Ve sonunda sıcağı sıcağına bitirilmiş, uzun zamandır beklenen Orhan Pamuk Bey'in yeni eseri "Veba Geceleri"... Bu kitap değerlidir çünkü geleceğe tutulan bir fenerdir. Edebiyat Tarihi araştırmalarına dâhi bir izlek oluşturacak bir kitaptır. Çok da değil hemen bizzat göreceğiz; Türk Edebiyatı'na…devamıVe sonunda sıcağı sıcağına bitirilmiş, uzun zamandır beklenen Orhan Pamuk Bey'in yeni eseri "Veba Geceleri"...
Bu kitap değerlidir çünkü geleceğe tutulan bir fenerdir. Edebiyat Tarihi araştırmalarına dâhi bir izlek oluşturacak bir kitaptır. Çok da değil hemen bizzat göreceğiz; Türk Edebiyatı'na salgının nasıl yansıyışını... Bir Edebiyatçı gözünden bu salgını seyir etmek oldukça kayda değer.
Osmanlı'nın sona eriş öyküsünü okuyoruz romanda. Doğu Akdeniz'de bir hayalî ada kurmuş Orhan Pamuk. -Meşhur, Minger Adası- ve V. Murat'ın hayalî kızı olan Pakize Sultan karşımıza çıkmakta. Tüm bunlara eşlik eden bir veba salgınının ülkeyi kasıp kavurması Tarihsel bir muhteva oluşturarak okuyucuya sunulmuş. Kitabı okumaya başladığınız vakit Orhan Pamuk'un hakîkâten de çok iyi bir gözlemci olduğunu ve hayal gücünü realizmle çok iyi harmanlayan bir yazar olduğunu netleştiriyorsunuz. Orhan Pamuk bana göre kendine münhâsır ve tüm bunları kendince bir üslûpla yeniden oluşturan çok farklı bir yazar. Kitabı okumaya başladığım ilk sıralarda muhtevasını bu denli bir tarihî birikimle canlandırması beni çok şaşırtmıştı doğrusu, öyle ki okuyan her okuyucu gibi, uzun süreli bir çalışmanın sonucu olduğunu düşünmüştüm. Çalışma diyorum çünkü iyi bir araştırma sonucu ortaya çıkmış bir eserdi sanki Veba Geceleri. Fakat geçen günlerde izlediğim bir yayında Orhan Pamuk'un sandığımız gibi bir çalışma olmadığını söylemesiyle bu tabularım da yıkılmış oldu. Yine de daha fazla başarılı olduğunu düşünmekteyim. Tüm bunlar bir yana Pamuk, bu kitabında bir roman oluşturmanın da yanı sıra bir klavuzluk da vermiş. Dönemi sosyal, ekonomik boyutunu, salgının psikolojiye etkisini ve esnaf üzerinde bıraktığı o etkiyi tutarlı bir şekilde de sunmuş. Bunların yanı sıra aşk üzerine de yoğunlaşmış tabi. Bu yönlerini çok çok sevdim. Gelgelelim dikkatimi çeken ve sürekli olarak "ay tamam anladık" dememe sebebiyet veren bir yönünü fark ettim bu romanda. Müslümanlar üzerinde çok fazla bir cahillik söylemi yapılmış bence. Kitabın başından sonuna kadar bu durum eşlik etti. Bir de kitabın çoğu yerinde çok fazla aynı şeyler tekerrür etmiş bu durum beni çok sıktı açıkçası. Tarihi roman olarak kurguladığından olsa gerek benim edebî tatminimi sağlayamadı. Bu özellikleriyle roman benim nazarımda biraz eksik kaldı. Ama dediğim gibi genel hatlarıyla bakıldığı zaman gerçekten Pamuk'un başarısını gözler önüne sermiş. O dönemin hayal gücüyle böylesine kurgulanması ve bunun hayal gücü değilmişcesine bir izlenim vermesi hayranlık uyandırıcı. Dilerim bizi yazacağı diğer eserlerinden mahrum bırakmaz Orhan Bey, son romanı olarak kalmaz Veba Geceleri...