3/5 🔭 Merhabalarr, bir süredir yazamadım kusura bakmayın derslerimden ötürü pek zaman ayıramadım ama geldimm ve baya da absürt bir kitapla geldim :D Öncelikle ben bu kitabı hakkında hiçbir şey bilmeden okumaya başladım. Hediye geldi ve sırf arkasını okuyup ilgimi…devamı3/5 🔭
Merhabalarr, bir süredir yazamadım kusura bakmayın derslerimden ötürü pek zaman ayıramadım ama geldimm ve baya da absürt bir kitapla geldim :D
Öncelikle ben bu kitabı hakkında hiçbir şey bilmeden okumaya başladım. Hediye geldi ve sırf arkasını okuyup ilgimi çekti ve başladım. Sizin de öyle yapmanızı öneririm o yüzden yorumun kalanını okumamak, belki isterseniz okuduktan sonra dönmek kitapla geçireceğiniz zamanı güzelleştirebilir, bunu eklemek istedim başlamadan.
Şimdik, bu “değişik :D” kitabımızda çok özlediğim bir Türk mizahı var ki bence ilk bahsedilmesi gereken bu. Son zamanlarda baya çeviri kitap okuduğumdan Türk mizahının tadını unutmuşum, bana hatırlattı ve o kısımdan çok beğendim. Aşık bir adamın kullandığı dilden tutun da saçma olaylara verilen tepkilere kadar emin olun durmadan kıkırdatacak bir kitap bu sizi.
Kitapta başvurmadığı bir reklam ajansından iş teklifi alan bir yazarımız var. Ajansın adı GizliAjans ve sahibi de adı Bay Şeytan olan kara bir kedi. Soğuk havasından (harbi soğuk, millet hapşuruyo) tutun da milletin tavrına kadar bir garip olan bu ajansta işe başlayan dostumuz işyerinde tanıştığı Sanem’e gördüğü anda aşık olur ve ajansta dönen bu garipliklerin de politikamsı bir açıklamasını alır ondan. Ama bu açıklama ne kadar doğrudur kim bilir? Bir iş arkadaşının camdan atladığını izledikten sonra her şey sapıtmaya başlar. Dostumuz sarhoş olur, Mikonos’a gider, garip üst komşusuyla muhabbet eder, Sanem’e daha çok aşık olur, Prens Charles girer işin içine, süikast önler daha neler neler.
Bu anlatımlarla bir aksiyon kitabı olduğunu sanmayın. Özünde bir aşk hikayesi olmaya çalışmış bir kitap bu. Yer yer fazla aksiyonik yerler var evet ama bence yazar o kısımların adrenalinini yansıtmayı pek başaramıyor okura. İstanbulda olan her şeyi anlatırken yazarın diline ne kadar bayıldıysam, bir noktadan sonra da o kadar baydım. Aksiyonu anlatmak için seçilen kişi çok önemlidir. Ve bizim dostumuz bu sarhoş, sarkastik ve aşık mizacıyla ne ortamın aksiyonunu, ciddiyetini yansıtabiliyor ne de dostumuza özgü dilin tadı kalıyor. Kendisinden bahsettiğinde, günlük yaşamını anlattığında sıkılmadan okuduğum adamdan, aksiyon sahnelerinde sıkıldım.
Bunu demişken bu mizahçı yazı dili, aynı zamanda çok lirik ve güzel aşık anlarına yansıyor. Romanda altını çizmek isteyeceğiniz çok fazla yer olacaktır bu anlardan kalma. O kısmı çok beğendim sadece aynı zevki alamadığım ikinci yarının büyük bölümünde hayal kırıklığına uğradım. Belki hafiften sarhoş, olayı anlamayan birinin ağzından aksiyon sahnesini dinlemek ilginç olabilir, sadece o fikrin burada iyi bir şekilde yapıldığını düşünmedim.
Kitabın sonu dışında aşk hikayesini anlatırken yazarın dili çok güzeldi gerçekten. O kısmı takdir edilyorum, fazla mıçmıç olmadan, harika bir diyalogla ve iç monologlarla mükemmel ritim tutturuyor o sahnelerde yazar.
Olay örgüsünden ne bahsetsem spoiler o yüzden çok girmiycem sadece pek yemedim diyim olanları, okursanız anlarsınız neden böyle dediğimi. Kişilikler dışında olay örgüsü anlatmak kısmı birazcık zayıf kalmış kitapta karışık durumları anlatırken. Zaten o kadar absürtleşti ki takip etmeye çalışmadım bir yerden sonra.
Ayrıca son sayfada bir mektupla her şeyin açığa çıkması olayını görmekten de bıktım. Spoilersa da, değil sayılır gerçi farketmez, duvara fırlatmak istedim kitabı. Psikolojimi bozdu, beni merakta bıraktırcağına sinirlendirdi açıkçası. Ztn olay örgüsüne anlam vermeye o kadar uğraşmışım abi bana gelip bunu deme nolur diye çığlık atasım geldi.
O şekilde yani, ilk yarısına bayıldım ikinci yarısında “bayıldım”, tansiyonum düştü. Ana karakterimizin ajanstaki şapşik hayatı diye devam etse eğlene eğlene okurdum tüm kitabı. Magical realism denen o garip şeylerin illa da bir sonuca bağlanmadığı yöntem kullanılsaydı hem karakterlerle hem dille daha güzel birleşirdi tüm olaylar diye düşünüyorum, ilk başta kurulan dünyanın ve atmosferin gideceği yön öyle olmalıydı bence.
Bundan sonra her okuduğum kitabı yazmaya dönmeye çalışıcam, kusura bakmayın. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım hoşunuza gitmiştirr.
İyi okumalarr…