Spoiler içeriyor
Öz (Abstract For Dummies) Dizimiz 17 yaşında iki sorunlu ergenin (ki sorunlu olamayan ergen diye bir şey yoktur… lakin bu iki ergen normal ergen sorunlarından daha büyük sorunlara sahip iki sorunlu ergendir…) absürt ve kara komik bir takım olaylar neticesinde…devamıÖz (Abstract For Dummies)
Dizimiz 17 yaşında iki sorunlu ergenin (ki sorunlu olamayan ergen diye bir şey yoktur… lakin bu iki ergen normal ergen sorunlarından daha büyük sorunlara sahip iki sorunlu ergendir…) absürt ve kara komik bir takım olaylar neticesinde kendilerini içerisinde buldukları dünyanın en garip ve bi tık brutal romantizmini ele alıyor…
Kızımız beyin yerine buzdolabı poşetine sarılmış yarım kilo kıyma taşıyan aman tadımız kaçmasın tavırlı sahte mükemmel bir anneye… ve münferit birçok muadillerini terk etmiş olduğu gibi kendilerini de uzun zaman önce terk etmiş olan çıkarcı bir torbacı ve sahte duygusal İrlandalı bir babaya sahip…ve bir de kendisini sürekli olarak darlamak suretiyle bir sığıntı gibi davranan ve zaman zaman da kendisini annesinin ihmalkar bakışları altında taciz etmekten geri durmayan zengin bir or*spu çocuğu olan cici babası mevcut…
Oğlumuzun ise majör depresifliğinin son hamlesini daha çocuk yaştaki oğlunun gözleri önünde kendini bir arabayla serin sulara gömmek suretiyle intihar ederek yapmayı tercih eden ruh hastası ve anlayacağınız gibi artık bu dünyadan göçmüş bir annesi…ve hayatı saçma bir pozitiflikle yaşayan şeker kusup gökkuşağı sıçan moron bir babası mevcut…
Oğlumuz bu tip travmatik olaylar neticesinde daha katıksız daha solid bir ruh hastası olmayı başarmış olup bulduğu kediyi köpeği kuşu böceği Allah yarattı demeden kesip exp kasan ve büyüdükçe insan kesmeyi düşleyen ve bunun için fırsatlar kollayan sadist bir katil adayına dönüşmüştür…kızımızsa istilası altında olduğu bu manyak sürüsünün arasında büyümüş olmaktan kaynaklı sıkışmışlık ve bunalmışlık hissiyatı canına tak etmiş ve sınırsız ve umarsız bir özgürlük arayışı içinde gemileri yakacağı bir fırsat kollamaktadır…
Kızımız fırsatı mevzu bahis oğlumuzda bulur…oğlumuz da vahşet düşlerini gerçekleştirebileceği bir kurban…yapmacık ve bir o kadar da absürt bir başlangıç yaparlar ve daha sonra ikisi de ailelerini terk edip sebepleri ve sonuçlarının ne olacağı belli olmayan bir yolculuğa çıkarlar…
Travmatik bir takım çıkarlar üzerine kurulu bu yapmacık ve primitif romantizm… bu yolculuk esnasında başlarına gelen olmayacak birçok işten ve olaydan sonra oluşan garip bir çekimle farklı bir boyuta evrilecek olup…biz de boktan hayatlarında oluşmuş bu moloz yığınını birbirlerine olan sevgilerinden bozma harfiyat kamyonlarıyla kaldırıp kaldıramayacaklarını izleyeceğiz…
Irrelevante halihazırda bu diziyi bir şekilde beğenmiş olup hastasına bir deneyim sunduğunu düşünmekte…karakomik olaylar silsilesinin sağlam oyunculukla nereye varabileceğini merak eden ironi düşkünü loserlara ve hayatının bir döneminde edgy takılan mağara adamlarına önermektedir…zaten geriye de üç beş kişi kaldı...
