Bu dil bülbül gibi feryâd eder vakt-i seherlerde Ne hâbım var ne haşyet var ne bir ân istirâhat var. Yozgatlı Hüznî Şu gönlüm seher vakitlerine kadar tıpkı bülbül gibi feryad eder… Ne uykum kaldı ne ürperti hatta nede bir an…devamıBu dil bülbül gibi feryâd eder vakt-i seherlerde
Ne hâbım var ne haşyet var ne bir ân istirâhat var. Yozgatlı Hüznî
Şu gönlüm seher vakitlerine kadar tıpkı bülbül gibi feryad eder… Ne uykum kaldı ne ürperti hatta nede bir an olsun dinlence…
Gül su ile büyür ve susuz olamaz. Ancak efsaneye göre o, su ihtiyacını genellikle bülbülün kalbindeki kanla karşılamaktadır. Öyle ki çılgın âşığı bülbül şeydalanan şakıyışlar içinde aşk ile kendinden geçerken gül de naz uykusundan uyanıp onun kanını içiverir.
Alegoriye göre goncanın açılması için bülbülün bütün gece boyunca aşk neşidelerine devam etmesi gerekirmiş. Gül, âşığının kendisi uğruna ne kadar fedakârlık yapabildiğini görmek için önce dallarına konmasına izin verir, sonra da onun mestliğinden yararlanarak dikenlerini bağrına batırıp kalbini kanatarak fedakârlığını ölçermiş. Böylece bülbülün kanı, gülün dikenlerine sızıp goncaya ulaşır ve ona renk olurmuş. Güle kırmızı rengini veren de zaten bülbülün aşk için kalbinden akıttığı bu kan imiş. Yoksa gülde bu kırmızı güzellik olmazmış.
Bu alegorik hikâyede bülbülün çığlıklarına aldırmayan gül, aslında seveninin kanına susamış, suzuzluğunu bu yolla gidermeye çalışan bir sevgili oluvermiştir. Galiba âşık, yaptığı fedakârlığın sonunda aşk şehidi olduğunu göstererek adını yaşatmaktadır. Tıpkı Mecnûn gibi, Kerem gibi…
Sayfa 217
Kalp... görünüşte bir kelime ama meğer ne derin manalar taşıyormuş. Halk Edebiyatında ayrı Divan Edebiyatında ayrı ele alınmış. Kimi zaman ici sevgilinin aşkıyla dolup Allah aşkına ulaşmış kimi zaman onulmaz yaralar açılmış hüzünle hem hal olmuş kimi zaman da tıbbî bir terim olarak ders kitaplarında yer almış. Ama tek kelime olup da bir-çok anlam barındıran bir sözcük kalp...