana bağlarken diğer…devamıAli Ece mi? Leave The World Behind mı?
Öncelikle olay akışına odaklanalım.
Ali Ece yayınlara genellikle daha sakin fakat içindeki duyguları baskılayarak girer. Yayının ilerleyen saatlerinde o baskı yerini öfkeye ve heyecana bırakır. Bu da siz izleyenleri ekrana bağlarken diğer yandan da duygularınızın başka birinde canlanmasından ötürü oldukça tatmin olursunuz. Leave The World Behind ise gizemle dolu bir kaç şey anlattıktan sonra finalinde anksiyete krizine girmenize neden olur.
Ali Ece 1 - 0 Leave The World Behind
Leave The World Behind filminin görsel efektleri gerçekten etkiliyciydi özellikle geminin karaya vurma sahnesi görsel olarak fazla kaliteliydi. Ali Ece her yayına aynı siyah saç bandıyla çıkıyor.
Ali Ece 1 - 1 Leave The World Behind
Ali Ece yayınlarında Kemal Sunal filmlerinden çok örnek verir, o filmlere gönderme olarak espiriler yapar. Leave The World Behind ise hikayesinde Friends dizisine yer verir. Ayrıca filmde kaos dolu bir bölgede insanlar ölürken küçük kızın tek derdi Friends izlemektir. Ali Ece, Beşiktaşın 5-0 yenildiği maçta saçını taramamıştır.
Ali Ece 2 - 1 Leave The World Behind
Ali Ece solcudur. Leave The World Behind'ın bir bölümünde özel mülkiyetten bahsedilir dolayısıyla liberallik vardır.
Ali Ece 2 - 2 Leave The World Behind
Ali Ece yayınlarında bir çok kez tarihten örnek verir ; Britanya İmparatorluğu , Pink Floyd, bir çok efsane rock yıldızı ve Marsilya şehrinin sosyolojik durumundan bahseder. Sizler de ekran başında kültürlenir ve önemli bilgiler öğrenirsiniz . Leave The World Behind'da ise bolca komplo teorisi yer alır ve kene ısırınca dişlerinizin dökülebileceği anlatılır.
Ali Ece 3 - 2 Leave The World Behind
Ali Ece'nin tepkileri çok doğal ve etkileyicidir. Her duruma uygun mimikleri ve el hareketleri ağzından çıkan sözleri adeta süsler, ekranı dolduran duruşuyla adeta tek kişilik bir tiyatro eseri havası verir. Her sinirlendiğinde " Canlı yayında küfür edecek mi?" diye takip etmek çok eğlencelidir. Eyt'yi kaçırdığı için bu filmde oynamayı kabul eden Julia Roberts ise filmdeki tüm olaylara karşı sadece gözlerini büyüterek tepki gösterir.
Ali Ece 4 - 2 Leave The World Behind
Leave The World Behind'in maliyeti en az 200 milyon dolardır. Ali Ece ise ekonomiktir. Bir tatlı rica, bir samimi teklifle yayınınıza konuk olmayı kabul eder.
Ali Ece 5 - 2 Leave The World Behind
Filme Puanım : Tuttuğunuz takıma Lovren'nin transfer olması
100. gönderiyi Cumhuriyet'in ilk 100 yılına yetiştiremedim.
Esenlikle Kalın 🖐️
Web yapım aşamasındadır.
En iyi deneyim için mobil uygulamamızı indir.
En iyi deneyim için mobil uygulamamızı indir.
Yavuz Ve Kenan
(@yavuzkenan)
Are You Watching Closely?
Joined at December 2020
197
Followers
89
Following
100
Post
438
Movie
17
Serie
2
Book
Ali Ece mi? Leave The World Behind mı?
Öncelikle olay akışına odaklanalım.
Ali Ece yayınlara genellikle daha sakin fakat içindeki duyguları baskılayarak girer. Yayının ilerleyen saatlerinde o baskı yerini öfkeye ve heyecana bırakır. Bu da siz izleyenleri ekrana bağlarken diğer…devamı
Son zamanlarda izlediğim en iyi belgesel!
Atom bombasının iyi veya kötü bir şey olduğunu günümüzde artık tartışmak çok saçma ve demode kalıyor. Yine de 5 yaşındaki çocuklar eğlensin diye üretilen bir oyuncaktan çıkan ve yetişkin insanlara erkekleri aciz gösterilen, feminizm…devamıSon zamanlarda izlediğim en iyi belgesel!
Atom bombasının iyi veya kötü bir şey olduğunu günümüzde artık tartışmak çok saçma ve demode kalıyor. Yine de 5 yaşındaki çocuklar eğlensin diye üretilen bir oyuncaktan çıkan ve yetişkin insanlara erkekleri aciz gösterilen, feminizm propagandasından başka hiçbir vasfı olmayan bir youtube videosunu konuşmaktan iyidir.
Barbie'ye de çakıp pembe pıtırcıkları süt içmeye yolladıktan sonra yazıya devam edebiliriz
Hayranı olduğum 2-3 yönetmenden en çok göze batan yönetmenlerden biri olan Nolan'ın bu filmi beni tatmin etmedi, hayal kırıklığı da uğratmadı.
Örnek olarak İnception ve İntersteller filmlerinde, yine main bir konu ve çevresindeki mikro olayların aralarındaki kendine has dramaları vardı . Bu 2 ya da 3 katmanlı filmler izleyeni bir çok yerden bağlayıp zevk üçgenine sokabiliyordu.
Ama Oppenheimer sadece tek katmanlı ilerlemiş . Atom bombası değil, II dünya savaşı değil, O günün Amerikası değil sadece ve sadece Oppie!