Giriş (Introduction for Pros&Psychos )
Selamlar avazı çıktığı kadar bağırıp duygu sömürüsünden başka bir boktan anlamayan ve sürekli yapmacık samimiyet deklarasyonları yayınlayıp rahat bir şekilde yastığa başlarını nasıl koyduklarını anlayamadığımız yaşlı birtakım siyasilerin genç kitlenin dikkatini çekip oyunu ceplemek için en az onlar kadar saçmalayan danışmanlarından aldıkları birkaç not ve görüşle yazdıkları mantıksal açıdan zayıf ve rezil tweetler kadar boktan ve moral bozucu bu yazıyı okuma mücadelesinde belli bir seviye katetmiş ve arzularından adeta küskün bir keşiş gibi arınarak Nirvana yolu yokuştur kafaları tokuştur mottosunu şiar edinmiş sayıları gittikçe azalan (ya da bana öyle gelen) birkaç sorunlu tip…
1-BU SATIRLAR ASLINDA YOK…
Evet şimdi yazının evriliş sürecini biraz daha şeffaf bir şekilde gözler önüne serebilmek için size bazı şeyleri anlatmam gerekecek… öncelikle okuduğunuz bu şey silinen kısımlar ve silinmeyen kısımlar olarak ikiye ayrılıyor…yani sizin okuduğunuz bu yazı daha büyük bir yığının özü…fakat bu kez bir farklılık yapıp silinmesi gerekip de silinmeyenler adı altında bir kısım daha oluşturup bu kısmı sizle de paylaşmak istedim…Bilal'e anlatır gibi anlatacak olursak yani şu anda aslında silmiş olmam gereken ama silmediğim bir bölümü okuyacaksınız ve bunun hiçbir nedeni yok…bir yazı kolay yazılmıyor sayın okur…biraz can sıkıcı olabilir...fazla yadırgamayınız…
İşte alttaki kısımda giriş bölümümüzün devamında yazılmış olan ve gerçekten nereye gideceği yazıldığı an belli olan birkaç kesit…bir tür kamera arkası...
Deneme 1
+Siz bu satırları okuyorken ben bu dünyadan çoktan ayrılmış ola… pardon pardon karıştı o başka yazıydı…çok özür diliyorum….....Ahhhhhh çıldıracağım bee...Allahın kötüsü gibi salağa yatmalı espriler filan da yapıyorum artık…aranızda illa ki pandemi dönemi nedeniyle işleri bozulmuş kiralık katiller vardır…kiralık olmayan ve daha ziyade insan öldürüm olaylarından sanatsal hazlar filan yaşayanlar da olabilir…evlere servisiniz varsa acısız bir ölüm sipariş edebilirim… (zurna ölüm böyle… çift kefenli bol kanlı acısız filan…)
Deneme 2
+Siz bu satırları okuyorken ben bu yazıyı çoktan bitirmiş olacağım…peki ben bu satırları okuyorken siz ne yapıyor olacaksınız sayın okur…haa…böyle sorarlar soruyu iştee…kaldın öyle ne olduuu…haa…cevap ver ulan cevap…(haysiyetsiz puşt seni...)
Deneme 3
+Sayın okur şunu unutmayın ki sürekli olarak birtakım şeylerin birtakım şeylerden önemli olduğunu sayıklayan birtakım insanlardan daha önemli birtakım şeyler var bu hayatta…(daha önemli bir takım elbise var bu hayatta…daha önemli bir takım çantası var bu hayatta…daha önemli bir takım var bu hayatta…haydi bizim çocuklar…görelim sizi…)
(Son girişimde biraz ışık var...parantez içi çıksa gelir gerisi...lakin canım istemiyor…bu bölümde de böyle yüreklendiriyorum sizi...yok ben anca saçmalıyorum demeyin... yazın sayın okur denemeden olmuyor...yalnızca neyi insanlara okutman gerek olay onu seçmekte...)
2-NEYSE NEYSE FİLME GEÇELİM….
Filmimize geçecek olursak...
3-LANET OLSUN BU BİR DİZİYDİ...
Dizimize geçecek olursak başta belirttiğim üzere benim beğenimi kazanmış durumda…ve bunun benim ruh hastası olmamla filan hiçbir alakası yok sayın okur…ben bu hafif rafine mizahın kölesi gibi bi şeyim…
4-KEMİK İLİĞİYLE AŞK YAHUT UÇAN KELLE PAÇA...
