Sarah Jio'nun okuduğum ikinci romanıydı.(Birincisi Böğürtlen Kışı'ydı.) Böğürtlen Kışı okuduğum 3.kitaptı ve sanırım bu yüzden yazarın dilini, anlatım şeklini çok sevmiştim. Çünkü o zamanlar okumaya yeni başlıyordum ve yazarın böyle kolay ve anlaşılır bir dille yazması beni kitaba çok çekmişti.…devamıSarah Jio'nun okuduğum ikinci romanıydı.(Birincisi Böğürtlen Kışı'ydı.) Böğürtlen Kışı okuduğum 3.kitaptı ve sanırım bu yüzden yazarın dilini, anlatım şeklini çok sevmiştim. Çünkü o zamanlar okumaya yeni başlıyordum ve yazarın böyle kolay ve anlaşılır bir dille yazması beni kitaba çok çekmişti. Ancak şimdi durumlar değişti ve ben bugün itibariyle 33 kitap bitirmiş oldum. Tabii ki bu çok yüksek bir sayı değil ama artık bu tarz yazım şekillerinin beni cezbetmediği de bir gerçek. Diyalogları, olayları, duyguyu okuyucuya geçirme özelliği kötüydü. Okurken heyecanlandığım yerler yok denecek kadar azdı. Konusu insanı kitaba çekebilecek potansiyeldeyken yazarın bu basit anlatım şekli yüzünden kitaba bir türlü bağlanamadım. Her özelliği Böğürtlen Kışı'na göre çok daha kötüydü. Şimdi düşünüyorum da Böğürtlen Kışı'nı hiç okumamış olsaydım ve şimdi okusaydım sever miydim diye. Bence severdim ama eskisi kadar değil. Kitaba yeni başlayanlar için bu yazar önerilebilir ama belli sayıda kitap okumuş ve bunların bazıları da eğer klasikse, oradaki diyalogların kalitesini, duyguların gerçekliğini bu yazarda bulmak imkansız. Diyalogların ve olayların anlatım şekli yapmacıktı. Ayrıca kitap bana neredeyse hiçbir duyguyu geçirmediği için bana hiçbir şey katmadı. Okurken size bir şey katan o güzel kitaplardan değildi.
Akıcılığı yine yerindeydi. Çok sürükleyici bulmasam da kitap yine bir şekilde kendini okutturuyordu. Kitabın en güzel kısımları, başı ve ortasıydı. Sonunu çok kötü ve anlamsız buldum. Okuduğum kitaplar arasında sonu en saçma olan buydu. Ayrıca kitapta konu olarak eksik kalmış birçok yer vardı. Oraları aşağıda spoiler uyarısıyla belirteceğim.
PUANIM: 7.3/10 💨
SPOİLER ❗❗❗
Kitabın başında yazarın bu romanı yazmasında etkili olan durumlardan bahsederken, kitabın ortalarında yaşadığı bazı olaylar yüzünden bu kitabı yazmayı bir süreliğine bırakmış. Bu yaşadığı sorunlar bitince tekrar başlamış ve böylelikle kitabı bitirmiş. Hakikaten de bu yarım bıraktığı kitabı, tekrar yazmaya başlayıp bitirmesini kitabı okurken hissettim. Çünkü kitabın ortalarında bazı küçük olaylar oluyor ve devamında bu olaya tekrar dönülmüyor. Böylelikle sanki o kısmı yazar boşuna yazmış gibi duruyor ve bende boşuna okumuşum gibi. Bunlardan birisi Gunther Ailesi'ydi. Onların hikâyesini daha çok okumak isterdim. Çok sönük kalmıştı. Max ,Bob ve Ide'nin bölümleri de sanki öylesine anlatılmak için yazılmıştı. Gray'in suçsuzluğunu Charlotte'nin nasıl ispatladığından da hiç bahsedilmiyordu.
Bu yazdığım kitaptaki birkaç eksik yerlerdi. Şimdi o saçma bulduğum yerleri yazacağım.
Kitapta bu mahsur kaldıkları adanın Charlotte'ye ve Gray'e şifa verdiğini birçok kez söylüyordu. Onlar da bunu hissediyordu ama ben bu tarz şeylere hiç inanan birisi değilim. Kitap fantastik olsa eyvallah ama değil. Gelelim bu adanın karakterlerimize verdiği şifalara.
Charlotte evlenmeden önce rahminde olan kistler yüzünden rahmini aldırıyor ve anne olma ihtimali kayboluyor. Nasıl oluyor da bu kadın bir adaya düşüp birkaç yıl sonra hamile kalıyor. Ayrıca adadan kurtulup doktora kontrole gittiginde nasıl olur da doktor bu kadının önceden rahmini aldırdığını fark etmiyor? Burası çok saçmaydı ama durun daha kitabın sonundaki o büyük saçmalıktan bahsetmedim. 38 yıldır birbirini görmeyen aşıklarımız birbirlerine kavuşuyorlar. Burası saçma olan kısım değil. Saçma olan yer kadının adayı terk ettiği için normal bir insan gibi yaşlanmış bir haldeyken adada kalan adamın 38 yıldır hiç yaşlanmadan kalmasıydı. Ölümsüzlüğü bulmuşlar ama dünyada kimsenin bundan haberi yok. Ayrıca adam bir çocuğu olduğunu ve o çocuğu karşısında gördükten sonra yinede adayı terk etmeyip Charlotte'yle orada yaşamak istiyor ve kızı tekrar eve dönüyor. Ya sen hayatında tek evladını ilk kez görüyorsun ve sadece 15 dakika görmen yetiyor mu? Baba-kızın karşılaşmasını da ayrıca okurken hiç duygulanmadım. Aynı şekilde Charlotte ve Gray'in tekrar buluşma kısmını da okurken ne heyecanlandım ne duygulandım. Cidden duygu yönünden eksilerdeydi. Büyük hayal kırıklığı yaşadım.