Spoiler içeriyor
Ufacık spoiler olabilme ihtimali var.. Hiç küçükken ya da ne bileyim işte herhangi bir yaşta uçurtma uçurdunuz mu? Yanlış hatırlamıyorsam ben bir kere kardeşimle uçurmaya çalışmıştım sonra da uçmuyor diye uçurtmaya küsüp vazgeçmiştim uçurtmaktan. Sanırım çocukken o küsmeye olan merakımdan…devamıUfacık spoiler olabilme ihtimali var..
Hiç küçükken ya da ne bileyim işte herhangi bir yaşta uçurtma uçurdunuz mu? Yanlış hatırlamıyorsam ben bir kere kardeşimle uçurmaya çalışmıştım sonra da uçmuyor diye uçurtmaya küsüp vazgeçmiştim uçurtmaktan. Sanırım çocukken o küsmeye olan merakımdan veya bu filmi daha önce izlemememden, kitabını okumamamdan kaynaklıydı. Çünkü uçurtmaların bir insanı ne kadar mutlu edebileceğini, belki uçurtma olup gelir diye değer verdiğin birini bekleyip umut edildiğini bilmiyordum. Hapishane duvarlarının arasına sıkışmış çocukların uçurtmayı ilk gördükleri anlarda kuş zannettiklerini, sürekli onu tekrardan görebilmenin, ona dokunup uçurabilmenin hayâlinin kurulabileceğini bilmiyordum.. Bu filmin uyarlandığı kitaptan öğrendim bunları. Beni en çok üzen kısım ise; yazarın o çocuğun gözünden anlatmasıydı..
Kitabın önsözünde yazar kitabın beyazperdeye olan gönül borcundan da bahsetmiş. Ben de oradan görmüştüm filminin olduğunu ve dün kitaplığımda kitabı görünce bir anda aklıma geldi ve izledim. Bu postu da dün yazıp yayınlayacaktım fakat saçma bir şekilde hem çok işsizdim hem de meşguldüm. Filmden ve kitaptan konu saptırmadan yazmalı, kafamı toparlamalıyım.. Ve evet, bu postta azıcık kitaptan, azıcık da filmden bahsedeceğim. Çünkü neden olmasın¿
Öncelikle kitaptan bahsedecek olursam;
Kitap, Barış'ın İnci'ye olan mektuplarından oluşuyor. "Barış kim?" derseniz de: Barış, annesinin hapishaneye girmesi sonucunda orada büyümek zorunda kalan minik bir çocuk. Hayatını 4 deniz arasında geçirmek yerine 4 duvar arasında geçirmek zorunda olan bir çocuk...
İnci de Barış'ın diğer insanlara olandan çok farklı bir sevgi beslediği oradaki mahkûmlardan biri.
İnci'nin hapishaneden çıkmasının ardından Barış'ın ona yazdığı mektuplar... Sorduğu masum soruların cevaplarını bilmek canımı sıktı. Ve o soruların doğru cevaplarının yanlış olması, herkesin bir şekilde canını yakıyor olması, ayrı bi' üzüyor.
Neyse filme geçeyim, işim var, kısa tutmalıyım..
Filmde İnci'nin hapishaneden çıkmadan öncesi, Barış'ın mektuplarında bahsettiği bazı olaylar çekilmiş. Oyunculuklar iyiydi galiba. Pek de anlamam bundan ama çok absürt durmuyordu. Camdaki Kız dizisindeki camdaki kızın annesi -anneannesi olan annesi- Feride'yi görünce (nasıl anladı onun olduğunu bilmiyorum hshsbsk yüzünün yarısını görmüştü halbuki. Bende mi sıkıntı vardı acaba? Fazla takip etmememden de kaynaklı olabilir gerçi..)annem de benimle birlikte izledi. Sevmiş filmi, zaten ben o iki damla yaştan anlamıştım ndunsjdb Neyse, annemi katma sebebimi bilmiyorum ama olsun, sevmiş işte. Ben de sevdim..
Demiştim ya hani önsözde yazdığına göre kitabın beyazperdeye borcu varmış diye. Gerçekten varmış. Kitap yayımlandığında Barış herkese sesini duyuramamış. Feride Çiçekoğlu da "Bizim bu millet bir şeyleri anca izler!" diyerekten de filmini çekmiş Barış'ın hikâyesinin. Aslında çok mantıklı bir hareket ve işe yaramış. İnsanlar bir şeyleri sürekli izliyorlar. Önünde insanlar öldürülesiye dövülür ve yine izlerler. He, bi' de başkaları da izleyebilsin bunu diye video kaydına alırlar çünkü herkesin izlemesi gereken bir görsel şölendir insanların acıları (!), değil mi? Gerçi artık izlemeyip kurtarmaya çalışanlar da ceza alıyor. İnsanlarda zaten sıkıntı var, insanları sıkıntıdan kurtaracak sistemde de sıkıntı olması işkenceden farksız oluyor. Düşünmekten hapse girmek, kitap okuyandan korkmak... Kendimizi korumak bile suçken ben neyden bahsediyorum, de mi sndhskksn
"Adalet" diyeceğim ama artık bu kelimeyi duyunca verilen tepki ile komik olmayan bir şakaya karşı verilen tepki aynı. Adalet sistemi de şaka gibi ve kimse gülemiyor..
Önceki gönderilerimden birini bitirdiğim gibi bitireyim bunu da;
Eğer hâlâ düzelme şansımız var ise; tüm dünyanın düzelmesi, insanların, hayvanların ve düşüncelerin özgürce yaşayabilmesi umuduyla..
"O uçurtmaları vurmasınlar İnci..."
Raftaki kayıtları düzenlesem iyi olacak. Favorilerimdekilerden bazıları favorim bile değil jshdjssn Raf'ı keşfetmeye çalışırken araya kaynamışlar. O denizin içinde ne inciler saklıymış meğer, fark etmemişim..