Bazı insanlar da kelle paçanın kölesidir sayın okur…sürekli kelle kırdırırlar... sakatatsız bir lezzet şöleni hayal edilemez bu insanlar için…kemik iliğini kemikten emcükleyip çıkarmanın deviniminden yoksun kalamazlar… alıkoyamazlar bu seremoniden kendilerini…işte bu tip dizilerde de ben böyle hissediyorum sayın okur..kemik iliğini emcükleyen sakatat düşkünü dayının kemikle dudakları arasında vakumlu devinimden doğan o tiz notanın kulaklarda çınlaması gibi bir şey bu dizi…cüüük cccük cüüük…
5-HAYAL DÜNYANIZDA BIRAKTIĞIMIZ HASARDAN DOLAYI KENDİMİZİ MESUL HİSSETMİYORUZ…
Biz diye bir şey yok sayın okur... kurumsallaşmak her daim çoğullaşmayı beraberinde getirmiştir…kurumsallaşamayan tekilleşir ve yalnızlaşır... sayın okur yoksa sen daha kurumsallaşamadın mı…kendini yalnız ve çaresiz mi hissediyorsun…birinci tekil şahıs olarak insanlar üzerinde pek bir etkin yok mu… aynaya baktığında 21.yy kölesi mi görüyorsun…seni çok iyi anlıyoruzzzz…üzülme artık sen de kurumsallaşabilirsin…hem de bir tıkla filan… (belki birkaç tık…)
Nasıl Kendimi Kurumsallaştırırrö adlı eğitimimizi hemen dene…üstelik kısa süreliğine 353 lira yerine sadece 27.90 a…bu fırsatı kaçırma ve sen de kurumsal ol...
6-ACIDIĞIM VE SİNİR BOZUCU OLAN ÇOK FAZLA ŞEYDEN BİRİ...
Dizimizde esas oğlanın babası başta belirttiğim kadar acımasız olamayacağım bir moron… yani ne bileyim bu tip insanlardan dünya üzerinde de çok var…itiraf edeyim birkaç tanesini eksiltmeye çalıştım fakat elim gerçekten tetiğe gitmedi…(filan böyle abartıyor…)hem saflar hem güçsüzler…sanıyorum saf olan şeylerin güçlü olmamasına sinirleniyorum…ezik karakterler içine yerleştirilmiş iyilik çiçek böcek filan…beni çileden çıkarıyor…savaş meydanında ayağı kırılmış bir atın kafasına sıkma isteği gibi bir şey bu...veyahut başka bir şey...
7-BİRİ CANIMA OKUMAYACAKSA BEN İKİNCİ SEZONU DAHA ÇOK BEĞENDİM…
Evet bu doğru…ben yıkıntıların toplanmasını seviyorum sayın okur…bir şeylerin yapılmasını değil bir şeylerin yıkılıp baştan daha güçlü yapılmasını…bu sebeple ikinci sezon bu yönüyle daha sağlam buldum…olay örgüsü itibariyle daha fazla absürtleşmesi de kara komik olaylardaki artış filan da büyük bir etken olabilir…
8-ÖNEMLİ BİLGİLERİN VE KİLİT NOKTA AÇIKLAMALARIN İFASI İÇİN SÜREKLİ OLARAK (VEYAHUT TANSİYONUN YÜKSEK TUTULMASI ADINA BİLEREK) FIRSATLARIN KAÇIRILMASI ÜZERİNE...
Yaa bu ikinci sezonda çok önemli bir ayrıntı var…ve kesinlikle söylenmesi gerekli… ve bunun söylenebilmesi adına birçok fırsat ele geçiyor lakin bir türlü söylenmiyor…makul bir evren ve olay örgüsünde bu ayrıntı binlerce kez söylenebilir ve yanlış anlaşılma durumu çok rahat çözülebilirdi…lakin birçok muadilini gördüğümüz gibi işte yazarlarımız ateş harlansın tansiyon yüksek olsun aman aman biz sonra nasıl bir şeyler uydurup yazacağız tarzı düşüncelerinden ötürü -ki bunu ucuz buluyorum…fırsatlar aptalca kaçırılıyor ve yok yere biz karın ağrıları çekiyoruz… adeta tadımız tuzumuz on the floor oluyor…aynı zamanda olay örgüsündeki bu bariz kasıtlılık doğallığı engellediği gibi gerçek dünyada olduğumuz farkındalığını tetikleyerek izlediğimiz şeyi içselleştirmemizi önlüyor…(bu arada farkında olmadan yine kurumsallaştım haa…sanıyorum negatif eleştiri yaparken özgüvensizleşiyorum…ya da toplumsal bir soruna parmak basıyorum varsayımındayım…)
Karakter sınırına dayandık...Yazının devamı aşağıda yorum kısmında...⬇️