Alıntılar "Ben bağımsız tekil bir varlık mıyım? Bilmiyorum. Ama az önce aynaya baktığımda kendimi tanıyamadım. Kuşkusuz bir zamanki ben ölmüş, ufalanıp yok olmuş." "Ama bana hayat veren parçacıkların su aşağılık insanlarınkilerle bir olacağı düşüncesi yok mu... işte buna katlanamıyordum!" "Tek…devamıAlıntılar
"Ben bağımsız tekil bir varlık mıyım? Bilmiyorum. Ama az önce aynaya baktığımda kendimi tanıyamadım. Kuşkusuz bir zamanki ben ölmüş, ufalanıp yok olmuş."
"Ama bana hayat veren parçacıkların su aşağılık insanlarınkilerle bir olacağı düşüncesi yok mu... işte buna katlanamıyordum!"
"Tek tesellimdi ölümden sonra yok olma ümidi. Esaslı bir korkuydu benim için ikinci bir hayat düşüncesi. Daha yaşadığı hayata alışamamışken ne fayda edecekti başka bir tanesi?"
"Neticede insan şehveti değil miydi doğuran tanrıları?"
"Hem soluğu hala bedenindeyken nasıl uzak kalmışsa yaşayanlardan, farklı olmamalıydı ölüler diyarında da şu dünyadan."
"Onun tek bir bakışı bütün felsefi sıkıntılarımı ve ilahi bilinmezleri çözmeye yeterdi. Onun tek bir bakışının ardından benim için hiçbir sır ya da gizem kalmazdı."
"İsmini eskiden bilir gibiydim. Gözlerindeki parıltı, teninin rengi, kokusu, hareketleri ezelden aşinalığımdı sanki. Sanki önceden bir hayatta, bir hayal aleminde karışmış ruhlarımız; aynı öze, aynı töze bulanmış da birleşmek olmuş kaderi ikisinin."
"Adını anacak değilim elbet. Varsın hayatım ızdırap içinde eriyip bitsin ardından; o ince endam, o hayali beden, kocaman, hayretle açılmış ışıl ışıl parlayan o iki göz olamaz ait bu aşağılık, alçak dünyaya. Hayır kirletemem adını dünyevi ayniyatla."
................................................................................................................................................
Kitap Eleştirisi
Bilinç akışı tekniğini, edebiyat dersinden duymuş olabilirsiniz. Karakterin aklından geçenleri sansürsüz, dağınık, düzensiz aktardığı ifadelerle kullanılan bir tekniktir. Oldukça dağınık olan bu teknik daha çok karakterin sayıklaması şeklinde de düşünülebilir. Bu romanı okuyunca aklıma ilk olarak bu teknik geldi. Sürekli olarak karakterimizin dağınık düşüncelerini, karmaşık duygularını, temeli olmayan korkularını bize inanılmaz bir dille anlatmış yazar. İlk defa deneyimlediğim ama ilk sayfadan itibaren de hemen alışıp benimsediğim bir dili oldu. Yazarın ifadelerini gerçekten tanımlayamam çünkü gerçekten çok orijinal bir anlatıma sahip. Yazarın bazı noktalarda o kadar iğneleyici bir dili vardı ki yazıldığı döneme göre gerçekten cesurca olduğunu düşünmeden edemedim. Hatta İran edebiyatı için öncü ve başyapıt sayılabilecek bir eser olmasına rağmen ilk yasaklanan kitaplardan biridir. Yorumları okuduğumda herkes Behçet Necatigil'in çevirisini övmüştü ancak ben Aydın Ekim Savran'dan Parodi Yayınlarından okudum. Bence yine de başarılı bir çeviriydi gayet akıcı ve anlaşılırdı.
Her kitabın belli bir zamanı olduğunu, bu kitabı okumak için de gerçekten sağlıklı bir ruh haline sahipken dinginlikle okunması gerektiğini düşünüyorum . Kitabın içeriği o kadar karamsar ve sizi buhrana sürükleyebilecek bir olumsuzlukta ki iyi bir ruh halinde okumak sizin kitaptan olumsuz anlamda daha az etkilenmenize sebep olacaktır.
Kitabın çevirisini de yapan Behçet Necatigil yazar hakkında "Mutsuzluğunda, ölümsüz mutluluğa erişmiş sayılı yazarlardan biridir." diyerek yazarın hayata bakışını ve kitaptaki tutumunu sizlere anlatmama yardımcı olacaktır.
Kitapta birçok metaforik ifade var. Örneğin başkarakterimizin eşini, saf iyilik olarak ve ona olan ulaşılmazlığı anlattığını düşünen kişiler var, yine farklı olarak kitaptaki her karakterin aslında başkarakterimizin içindeki farklı bir fikri temsil ettiğini söyleyen okurlar var. Yoğun bir sembolizmin olduğu bu kitabı okumak ve anlamak çoğu okur için zor olmuş ancak ben kesinlikle şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü uzun zaman sonra beni derinden etkileyen bir kitap oldu ve okuma hevesimi bana geri kazandırdı. Kısa bir roman olsa da elimden bıraktığım her an gün boyu aklımı kurcalayan ve bir an önce tekrar okumaya devam etmek istediğim bir kitaptı.
Sonuç olarak derin ve anlaşılması zor bir kitap olsa da hem içeriğine hem de diline aşık oldum.
10/10