Limonlu Popkek!!! Mini Hobby çikolatalar!!! Eti Katkat!!! Ketçaplı Ruffles ve yoğurtlu Lays!!! Umarım dikkatinizi çekebilmişimdir, 'tatlı' bir giriş yapayım dedim, uuups, bu bir espri olsaydı kimse gülmezdi. Noktalama işaretlerini vatandaşın kafasına çay fırlatırcasına sağa sola attıktan sonra birtakım sanatsal münakaşalarda…devamıLimonlu Popkek!!! Mini Hobby çikolatalar!!! Eti Katkat!!! Ketçaplı Ruffles ve yoğurtlu Lays!!! Umarım dikkatinizi çekebilmişimdir, 'tatlı' bir giriş yapayım dedim, uuups, bu bir espri olsaydı kimse gülmezdi.
Noktalama işaretlerini vatandaşın kafasına çay fırlatırcasına sağa sola attıktan sonra birtakım sanatsal münakaşalarda bulunalım isterim. Yazının sonunu kestiremiyorum şimdiden söyleyeyim, eskiden kullanıcılar daha uzun yazılar okumak isterdi, şu an kimsenin buna tahammülü olmasa gerek. Haklılar da, kimsenin reels ve Tiktok vaktine göz dikmeye hakkım yok. (Sanki sen boş zamanında atom parçaladın)
Henüz gençken, çok çok önce, baya bir önce kendime kurtuluş olarak gördüğüm bir mottom vardı, bunun uğruna yaşayıp bunun uğruna ölecektim. İngilizce öğretmenim sınıfın ortasında sorduğunda bu cevabı verişim sınıfça hoş karşılanmasa da şu an eğitim öğretimi terk edip İtalya'ya kaçan yahut lise biter bitmez babasının işyerine çöken arkadaşlarım tarafından gülmekten yerlere yatarak karşılanmıştı. İşte o motto, ta ta ta tan: ye, iç, sıç.
Bu kadar kuru gürültü buna mıydı diyip yazıyı burada terk edenleri üç evetle uğurlayıp önüme bakmaya çalışayım. Nerede kalmıştık? He, evet, tuvalette... Filmde elit, zengin, soylu, aristokrat sınıfın gençleri bir köşke tıkıp orada ahlak ve akıl sınırlarını zorlayan fantezilerine alet edişi konu ediniyor. Bu fanteziler çeşitli cinsel istismarlardan tutun da boka kaşık sallamaya kadar varıyor. Şimdi Rafdaşlar, 'iğrenç' diyip geçmeyi çok yüzeysel ve 2 saatime hakaret olarak saydığımdan lafı uzatıyorum. Yemek nasıldı, sıcak, hayır hayır hayır, çok basit kalıyor... Ama şunun da söylenmesi lazım ki sanat bu değil.
Neymiş, sınıf ayrımını ve İtalya'nın o dönemki siyasi ortamını yansıtıyormuş. Biraz daha yanakları ayırıp kuvvetle ıkınırsak çok daha sağlam argümanlar çıkarabiliriz. Filmde geçen hikayeyi altmetin olarak kabul etmek sadece filmi aklamaya çalışmaktır. Hiçbirimiz Yüzüklerin Efendisi'nden bir yüzüğün nasıl yok edileceğinin dersini almadık, Harry Potter bize burunsuz adamların tehlikeli olduğunu öğretmedi, Esaretin Bedeli'nde bir cezaevinden nasıl kaçılır konusu işlenmedi... Altmetin filmin sana attığı tokattır, bu tokat bazen umut olarak yeşerir bazen de öfke. 5N1K sorularına dönmek sadece 1. sınıfa bu yıl başlayan kardeşime fayda sağlayacak.
Hani 31 Aralık'tır tarih, uzanıyosundur, televizyondaki program sunucusu 10'dan geriye saymaya başlar, gözlerin saliselik parlar, heyecanla sayıma dahil olursun, sayım biter, artık 1 Ocak'tır, yeni yıldasındır... Yeni yıldasındır tamam da nedir yani, ne oldu, ne olacak, öyle bir film. Giden 2 saatine acıyacağın değil bu 2 saati çekmek için verilen emeğe acıdığın bir film.
Ve son olarak, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlarken evimin 1. Bölge 6. sıradan milletvekili adayı edasıyla seslenmek istiyorum. Hayatınızda ensenize kuvvetli şekilde vurup "öyle iş mi olur lan aq delisi" diyecek insanlar olsun, bakın yönetmenin yokmuş, böyle bir film çekmiş.
📌Valla spoiler işaretlemedim, yani, ne bileyim, çok da fark etmeyecek, filmin rahatsızlığını arttırıp azaltmıyor, zaten izlemeyin de, ne anlatıyorum ben.