Bazı filmler vardır eskilerden günümüze kadar gelmiştir. Kimisi etkisini yitirirken kimisi de etkisini yitirmemiş yaşamın bu hazin yıkıcılığına dayanmıştır. İzleyene "ya 1946 yılında böyle bir film nasıl çekilebilir?" dedirten bir filmdir, Şahane Hayat. Çevresinde yaşayan insanlar için sürekli kendinden, hayallerinden…devamıBazı filmler vardır eskilerden günümüze kadar gelmiştir. Kimisi etkisini yitirirken kimisi de etkisini yitirmemiş yaşamın bu hazin yıkıcılığına dayanmıştır. İzleyene "ya 1946 yılında böyle bir film nasıl çekilebilir?" dedirten bir filmdir, Şahane Hayat. Çevresinde yaşayan insanlar için sürekli kendinden, hayallerinden ödün veren bir insanın hikayesi...
Kimileri için kendinden başka insanları düşünen onlar için hayatını, imkanlarını harcayıp çaba sarf edenler bu hayatı boşuna yaşamış gibi gözükse de kimileri için de bu insanlar en yüce şahsiyetlerdir. Tamamen içten gönülden gelen bir ses ile yapılan 'başkaları için yaşama' rolü. Farklı düşünenler olsa da bana göre ikinci kategoride yer alır bu insanlar. Örnek aldığım, imrendiğim, izlerken kendime çeki düzen verme ihtiyacı hissettiğim, yaptıklarını her daim doğru bulduğum insan modelidir.
Dönemin sıkıntılarını yansıtan ve filmde çok kez insanlara vermek istediği dayanışma, yardımlaşma ve sevginin paradan daha önemli olduğunu ince ince işlemesi de takdire şayan. Daha sonraları yönetmen Frank Capra'nın "kariyerimdeki en iyi filmim" övgüsünü de sonuna kadar hak edecek bir yapım. Bir insanın kendini feda edip başkaları için yaşamasının gereksiz olmadığını aksine çevreye, yaşama ne derece güzellikler kattığını izleyiciye gösteren ve bunu hissettiren sinemanın muazzam örneklerinden birisi.
Bir yerlerde kulağımıza melodiler çalıverir. Anlıyoruz ki Noel zamanı gelmiştir. Sonra bir ses daha duyarız. Dua sesleri, yakarış sesleri. O sesin bize George Bailey adında bir insanın yardıma ihtiyacı olduğunu söyler. Aynı duayı George'un annesinden daha sonra da kızından duyarız. Annesi onun yardımsever ancak kendisini hiç düşünmeyen bir insan olduğunu söyler bizlere.
✨"+Dünyadaki bir adamın yardımımıza ihtiyacı var.
-Oh! Hasta mı?
+Daha da kötü. Umudunu yitirmiş."
Başka insanlardan da George Bailey için duaları duyuveririz. Daha sonra Clarence adında bir melek bu yardım ve dua çağrılarına binaen dünyaya gönderilir ve bu insana yardım edecektir. Bu kısımdan sonra bu melek hangi insana yardım edecektir biz o insanı görüyoruz. Yani George Bailey'in yaşamını. Küçüklük zamanlarına gidiyoruz. Küçüklükten gelen insanlara olan yardımseverliği, kardeşini ölümü pahasına kurtarmasına hatta yardım ederken bir olaydan sonra kulağının zarar görmesini ve tek kulağının artık işitememesini nasıl özverili ve her daim başkalarını düşünen bir insan olduğunu görüveriyoruz. Daha sonra George büyür ve yetişkin bir insan olur. (James Stewart) Aşık olur ve evlenir. Hayali dünyayı gezmek iken o babasının emlak dükkanında çalışmaya karar verir ve evsiz insanlara yardım eder. Ancak Büyük Buhran döneminde herkes zor zamanlar geçirmiş ve George iflas eşiğine gelmiştir. İşte bu süreç onu ihtihar etmeye kadar itmiştir. Onu bu umutsuzluktan kim kurtaracaktır? Tabi ki Clarence. George Bailey gibi bir insan olmadan hayat nasıldır? Onsuz hayat tanıdığı insanlar için nedir ? Onlar hayatlarını nasıl sürdürüyor? Bu içsel yolculuğu ve her daim umudumuzu inancımızı yitirmemiz gerektiğini gösteren filmi sizlere tavsiye ediyorum. Sevgiyle kalın.
George Bailey'e ve onun gibi olanlara ithafen...
✨" Herkesin hayatı bir başkasının hayatını etkiler. O ortalarda olmadığında diğerlerinin hayatında büyük bir boşluk oluşur."
✨ 8.4/10