Ama klasik bir biyografi filmlerinde karakterin tabanı, yükselme anı, ilişkileri, alışkanlıkları, zevkleri, hayat görüşü ve tavana çıkan kariyerden sonra belki de tekrar dibi görmesi.
Tüm bunlar olurken biz karakterle özdeşleşip o maceraları yaşarken biz de o duyguları tadıyorduk.
Ama bu Oppiede olmadı. Çünkü Oppie'nin hayatı fazla sıkıcıydı çünkü çok gerçekçiydi .
🤓-Ama Oppenheimer'ın hayatı o, filmde de olduğu gibi gösterilmiş
İşte tam bu yüzden de dostum bu bana bir filmden ziyade bir belgesel gibi geldi.
Kız arkadaşınızla telefonda geçen ve hayatınızı değiştiren o konuşma, sizin biyografi filminizde sahil kenarındaki bir bankta yapılır. Çünkü sinema görsel bir medyadır. Ve insanların ilgisini çekmek için bazı değişiklikler yapmanız gerekir.
Atom bombası bizim için günümüzde bir lütuf. Dünyada 21 yıl arayla 2 dünya savaşını gördükten sonra 78 yıl içinde hiçbir büyük savaşın olmaması bu durumu yeterince açıklıyor. En basitinden soğuk savaş yıllarını neden soğuk olarak adlandırıyoruz?
🤓-Taraflardan birinin Rusya olmasından dolayı mı?
Hayır
İki devletin de birbirine saldırmaya ayak tabanları yemedikleri için. Düşmanlarınızın size doğrudan saldırmasından mı endişe ediyorsunuz? Hemen bir tane atomic bomb edinin ve caydırıcı gücünüz olsun. (Atomic bomb 4-5 sene önce çıkan bir Charlize Theron filmi değildir)
İrana neden hala demokrasi gelmedi? Çünkü atom bombaları var. Hıhı
Neyse ilgilenen olursa elimde temiz hiç kullanılmamış "Little Boy" bombası var.
Ama bu yine de ölen Japonlar için iyi bir durum değil, çünkü öldüler😐
Filmdeki her şeyi anlamıyorsunuz ama endişe etmeyin, Nolan anlaşılmamak için uğraşıyor.
Ama filmde farkettiğim ve beni en çok etkileyen bir durum var o da Oppenheimer'ın atom bombasının bir yere atılmasını istemesiydi. Özellikle de etki yaratmasını istiyor. Dünyada yaratacağı etki onu ne kadar popüler ya da önemli biri yapacağını biliyordu.
Patlamanın ardından vicdan azabı hissetmesinin en büyük etkisi de bu bence.
Çünkü yetki onda olmadığı için bu kadar vicdan azabı çekmesi gereksiz olurdu.
Japonya'da 220bin kişi öldü hadi sizinle suçlu kim oyunu oynayalım.
Oppenheimer
Sadece kendisine verilen görevi yerine getirdi ve oluşturduğu bombanın kılavuzluğunu yaptı. En nihayetinde Oppie bombayı yaptı diye atılmak zorunda değildi
Harry S. Truman
Atom bombasının atılması emrini veren bir numaralı kişi. Ve amacı milyonlar ölen bir küresel savaşta artık daha fazla insanın (Amerikalının) ölmesini istemiyor. Dolayısıyla tek ayakta kalan düşman ülkeyi bu şekilde saf dışı bırakacağını düşünüyor. Ki tam da düşündüğü gibi oldu.
Japonya
Pearl Harbor saldırısıyla Abd'nin çok sayıda filosunu imha eden ve Çin'in üzerine doğru işgallerine devam eden Japonya, Almanya'nın düşmesinin ardından direnişini ve dolayısıyla savaşı devam ettiriyordu.
Hitler
Tüm bu kargaşayı o başlattı ve yahudi soykırımından dolayı bir çok fizikçisini Abd'ye kaptırdı ve sonucunda Atom bombası oluştu ve de atıldı.
Geoffrey Wawro
1870-1871 Fransa ve Prusya arasında geçen savaşları konu alan bir kitap yazmıştı. Yazdığı kitap bir şekilde 11 yaşındaki Hitlerin eline geçti ve Hitleri aşırı Alman milliyetçiliğine doğru itti.
Otto Von Bismark
Söz konusu yıllarda Prusya'nın lideridir. Tek gayesi o dönem parça parça olan Alman devletlerini birleştirerek güçlü ve tek Alman imparatorluğunu kurmaktı. Ve kısaca bu doğrultuda Fransa ile savaştı.
Jakobenler
Fransız ihtilalinde en önemli rolü oynayan Jakobenler, bu ihtilalin ardından tüm dünyada milliyetçilik akımını başlatmıştır.
Disney
Bildiğiniz üzere Disney Atatürk dizisini kendi kütüphanesinde izlettirmeyecek ve bunun sebebi Ermeni lobisinin baskısı olduğu konuşuluyor.
Filmdeki Atom bombası
Hadi ama ben bunu daha büyük zannediyordum.
That was she said 🙂
Sizce suçlu kim?
Sonuç olarak izlemekten keyif almaktansa dönemin siyasetinin, ikliminin ve tarihe adını kazıtan Oppenheimer'ın hayatının bir tür simülasyonunu izlemiş gibi hissettim.
Filmin biraz daha klasik biyografi filmlerine yakın olup karaktere bağlanmamı sağlasaydı belki de inanılmaz duygular hissedebilirdim ama şimdilik benim için güzel bir belgesel olarak kalacak.
