Spoiler içeriyor
Wally Pfister'in keşke bilim kurgu tarzı filmler çekmeye devam etse dediğim begenimi kazanan filmi "Evrim" konu olarak aslında çok özel de bir konuyu ele almıyor aslında önemli olan tamamen başarılı şekilde aktarışıdır.Her ne kadar Türkçe çevirisi evrim de olsa aslında…devamıWally Pfister'in keşke bilim kurgu tarzı filmler çekmeye devam etse dediğim begenimi kazanan filmi "Evrim" konu olarak aslında çok özel de bir konuyu ele almıyor aslında önemli olan tamamen başarılı şekilde aktarışıdır.Her ne kadar Türkçe çevirisi evrim de olsa aslında transcendes kelime anlamı üstünlüktur.Nanoteknoloji dalında yer alan yapay zekanin gelecekte ne kadar ileri gidebileceği ve bir iradeye sahip olabilir mi gibi sorulara cevap vermek isteyen yapım araya bı de tatlı aşk hikayesini sığdırmış benim için olsa olur muydu dicem onun yerine daha farklı bir ilişki de ele alınabilirdi yavan kalmış gibi geldi ilişki olayı.Eger yapay zekadan devam edecek olursak aslında bizleri "Bu olamaz imkansız"dedirtecek sahneleriyle karşılamıyor her şey yakın gelecekte mümkün.Yapay zekayi sınır tanımaz hale gelebilecek düzeyde yapmak ya da kuantum bilgisayarlarin geçmişten günümüze varolmus tüm insanların toplam zekasindan daha zeki hale gelebilir mi bizi kontrol edebilir mi bu durumlar daha önce izleyenler bilir Will Smith'in oynadığı "Ben, Robot"filminde de buna benzer bır gelecegin bizleri beklediğini yönetmen çıtlatmisti.Sadece Robot değil birçok bilim kurguda fantastik filmlerde ("Terminatör") makinelerin bizleri yönetebilecegi durumlar ele alınmıştı.Bu mümkün ama beni düşündüren asıl konu bizim gibi duygulara sahip olabilirler mi?Sevmek guzelken nefret gibi bir duyguyu öğrendiklerinde ya da hissettiklerinde bizden daha üstün olduklarını sorgulamak gibi varoluşsal sancılar bıle yasadiklarinda neler olacak? Duygular bir makine için mümkün olabilir mi? Sinirbilimi çözmek bu kadar basit mi? Robotigin derinlerine inerken bilince sahip bir teknoloji yaratmak mümkün mü?Filmde de buna değinilmiş ve insanın içine şüphe de düşürmüyor değil açıkçası.Gerci biz ekonomi konuşmaktan ileri gidemedigimiz için bu biraz da bizi ilgilendiren bir konu sayılmaz neyse konuya dönecek olursam modern bilimin ışığının bizi de aydınlatması temennisiyle devam ediyorum düşüncelerime. İnsanin biyolojik evrimini teknolojik bir boyutla yeni bir boyut kazandırmak yani filmin de adından anlaşıldığı üzere yeni bir evrim yaratmak.Yine de şu film isimlerini keşke anlam çıkarmaya çalışarak değil de olduğu gibi yazsak.Bugun olduğu gibi konu olarak iki grubun çatışmasını konu almaya devam eder film.Teknolojinin tehlikeli oldugu karşıt düşüncede olan bir grup ve tam tersi destekleyenler.Basrollerden Dr.Carter'in aklına ilginç bir fikir gelmesiyle asıl olaylar baslar.Aslinda filmdeki teknoloji bilimsel temellere dayanan teknoloji olduğu için kuantum bilgisayarlarin kısa süre içinde insan beynini işlem kapasitesini katlayacak bilgisayarlar haline gelmesi olasiligi yüksek.Bundan yüzyıllar önce de insanlar bu düşüncelere hayal,imkansız gibi bakış açısıyla yaklasti. Aya yolculuk fantastik filmlerin sadece konusu olarak kalmiş ileriye gidilememiş ama bundan yüzyıllar sonra hatta yıllar sonra hepsi gerçege dönusturulerek imkansızlar basarilmisti.Kim bilir belki birgün mutfak robotunuzla oturup dertlesecek ya da istemediğiniz zaman işe gitmesi için kişisel robotunuzu gondereceksiniz ya da onlar sizin yerinizi alacak.Dedigim gibi bu tarz düşünceler hayal değil gelecekteki olası bir secenek.Eger dünyayi daha iyi bir hale getireceklerse varsın olsunlar diyerek de uzatmadan izlemenizi tavsiye ederim iyi seyirler şimdiden.