4/5 🗡 İlk Brandon Sanderson kitabımm wuhu. Fantastik alana yeni yeni giren biri olarak bu çok sevilen yazarla sonunda tanışabildiğim için çok mutluyum. Tonla vidyo fln izlemiştim kitaplarından bahseden ve artık neyden bahsettiklerini anlayabiliyorum sdjfkls Yetişkin fantastik kategorisine giren bu…devamı4/5 🗡
İlk Brandon Sanderson kitabımm wuhu. Fantastik alana yeni yeni giren biri olarak bu çok sevilen yazarla sonunda tanışabildiğim için çok mutluyum. Tonla vidyo fln izlemiştim kitaplarından bahseden ve artık neyden bahsettiklerini anlayabiliyorum sdjfkls
Yetişkin fantastik kategorisine giren bu kitapta Brandon Sanderson yepyeni bir dünya ve büyü sistemiyle karşımızda. Zaten yazarın kaleminin en güçlü kısmı bunlar. Yakın sayılabilecek bir zamanda olan savaşlardan dolayı dağlara kaçan kraliyet ailesi (Idris’liler) ve Hallendrenliler arasında geçen bir kitap çoğunlukla (!) Kraliyet ailesi, Hallendren’e hükmeden Tanrı Kral’a kızlarından birini eş olarak göndermek için bir anlaşma yapmış ve zamanı artık gelmiştir. Bu iş iin eğitilen büyük kızları yerine zıpırtık olan küçük kızını yollar. Savaş yaklaşmaktadır. Savaş olursa eğer Idris’lilerin kaybedeceği neredeyse kesindir çünkü onlar dinleri yüzünden Cansız’ları kullanmazken, Hallendren’dekilerin çok büyük bir Cansız ordusu vardır. Ayrıca arkada dönen de bir dolaplar var ki spoiler.
Çoğunlukla gelin olarak giden küçük kız kardeşi, onu “kurtarmaya” giden ablasını, Vasher adındaki gizemli bir abiyi ve Hallendren dininde tanrılardan biri olan Işıktını’nı takip ediyoruz. Bir de deli bir kılıç var.
Kız kardeşler savaş çıkmasın diye uğraşırken, arkada olup biten gizli amaçlarla, saptırılmış tarihlerle, gizemli rahiplerle, dolanbaçlı yollarla dolu bir hikaye.
Büyü sistemi de çok orjinal gerçekten, açıklamak çok zor ama kısaca Nefes’lerle ve renklerle ilgili olduğunu söyleyebilirim. Hiçbir yerde okumadığım bir sihir sistemi olmuş.
Yazarın güçlü yanları kesinlikle dünya yaratması, büyü sistemi ve bu sistemi nasıl kendi amaçları için kullandığı. Aynı zamanda gizli saklı, olduğu gibi görünmeyen, özellikle sonlara doğru ağzım açık okuduğum çok sayfayla dolu gayet iyi bir kitaptı.
Seriye dönüştürülmeye karar verilmiş ama aslen tek kitap olarak yazıldığından sonu tamamlanan bir hikaye ki bu serilerle dolu fantastik kitaplar dünyasında bir yazarı tanımak için iyi bir yol oldu benim için. Sevdim mi sevmedim mi diye 3 kitap okumak zorunda kalmadım.
Yazarın bir noksanı karakterler. Aslında güzel değişimler geçiriyorlar, sadece bir tık daha iyi yazılabilirlerdi diye düşündüm. Yazarın yeni çıkan kitaplarında özellikle de Stormlight Arşivleri serisinde bunu çok daha iyileştirdiği söyleniyor. Diyaloglar fln bu kitapta o kadar da doğal gelmedi yer yer, bazen durgunluk oldu ama sonu harbi muhteşemdi bence.
Yazarın zaten sonları ünlüymüş ve hakkediyor bunu, gerçekten son 100 sayfa fln çok güzeldi. Durgun yerleri de okumama değdi diye düşünüyorum.
Konuyu, tarihi veya büyü sistemini pek anlatamadım kusura bakmayın, bir tık fazla karışık. Özellikle Hallendren’dekilerin dinleri baya karışık kısa bir yorumla anlatmak için, ztn kitabın uzunluğunun bir nedeni de o ama okurken anlıyosunuz yani sadece özetlemek zor.
Okuduğuma memnun oldum. Yazarla tanışmak için güzel bir kitaptı. Bundan sonra Sissoylu serisini ve Stormlight Arşivlerini de okumak istedim. Ayrıca kendisi efsanevi Zaman Çarkı serisini de tamamlayan yazar. O seriye de başlamayı planlıyorum :D
Kısaca yazara başlamak için güzel bir kitap. Beklenmedik dönüşlerle ve güzel bir büyü/dünya sistemiyle dolu. Karakterler biraz zayıf ama finali bomba gibi.
Biraz uzun oldu bu yorum özür dilerim çok bilgi var sadece. Ayrıca yazar bir röpörtajda da önceki serilerinde hep asi, ayaklanma yapan karakterler yazdığını buradaysa bir savaşı durdurmaya çalışan iki kardeşi yazmak istediğini söylemiş. Bence gayet güzel olmuş.
Diğer kitaplarını da okumak için heyecanlıyım.
İyi okumalarr….