Yakın zamanda tekrar izlemeyi düşünüyorum
Filme Puanım : Aşırı pahalı, aşırı lüks ve aşırı sıkıcı bir restoranda smokinle yemek yemek.
Bombalara dikkat edin ve
Esenlikle Kalın 🖐🏻
Seni korkutmayan şey güldürür.
Evet evet yine klişe, fıs beyin ürünü ve senaryosunun tuvalette bir eroinmana beş dakikada yazdırılmış bir film. Filmin bende yarattığı duyguyu ve hissi kısaca şöyle açıklayabilirim
Aptallık şelalesinde yıkanmak gibiydi. Tenime dokunan her su, yeterince Iq…devamıSeni korkutmayan şey güldürür.
Evet evet yine klişe, fıs beyin ürünü ve senaryosunun tuvalette bir eroinmana beş dakikada yazdırılmış bir film. Filmin bende yarattığı duyguyu ve hissi kısaca şöyle açıklayabilirim
Aptallık şelalesinde yıkanmak gibiydi. Tenime dokunan her su, yeterince Iq seviyesinde olduğum için bana acı veriyordu. Uzun saçlarımın arasından her an sokak anketinde cumhurbaşkanı adayınız kim sorusuna
" Sence! Başka kime vereceydik " diyen bir amca çıkacak gibiydi.
Neyi merak ediyorum biliyor musunuz?
Bilmiyorum.
Yönetmen bu filmi hem yazmış hem yönetmiş. Olabilir, herkes yeterince yalnız kalırsa ve dünyadan yeterince soyutlanırsa böyle ucube bir şey yazabilir ve yönetmek isteyebilir.
Ama benim anlamadığım bu projeye kim "okey" verdi? Allah aşkına böyle bir embesil hayal gücünü kim beğendi? Ya da artık yapımcılar kitlenin tahmin etmedikleri kadar aptal olduğunu anlayıp seviyeyi bilerek mi düşürdüler? O kadar merak ediyorum ki bu cevapları, seçim sonucunun da önüne geçmiş olabilir.
Filmin ilk 4 buçuk dakikası güzeldi. Yeni bir şeyler mi göreceğim acaba umudu vardı. Ama geri kalan 30 saniyesinde bu umut yerini bilete verdiğimiz para mı daha değerli yoksa filmi izlerkenki geçecek zaman mı diye düşünmeye bıraktı.
Çünkü içine cin kaçan ablamız suyun üzerinde Hz. Mesih gibi şahlandı ve arkasında "KÖTÜ RUH : UYANIŞ" yazdı...........
Filmdeki cinler de farklı bir tarikattan olsa gerek zira bu cinler The Walking Dead'teki zombilelerle çifleşmişler ve ortaya hem ruhla kutsal kitapla hem de kan yoluyla bulaşan ve insanları ısırıp yaralayan bir melez ırk çıkmış.
Kan yoluyla bulaşıyor dememe bakmayın. Bir karakter ufak bir sıyrıkla zomb... pardon cin olurken, başrol karakter her yeri yaralı bir şekilde kan banyosuna girmesine rağmen hiçbir şey olmuyor. Teşekkürler Murat Serezli
Bu Cinimsi, zombimsi ve ofsaytımsı yaratıklar finalde 5-6 kişi birleşip acayip saçma sapan bir vücut formuna bile giriyorlar.
En çok üzüldüğüm ise abi bu film The Shining'e gönderme yaptı ya! Gerçekten çıldırıcam. Bu Doğu Perinçek'in Abraham Lincoln'ü anması gibi bir şey
Hikayesini ve saçmalıklarını uzun uzun anlatmak isterdim ama maalesef. Zaten 10 kişiden 8i buraya kadar bile okumamıştır.
Başta dediğim gibi korkutmayan şey güldürür. Bu filme kız arkadaşımla gitmiştik ve biz aşırı dalga geçip çok eğlendik.
Ama yine de şu film Imdb 7.1 almış rafta 9 puan verenler falan var. Ya hayatınızdaki ilk izlediğiniz film ya da verdiğiniz rakamlar size göre anlamsız semboller.
Filme Puanım : Fenerbahçe taraftarının dopamin hormonu seviyesi
Sıhhatler Olsun 🖐🏻
Eğer sigara bu film ile piyasaya girseydi , tek bir kişi bile sigara içmezdi.
Çünkü film çok kötü.
Bir kaç kitap okuyup aşırı zeki görünmeye çalışan kişiler olmuştur çevrenizde.
Ha! İşte film tam olarak bu .
Kısaca film, Lord Of…devamıEğer sigara bu film ile piyasaya girseydi , tek bir kişi bile sigara içmezdi.
Çünkü film çok kötü.
Bir kaç kitap okuyup aşırı zeki görünmeye çalışan kişiler olmuştur çevrenizde.
Ha! İşte film tam olarak bu .
Kısaca film, Lord Of War ve The Wolf Of Wall Street'in karması ama bütün iyi özelliklerden arındırılmış.
Zeki, kurnaz ve başarılı olmaya çalışan bir karakter, başına gelen badirelere rağmen kariyerinde başarılı olmaya çalışıyor .
Genellikle bu tarz filmleri öncelikli sıraya alarak izlerim ama bu film tam bir hayal kırıklığı. Sebebi ise aşırı yapay olması.
Filmde başrolümüzün en büyük özelliği tartışmaları manipüle etme yeteneği. Bu filmde abartılarak gösteriliyor ama gerçekte olan şu 👇🏻
- Madem ekonomi kötü neden kafeler bu kadar kalabalık !?
