Spoiler içeriyor
La casa de papel'in baştan sona olan serüvenini belgesel şeklinde izliyoruz. Öncelikle bunu izlemeden önce dizinin yönetmenini Alex Pina diye biliyordum ama belgeselde görüyoruz ki dizinin yönetmeni ve baş yapımcısı Jesús Colmenar'mış. Alex Pina ise dizinin baş yapımcısı ve senaristiymiş.…devamıLa casa de papel'in baştan sona olan serüvenini belgesel şeklinde izliyoruz. Öncelikle bunu izlemeden önce dizinin yönetmenini Alex Pina diye biliyordum ama belgeselde görüyoruz ki dizinin yönetmeni ve baş yapımcısı Jesús Colmenar'mış. Alex Pina ise dizinin baş yapımcısı ve senaristiymiş. Tabii bu belgeselde birkaç tane yönetmen, yapımcı ve senaristde çıkıyor ama en önemlileri Jesús Colmenar ve Alex Pina tabii ki.
Dizi ilk kez İspanyol televizyon kanalı olan Antena 3' de çıkmış ve ilk bölümleri bayağı bir tutmuş. Daha sonraki bölümlerde düşüş başlamış ve artık herkes bir daha bu diziyi ekranlarda göremeyeceklerini düşünmüşler ta ki Netflix 2017'nin sonlarına doğru dizinin ilk iki sezonunu uluslararası bir alanda yayımlayana dek. Bu platform sayesinde milyonlarca kişi diziyi fark ediyor ve 2018'in en çok izlenen İngilizce dışı olan dizisi La Casa De Papel oluyor. Bu başarılarının ardından 2018'de Uluslararası Emmy ödüllerinde 'En İyi Drama Dizisi' ödülünü kazanıyor. Bu başarıların ardından Netflix, diziden iki sezonluk 8'er bölümden oluşan toplam 16 bölüm daha çekmelerini istiyor. Tabii eskiden olduğu gibi dizinin arkasında sadece Antena 3 kanalı değil, koskoca Netflix olduğu için dizinin bütçesi ve çekimlerdeki imkanlar daha çok artıyor.
Nairobi'nin son sahnesine giderken yaşadığı duygusallık güzeldi. Özellikle o son vurulma sahnesi çekilip yönetmenin 'kestik' demesinden sonra herkesin Nairobi'yi alkışlaması da çok etkileyiciydi😢
Belgeseli izlerken prodüksiyon ekibinin uğraşlarını, emeklerini, çekimler esnasında yaşadıkları zorlukları görüyoruz. İlk soygun sonrasında kaçtıkları gemide eğlenirlerken gökyüzünün rengine bakıcak olursak güneşin doğumundan birkaç saat öncesine ait olduğu görülüyor ve havanın da haliyle soğuk olduğu hissediliyor. Oyuncuların üzerlerindeki manto ve kabanlar bu durumu kanıtlar nitelikte ancak durum böyle değil. Görsel efektler ile normalde öğlen saatlerinde çekilen o kısmı sabahın erken saatlerinde çekilmiş hissi vermişler ve oyuncuları en çok zorlayan kısmı ise o anda havanın çok sıcak ve nemli olmasına rağmen mont ve kaban giymeleri olmuş. O sahneler çok zor çekilmiş doğal olarak. Sonuçta gerçekçi görünmeleri için terlememeleri gerekiyor. Eğer o soğuk hava hissinin verildiği sahnede terlediklerini görseydik o sahneye anlam veremezdik. Zeplin ile havadan para yağdırdıkları sahneleri çekerken yağmur yağmış ve yerler ıslak olduğu için paralar yapışmış. Bunun üzerine tüm ekip yerleri kurutmaya başlamışlar. Bankadaki altınların olduğu yerin, sular altında kaldığı sahneyi çekerken o dolan suyun altınları devirmesi üzerine, filmin görüntü yönetmeni dahil çoğu kişi o altınları bulundukları raflara matkapla sabitlemişler. Tabi aksilikler bununla kalmıyor. Daha sonra suyun basıncı yüzünden o pirinçten yapılma sahte altınlar büzülmeye ve yamuk bir şekil alarak küçülmeye başlıyor. Bu sorunu ise fotomontaj yardımıyla görsel efekt yönetmeni ve ekip arkadaşlarıyla aralıksız çalışılarak düzeltmişler. Yine bu suyun basıncı yüzünden raflarda pas oluşumu başlıyor ve yine ekip birleşerek o pasları fosforik asit kullanarak ellerindeki bezlerle silmeye başlıyorlar. Cidden bunları izlerken "Vay be ne kadar çok uğraşmışlar" dedim.
La Casa De Papel, unutulmayacaksın.👑♾️