33. Bölüm: Özgürlüğün ıstırabı JEAN-PAUL SARTRE, SIMONE DE BEAUVOIR VE ALBERT CAMUS 21.12.2022 (Bu ne diyenler profilimdeki sabitlenmiş gönderiye bakabilir)
supheBu bölümle ilgili tek söyleyebileceğim, varoluşçu bir felsefeyi benimsersem kendimi Camus gibi avutamayacağım.
2y
1 beğeni
Yanıtla
karvinSabah okuduğum, Ayer bölümünden bir şey anlamadığım için canım sıkıldı dedim gidip seiji’ye yetişeyim. Kitapta ki ilk kadın filozofu gördüğümde…devamıSabah okuduğum, Ayer bölümünden bir şey anlamadığım için canım sıkıldı dedim gidip seiji’ye yetişeyim. Kitapta ki ilk kadın filozofu gördüğümde nasıl şaşırdığımı varın siz düşünün! Ama ondan önce sakin olup, birazcık Sartre abiyi övmem gerekiyor…
Bundan önceki bölümlerde, özgür olmadığımızı iddia etmiş miydim (bence etmemişimdir) hatırlamıyorum ama ettiysem de çok da ehemmiyet vermeyin. Ben özgürlükle ilgili tamamen Sartre abiye katılıyorum. Kendi kararlarımızı kendimiz vereceğimiz yaşa geldiğimiz andan itibaren, hayatımıza yön verecek ipler tamamen bizim elimizdedir. Gerçi kadere inanmadığımı söylediğim için, özgürlüğümüzün bize bağlı olduğunu da söylemiş olmam gerekiyor. Gelelim Simone’a; özgürlükle ilgili düşünceleri, Sartre’ın düşünceleriyle aynı. Kadınlar özgürdür. Umarım önce çevremde ki kadınlar, sonra da dünyada ki bütün insanlar bunun bilincine varırlar. Ben de daha fazla, “kadınalar erkeklerin dünyasında var olmak için maskülen kişiliklere bürünüyorlar..” gibisinden abuk sabuk sözler duymam. İlerleyen birkaç bölümde daha fazla kadın filozof görelim de ufkumuz açılsın (şaka yaptım şaka, şimdi buradan da bir cinsiyetçi damgası yemeyelim).
Gelelim Albet Camus’a; kitapları çok fazla tavsiye edilmesine rağmen bir türlü alamadım. Yeni yılda birkaç kitabını okusam iyi olacak. Anlamsız yaşamla ilgili düşüncelerine de katılıyorum. Bir amacımızın olup olmaması neyi değiştirecek? Aynı şekilde bir tanrının olup olmaması neyi değiştirecek? Amacımız yok diye intihar etmek kime ne kazandıracak? En güzeli kendimize amaçlar edinip, bu amaçlar için mücadele etmek. Sözün özü; bu bölüm günümü güzelleştirdi, gidiyim de Ceza’dan “feyz al”(ayım).
2y
2 beğeni
Yanıtla
moriartywjBu üçlü çok tehlikeli. Sartre ve Camus kitaplarını okuma fırsatını bulduğum yazarlardan ve kitaplarındaki hava gerçekten benzerdi. Karakterlerin hayatlarının paçalarından…devamıBu üçlü çok tehlikeli. Sartre ve Camus kitaplarını okuma fırsatını bulduğum yazarlardan ve kitaplarındaki hava gerçekten benzerdi. Karakterlerin hayatlarının paçalarından anlamsızlık akıyordu. Her insanın tamamen özgür olması bence çok göreceli bir durum. Herkes özgür olmayı istemez veya özgür olmak herkes için en iyi seçenek olmayabilir. Tüm insanlık için tek bir görüşün kabul edilmesi beni bir miktar baydı artık. Kaç tane filozof okuduk, büyük bir çoğunluğunda aynı şeye a,b,c,..,m dendi. Bunu diyenler de boş insanlar değillerdi, fakat aynı anda hepsi nasıl doğru olabilir? Veya tek bir doğru yanıt bulunabilir mi? Örneğin benim için Mill ile Bertrand Russell'in fikirleri katılabileceğim düzeyde. Başkası için en uygunu farklı fikirler olabilir. Varoluşçuluk için de son aylarda aklıma dahi gelmeyen bir felsefe. Önceden sık sık düşüncelere dalar, hayatın anlamını sorgulardım. Galiba boş geçirdiğim süre ile paralellik gösteriyordu bu faaliyet(Sartre gibi amfetamin kullanıp keyif yapsam bu felsefeyi baştan yazma şerefine nail olabilirdim belki). Camus'un bu düşünceleri özetleyen hoş bir alıntısı vardı onu paylaşıp yazıyı sonlandırayım;
"Kierkegaard bağırabilir, "İnsanın ölümsüz bilinci olmasaydı, her şeyin temelinde, karanlık tutkuların girdabında büyüklü küçüklü, gerekli gereksiz her şeyi oluşturan, kaynayıp dalgalanan vahşi bir güçten başka bir şey bulunmasaydı, nesnelerin altında hiçbir şeyin dolduramayacağı dinsiz bir boşluk saklı olsaydı, yaşam umutsuzluk olmazdı da ne olurdu?" diyebilir. Uyumsuz insanı durduracak bir şey yok bu haykırışta. Doğru olanı aramak isteneni aramak değildir. O bunaltılı "Yaşam ne olurdu?" sorusundan kurtulmak için, eşek gibi düşsel güllerle beslenmek gerekse, uyumsuz düşünce, yalana boyun eğmektense, Kierkegaard'ın yanıtını göz kırpmadan benimsemeyi yeğ görür: "umutsuzluk". Ne olursa olsun, kararlı bir benlik bu duruma her zaman ayak uydurabilecektir."