Bana kalırsa film şöyle yazılmış
Yazar : Karakter çok zeki oldu ama bir zaafı olmalı ?
İsmet : İyi işte taş gibi adam
Yazar : Ama bir zaafı olmalı çünkü başı derde girsin ki filmin dönüm noktası olsun.
İsmet : O zaman yeni tanıştığı gazeteci kızla yatarken ona bütün sırrını ve pis işlerini anlatsın
Yazar : Ama bu...
İsmet : Hatta sadece kendisinin de değil arkadaşlarının ve şirketinin de bütün sırlarını anlatsın
Yazar : Tamam da...
İsmet : Hatta sadece işlerini de değil bütün özel hayatını ve aile ilişkisini de anlatsın
Yazar : Ya tamam ama bu tek buluşmaya sığmaz ki
İsmet : O zaman sürekli görüşüp sevişsinler .
Gerçekten çok zeki!
Senaryonun böyle yazıldığına yemin edebilirim . Eğer gerekli imkanları sağlarsanız kanıtlarım da .
Şunu anlamıyorum , neden hep kariyerine odaklanmış başrol karakter eşinden boşanmış oluyor? Bu Hollywood'da film yapmadan önce imzalanan mutabakatta mı yazıyor?
Bir sürü klişe sahne , durum ve karakterlerden sonra filmin sizi başrolün son tiradıyla sizi etkileyeceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz . Filmdeki karakterleri bile etkilemedi .
Başrolün sıradan oyunculuğu dışında hiçbir oyunculuk kırıntısı da bulunmuyor .
Kısaca çevrenizdeki kendini zeki zanneden kişiye dönüp şunu söylemelisiniz SEN APTALSIN!
Filme Puanım : Puan vermek için düşünürken , senaristin senaryoyu yazarken bu kadar düşünmediği geldi aklıma. ( 9 saniye )
Esenlikle 🖐🏻
24 Saat uyumayan biri ne yapar?
Sizi bilmem ama ben iki tane zombi filmi izledim .
28 gün sonra ve 28 hafta sonra ( Keşke 28 saat uyumadan izleseymişim )
Burda her zamanki gibi uzun uzun saçmalamayı çok isterdim ama…devamı24 Saat uyumayan biri ne yapar?
Sizi bilmem ama ben iki tane zombi filmi izledim .
28 gün sonra ve 28 hafta sonra ( Keşke 28 saat uyumadan izleseymişim )
Burda her zamanki gibi uzun uzun saçmalamayı çok isterdim ama bunu zaten film yaptığı için , gelin tüm saçmalıkların üstünden geçelim .
Şerefsizliğin vergisini verse ülkenin ticaret açığını kapatacak olan bir abi var. Bu abi daha önce "dünyanın en gerilimli sahnesi " diye gördüğüm ve aslında " Dünyanın en erkekliğin 10/9u kaçmaktır " sahnesi olan sahnede :
Karısını ve bir çocuğu zombi dolu olan bir odaya kilitliyor ve kaçıyor 👌
Filmimizin de saçmalıkları bu sayede başlıyor .
Varan 1 - Ablanın gizemli sırrı -
Abla zombi dolu odada kalınca tahmin edersiniz ki ne oluyor ? Uzun abla?
Hayır diğer kan emici , yani zombi.
Peki bu abla koskoca boş bir arazinin ortasındaki evde zombi olup sonra nasıl şehrin içinde eski evlerinin odasında oluyor? Dikkatlice baktım oda zombi olduğu odanın aynısı !?
Ama... Aslında abla zombi olmuş ama aynı zamanda olmamış da . Sebebi ? Yok hahshssj
Varan 2 - Special Agent Şerefsiz abi -
Temizlenen Londra'da bir gökdelenin yöneticisi olan ve kartıyla gökdelene giriş yapabilen abi , aynı kartla askeri karantina binasına da giriş yapabiliyor. Bu binanın her yeri askerler tarafından korunuyor ve bu binada da daha önce rastlamadıkları vakayı ( bizim gizemli ablayı ) araştırıyorlar düşün hani. Ama abi, direkt giriş yapıp , özel odaya girip ( kimse görmüyor bu arada) bizim zombimsi ablayı dudağından öpüyor .
Varan 3 - Kutsal Atak Helikopteri -
Askerler bakıyor bu Londra elden gidiyor , biz de nükleer atalım başımızı derde sokmayalım diyorlar .
Kimyasal bombaları atarken de uçakların altından helikopter geçiyor . Sokaklar yanıyor ( Görsel efektler muntazam) , patlıyor , fırlıyor ama helikoptere bir şeycik olmuyor . Hatta helikopter pilotu alevlerin üstünden rapor veriyor .
Varan 4 - Organize Zombiler : Sazan Sarmalı -
Bu zombiler her ne hikmetse koca şehirde bizim çocukların olduğu kırsala geliyor . Ya tamam olabilir neden olmasın . Ama neden dirsek teması ile ip gibi sıraya dizilip geliyorlar hhahshssj
Bu arada bu zombiler bilinçsiz ama... Merdivenleri tek tek güzel güzel çıkabiliyorlar .
Varan 5 - Gergin atak helikopteri -
Bu kırsalda bizimkileri kurtarmaya helikopter geliyor . Bir abi panikleyip helikoptere atlıyor . Pilot da " gel bakalım kapışalım " diyor ve helikopteri bir sağa bir sola çeviriyor . Bu sırada bizimkileri de zombi kovalıyor Hahshsjsjz
Varan 6 - Kişisine göre çalışan gaz bombası -
Bizim çocuklar bir anda ne oluyor bilmiyorum ama şehre gidiyor . Şehre ise kimyasal gaz bombası atılmış . Ama bizimkiler bunu ancak sokaklara girene kadar görebiliyor . Gazdan kaçarken de Hawkeye abinin aklına muhteşem bir fikir geliyor .Gazdan kaçmak için arabaya giriyorlar hahssjsj Daha çok zehirlenmek için mi? Ardından da zombiler geliyor. Ama sadece gazdan zombiler etkileniyor ve ölüyor .
Ama nedendir bilinmez zombiler ölene kadar arabayı çalıştırmayı hiiiiç denemiyorlar . Kontağı çevirmiyor bile .
Varan 7 - Special Agent Şerefsiz abi 2 -
Ya bu zombiler saldırır , ısırır ve tırmalar dimi ? Bizim Special Agent abi neden tüfeği eline alıp kabzasıyla saldırabilen bir zombi? Baya yakın dövüş ustası bir zombi Allah'ın işi işte , bak sen ...
Sonuç
İlkokul kaça gittiğini bilmediğim bir senarist tarafından yazılan , ve online eğitim ile yönetmen olmuş bir yönetmenden muazzam bir eser .
Ama en çok da , bu oluşan saçmalıklar zincirine kim "okey" verdi de bu film çıkmış oldu. İngilizlerin gerçekten çoğu filmi aşırı rezalet. O kadar kötü ki Türk gibi yapıyorlar bu işi . Dizide bu kadar iyi olup sinemada kötü olmaları da ne biliyim...
Türkler zombi filmi yapsa ne olurdu diye merak ediyorsan bu filmi izle.
Filme Puanım : Oy kullanabilen günümüz zombileri
Esenlikle Kalın 🖐️
İzlediğim en aptal şey!
Her yılların kendine göre bir sinema etiketi var . Örneğin 90'ların sonunda kıyamet temalı filmler ilgi çekerken 2000'lerde daha çok psikoloji etiketli filmler çekilmiş ve ilgi duyulmuştur . Bu bana ; seyircinin çoğunluğunun anlamadığı konuları basitçe…devamıİzlediğim en aptal şey!
Her yılların kendine göre bir sinema etiketi var . Örneğin 90'ların sonunda kıyamet temalı filmler ilgi çekerken 2000'lerde daha çok psikoloji etiketli filmler çekilmiş ve ilgi duyulmuştur . Bu bana ; seyircinin çoğunluğunun anlamadığı konuları basitçe anlatarak ve ilgi çekiçi bir başlık kullanarak bol gişe yapılması gibi geliyor .
Peki günümüzdeki yapımcıların taptığı söz ne ?
"Çoklu Evrenler"
Peki bir grup asyalı "Çoklu evrenler" temalı film çekerse ne olur?
- Aptalca ve cringe . Hatta filmi beyninizi çıkarıp izleseniz bile , filme göre çok zeki olursunuz.
Şimdi komplo teorisinyenleri gibi konuşmak istemem ama sizi kandırıyorlar ve gözünüzü boyuyorlar.
Aaa bak ! anne ve kız başka evrende yan yana iki kayaymış ?!
Saçmalık şurda başlıyor . Bize tam bir saat boyunca bir şeyler gösteriliyor ve biz sadece "erkek birey" olan karakterin ağzından bir şeyler öğrenebiliyoruz . Daha önceki yazımı okuyanlar bilir bu nedir ? Evet doğru "Senaryo tembelliği "!
Sonrasında her ne hikmetse diğer tüm evrenlerde bu ailenin farklı varyantlarını görüyoruz . Paradan o kadar kısmışlar ki bulunduğumuz evrendeki bütün karakterler diğer evrenlerde de var . Başka kimseyi görmüyoruz .
Sonra anlıyoruz ki bu filmdeki çoklu evren sadece bize özellik ve yetenek katıyormuş . Yani sen Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkan olduğu bir evrende muhtar yardımcısıysan , o evrene gidip sadece muhtar yardımcılığı yeteneklerini alıyorsun . Zırva!
Başrolümüz sırf kalkanla artistik hareketler yapmak için pizza pankartı salladığı evrene gitti... Offff
Peki Yavuz diğer evrene gitmek için ne yapmamız gerekiyor?
-Anamızı cep telefonundan arıyoruz snsjsks Yok yok.
Kı****** damga mühürü sokmamız lazım
Bu benim mizahım değil filmin mizahı...
Bir süre sonra anlıyoruz ki tüm evrenleri dolaşıp korku salan bir karakter varmış. O da başrolün şişko kızı ... Kız evrenlerde dolaşıyor ve insanları aşırı gerçekçi dildoyla dövüyor falan .
Kavga sahnelerinde birini dövdükten sonra oyunlardaki boss gelme efektiyle birisi geliyor , sonra o da ölüyor bir sonraki boss geliyor .
Ve geldik beni deli eden yere .
Sırayla Tirat sahneleri
Klasik doğu toplumu duygu sömürüsü. Herkes sırayla ne hissettiğini neden böyle yaptığını düz yazı şeklinde söylüyor . HERKESSS Vergi memuru bile!!!
Ana karakter (Ana olan yani anne olan karakter) sırayla hayatındaki herkese üzülüyor , herkese yardım etmeye çalışıyor, onları anladığını söylüyor . Dünya hakkında zerre doğru olmayan felsefî düşüncelerini söylüyorlar.
Amaaa aslında o iyi biri ühüü ! Herkes pişman, herkes haklı ve aslında kötü biri yok. Yani kısacası ...
" biz size çoklu evrenler dedik ama kandırdık aslında bu aile dramı . Zaten çoklu evrenler hakkında da bir bok bilmiyoruz biz asyalıyız " demişler.
Klişe klişe üstüme doğru tsunami şeklinde gelen bu sahnelerden sonra ne oluyor biliyor musunuz?
Ailemiz vergi borçlarını düzenliyor ,ödüyor veee herkes çok mutlu !!! ( Erdoğan da)
Sonuç olarak Kung Fu Sokağı ve Kung Fu futbol filmleri bu filmin yanında başyapıttır .
Bu filmin çok reklamı yapıldı ,sinemalara çıkmadı diye çok ilgi oldu, çoğu sinemasever övdü yerlere göklere çıkardı diye izledim . Hayatımın en büyük hatalarından birini yaptım. Sinema sektörü öyle bir duruma geldi ki Marvel'dan bile daha kötü filmler çıkıyor .
Etiketlere , görsel efektlere ve büyülü sözlerle değil mantığıyla ön plana çıkan filmlerin olduğu bir sinema dileğiyle.
Filme Puanım : Keşke yarasa olduğum bir evrende yaşasaydım da şu aptal filmi görmeseydim .
Bu arada filmde biri "Çan çin çon " dedi . Yemin ederim.
Araştırdım geldim, Çincede " Çan çin çon"u bu filmi beğenen ve beyninin yandığını söyleyen insanların ne kadar aptal olduklarını kısaca anlatmak için kullanan bir sözmüş.
Esenlikle Kalabiliyorsanız Kalın 🖐️
Yönetmen size bir sahne gösterir.
Eğer geçimini yönetmenlik yaparak sağlamaya çalışan ve size farklı bir deneyim sunma kaygısı olmayan bir yönetmense , o sahneyi mahallenin muhtarıyla tavla oynarken de anlayabilirsiniz .
Ama ya öyle değilse ?
İşte o zaman büyük…devamıYönetmen size bir sahne gösterir.
Eğer geçimini yönetmenlik yaparak sağlamaya çalışan ve size farklı bir deneyim sunma kaygısı olmayan bir yönetmense , o sahneyi mahallenin muhtarıyla tavla oynarken de anlayabilirsiniz .
Ama ya öyle değilse ?
İşte o zaman büyük ihtimalle kaliteli bir şey izliyorsunuzdur. Yönetmen sizi olayın ortasına atar ve kaçar . Merak duygunuz tavan yapar ve sürekli sorular sorarsınız.
Adam neden böyle bir soru sordu?
Kadın neden öfkeli ve çekip gitti ?
Victor da kim? Ya da bu kitap neden bu kadar konuşuluyor ? Kılıçdaroğlu aday mı olacak ? Jorge Jesus'un aklındaki ilk 11 ne? Alaçatı'da lahmacunun fiyatı ne kadar oldu?
İşte bu soruların cevaplarını alacağınız zaman dilimi çok önemli. Sorular hemen yanıt bulursa izleyici çabuk öğrenir ve merak duygusu kaçar . Eğer soruları çok geç cevaplarsanız , izleyici arada geçen sürede sıkılır , pes eder ve cevaplar umrunda olmaz . İşte öyle bir formül bulunmalı ki izleyici hem merak etsin hem de zevk alsın .
Mesela bunun için filme yan sorular sıkıştırılabilir , izleyici onlara dalmışken siz ana soruların cevabı için zaman kazanırsınız . Diğer bir yol da heyecan! Öyle olaylar ve aksiyonlar eklersiniz ki izleyici bir yandan tatmin olur diğer yandan merak duygusu taze kalır .
Pekiiii Gaspar Noe ne yapmış?
Filmi izlemeyenler için özetleyeyim . Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayını açıklama süresi = Gaspar Noe'nin soruları yanıtlama süresi
Gaspar Noe'nin marjinalliğini , kafa yapısını ve o kürt yumruğu atar gibi sert anlatımını çok seviyorum. Ama Allah'ın belası adam 2 saat 40 dakikalık filmde , 1 saat 10 dakika bize neden şehrin krokisini izlettin !? Tam filme dalıyorum , tam odaklanıyorum hooop "hadi gel şehrin duvarlarının içinde gezinelim " yeter kardeşim ya taksi tutsak 478 lira tutar !
Azıcık Gaspar Noe'i tanıyorsam, bu adam bu filmi dalga geçmek için çekti . Hani vardır ya sanatçı tripleri , o tavra büründü ve onlarla dalga geçip bir de üstüne bir sürü ödül aldı .
Set olarak da bu filmi yaparken çok yorulmuş olacaklar ki filmin bitişini seks partisiyle kutlamışlar .
Kısacası ne zamandır izlemeyi düşündüğüm bu filmi izlediğim için mutluyum çünkü artık izlemeyi düşünmeyeceğim .
Filme Puanım: Kılıçdaroğlu'nun aday olması
Dur ya o kadar da kötü değildi .
Filme Nihai Puanım: Filmin ilk 1 saatinden son 20 dakikasını çıkar , ilk 15 dakikasını çarpanlarına ayırıp , son 2 saatiyle sentez edersen ve aynı anda Türk lirasının en az değer kaybettiği minisaniyelik zaman dilimine denk getirirsen , güzel film .
Esenlikle Kalın 🖐️
Hayat bize Waititi vay vay !
Neyi anlamıyorum biliyor musunuz?
Marvel sinemadaki etkisini 2008'de göstermeye başladı . O yıllarda 10 yaşında olan kitlesi artık büyüdü ve 24 yaşında . Marvel ise sanki o yıllarda 24 yaşındaymış da şimdi 10 yaşındaymış…devamıHayat bize Waititi vay vay !
Neyi anlamıyorum biliyor musunuz?
Marvel sinemadaki etkisini 2008'de göstermeye başladı . O yıllarda 10 yaşında olan kitlesi artık büyüdü ve 24 yaşında . Marvel ise sanki o yıllarda 24 yaşındaymış da şimdi 10 yaşındaymış gibi film yapıyor . Yani ilk hedef kitlesine hitap etmiyor . Neden!?
Ben de hep gençlere ve yetişkinlere yönelik gönderi paylaşıyorum . Belki Marvel'ın bir bildiği vardır diyerek bugün çocuklara yönelik bir gönderi yazacağım .
Endgame filminden sonra sandım ki Guardians of the Galaxy pıtırcıkları ve Thor amca birlikte arkadaş olacak. Artık sınıfta aynı sıraya oturacak ve teneffüste birlikte oynayacaklar . Ama sanırım küstüler birbirlerine . Çünkü pıtırcıklar ve Thor amca filmin 15. Dakikasında ayrılıyorlar . Üzüldüm ve ağladım ama annem "Onlar geri gelecek" diyip beni teselli etti ve muzlu süt verdi .
Kötü abi , ben daha gazozumun kapağını açmadan geldi , göründü ve gitti . İkinci gazozu bitirene kadar bir daha görünmedi . Heralde o sırada öğlen uykusunu almaya gitmişti .
Natalie ablanın hasta olduğunu duyunca çok üzüldüm . Sonra Miyoni çekiçini alınca düzeldi ve ben çok sevindim . Ama aynı miyoni onu hasta ediyormuş . Anneme sordum neden diye o da
" Zamanından süt içmemiş diye hasta olmuş " dedi
- Anne bunu nerden biliyorsun dedim
"Anneler bilir "dedi
Sonra Thor amcanın baltasıyla ilişkisi varmış. Ama annem ben kötü etkilenirim diye izletmedi , gözlerimi kapattı.
Sonra anlamadığım bir kaç espri vardı herkes güldü ama ben anlamadım . Mesela neden Thor amca soyununca kızlar bayıldı?
Bir de filmin başında kötü abi bir başka kötü abinin boğazına bıçak soktu . Kan akacağına altın aktı . Sonra anneme dönüp ben de boğazımı kesicem dedim , çok fena kızdı .
Sonra kötü abi çok kötü olduğu için çocukları falan kaçırdı . Ben çok korktum ama Thor amca onları kurtardı ve kötü abiyi öldürdü . Bundan sonra ben de kötü abileri öldürücem . Bu arada Thor amca tüm çocuklara güç verdi onları süper kahraman yaptı . Şimdiye kadar neden hiç yapmadı ya da bu kadar kolay mıydı bilmiyorum. Ama belki ilerde küçük çocuk kahraman görür ve izleriz çok eğlenceli olur heeeyy yoo yuppi .
Sonra birden küçük kız geldi Thor abiyle sahilde top oynayan mültecileri kestiler . Umarım bir gün yaşadığım yerdeki mültecileri de kesmeye gelirler .
Annem karnem iyi olursa bu filme götüreceğini söylemişti . Keşke derslerime çalışmayıp yan sınıftaki İlayda'yla ip atlasaydım .
Düşündüm de film çocuklara da hitap etmiyormuş .
Filme Puanım: Annemin akşam yemeğinde köfte patates yerine pırasa yapması
Ahh Christian Bale ahh senin ne işin var orda .
Esenlikle Kalın 🖐️
"Kapitalizm öyle kötüdür ki ; kurnaz , çakal ve kendini zeki sanan insanları milyoner yapar ."
Carl Gothensky
Noldu söz hoşunuza gitti dimi ? Sizin için üzgünüm ama bence kim kapitalizme kötü diyorsa, ya gerçekçi değildir ya da fakirdir. Ama…devamı"Kapitalizm öyle kötüdür ki ; kurnaz , çakal ve kendini zeki sanan insanları milyoner yapar ."
Carl Gothensky
Noldu söz hoşunuza gitti dimi ? Sizin için üzgünüm ama bence kim kapitalizme kötü diyorsa, ya gerçekçi değildir ya da fakirdir. Ama nankör olduğu kesindir .
Bu film hakkında bir çok yazı gördüm. Neredeyse herkes Ray Kroc'a ve Kapitalizme sallamış , sebebi ise McDonald's kardeşlerin fikrinin çalınması .
Peki dikkatli izlediniz mi? Filmin başında McDonald's kardeşlerin bu projeye başlamasında ilham aldıkları kişi olan sosis satan dayı vardı . O halde McDonald's kardeşlere neden sallamadınız ?
Çünkü o sosisci dayı filmde yoktu... Filmde sosisci dayının dramı da yer alsa eminim McDonald's kardeşlere de laf atardınız.Burda demek istediğim gayet açık ;
Duygularınızla hareket ediyorsunuz !
Kapitalizm öyle mükemmel bir sistemdir ki ; şirketler daima kar etme güdüsü ile ilerler , ürünlerini geliştirir ve müşteri alabileceği maximum faydayı alır . Bugün gördüğümüz çoğu teknolojik alet bu sistemin ürünüdür . Devletin değil , şirketlerin ürünüdür.
Filmde net olarak tanık olmuşsunuzdur . Zincire her dahil olan insan bir katma değer katıyor . Yenilik ve özgünlük çoğu zaman yapanı ödüllendiriyor. Bu zincire dahil olmuş her kişi hakettiği değeri kazanıyor. McDonald's kardeşler bile belki de kendi başlarına asla kazanamayacakları kadar para kazandılar. Süt tozu fikrini bulan abla zaten oluşan imparatorluğun kraliçesi oldu . Emlak fikrini bulan abimiz yıllarca McDonalds'da Ceo'luk ve başkanlık yaptı .
Ray Kroc ise ...
Filmde Ray Kroc'un "kararlılık" için kullandıklarına ben saplantı diyorum . O girişimci ruhu sizde saplantı haline gelmişse , en azından ölene kadar bir şekilde o yeşil kağıtlardan bolca kazanırsınız. Ama bu yolda rasyonel olun , DUYGUSAL değil . Çünkü ancak birilerinin üstüne çıkarak bir yerlere geliniyor . Bunu acımasızlık olarak görenler , basamak olarak yaşamaya devam edebilirler .
Fazla kişisel gelişim gibi konuştum ahhasjsjs
Güzel ve ilgi çekici hikayesi dışında filme baktığımızda ... gayet sıradan bir film . Hatta The Wolf of wall street olma potansiyeli varken , sıradan çerezlik filmler arasında olmayı seçmiş .
McDonald's kardeşleri fazla acınası ve mazlum olarak göstermelerinden aşırı rahatsız oldum . Karısı ile olan dramı zerre umrumda olmayacak kadar kötü işlenmişti . Ve Ray Kroc'un büyümesi daha göz alıcı gösterilebilirdi .
McDonald's burgerlerini hiç sevmeyen biri olarak yine de işleyiş biçimine hayran kaldım. Bu arada evet arkadaşlar McDonalds'ı sevmiyorsanız başka yerde yiyebilirsiniz . Kapitalizmin böyle avantajları var 😉
Son olarak , peygamberim olan Adam Smith McDonalds'ın işleyişini görse heralde orgazm olurdu 😅
Filme Puanım : Yağmurlu bir yaz günü.
Esenlikle Kalın 🖐️
Sen ,ben , lenin bir arada olsak ve keşke kominizm'in bir saçmalık olduğunu ona anlatabilsek .
Belki bir süre sonra aramıza Tufan Taştan da katılır ve onu çekmeye çalıştığı filmimsilimsi şeyi çekmemesine ikna etsek... Güzel olurdu .
Çektiği ilk uzun…devamıSen ,ben , lenin bir arada olsak ve keşke kominizm'in bir saçmalık olduğunu ona anlatabilsek .
Belki bir süre sonra aramıza Tufan Taştan da katılır ve onu çekmeye çalıştığı filmimsilimsi şeyi çekmemesine ikna etsek... Güzel olurdu .
Çektiği ilk uzun metrajla " Dünya sıkıcı filmler maratonunda" Bela Tarr'a meydan okuyan Tufan Taş'ı tebrik ediyorum.
Sen Ben Lenin ve 12 öfkeli adam
Filmimsilimsi (evet her seferinde üşenmeden böyle yazıcam ) şeyin konusu, lenin heykelinin getirildiği kasabadaki etkileri ve çalınması .
Fakat bu süreçte heykelin çalınması o kadar umrumda olmadı ki ! Bana ne ! O kasabanın halkı , belediye başkanı düşünsün bunu . Sen bana 1 saat 20 dakika boyunca tek mekanda bir hikaye anlatacaksan bundan fazlasını yapman gerekiyor.
Tek mekan filmlerinde seyirciyi ekrana bağlayan ve odağını en taze tutan şey , çatışmadır . Filmimsilimsi şeyde ise bu çatışmanın esamesi bile okunmuyor . Dedektif ve Belediye başkanı arasında bile herhangi bir çatışmadan eser yok . Kaldı ki aynı agresif ve otoriter bir dedektifle kasabalı arasında nasıl çatışma olsun !?
Hikaye gelişimi asla yok , olsa da yansıtılamıyor . İlk dakika ile son beş dakika arasında heyecanlandıran hiçbir fark yok .
İpucu asla yok. Dedektiflik filmlerinin en başlıca özelliği seyirciyi bulmacanın içine çeker ve onun da konuya dahil olması için bazı doneler verir .Bulmaca temalı bir film çekiyorsun ve tek dayanağın ya da kanıtın kasabalı , aptal ,yobaz insaların ağzından çıkanlar mı ? offf of.
Lanet olsun sana Sembolizm !
Ara sıra kasaba beliren ve konuyla hiç alakası veya anlamı olmayan semboller...neden vardı ? Mutlaka çekenin kafasında bir anlamı vardır fakat konuyla bir bağlantısı olmadığından zerre umrumda ve umrunuzda olmaz .
Oyunculuklar ise ; yönetmen Tufan Taştan hariç herkes kötü oynamış . Tufan Taştan'ın filmi çekerken entelektüel rolü yapması gerçekten başarılı absjsjsksaj
Çakma sanat kafasıyla , aptalca ve bilinçsizce yorulmuş bir hamurdan ne kadar bir pizza olabilirse , bu filmimsilimsi şeyden de o kadar film olur .
Kısacası sinema sektörüne damga vurmuş , ufuk açmış ve yıllar sonra bile kendinden söz ettiren 12 Öfkeli Adam neleri çok iyi yapmışsa , Sen ben lenin onları berbat yapmış .
Ama 12'ye karşı 3 , zaten kazanma şansı küçüktü 😐
Bu filmimsilimsi şey ,geçen sene Tufan Taştan'ın katıldığı bir programda konuşmasıyla ilgimi çekmişti ve rafta görünce hatırlayıp izledim . Kandırıldım .
Filmimsilimsi şeye puanım : Chp muhalefeti
Esenlikle Kalın 🖐️