🏔 DAĞLARDAN SORUN BENİ 🔮 Hepinize merhaba arkadaşlar aslında bu uygulamanın eski kullanıcılarından biriydim. Araya KPSS sınavına hazırlığım girdiği için uygulamayı bırakmak zorunda kaldım. Eski hesabımdaki her şeyi sildim ve yeni bir hesap açarak sıfırdan başladım. Ülkemizdeki artan enflasyonla beraber…devamı🏔 DAĞLARDAN SORUN BENİ
🔮 Hepinize merhaba arkadaşlar aslında bu uygulamanın eski kullanıcılarından biriydim. Araya KPSS sınavına hazırlığım girdiği için uygulamayı bırakmak zorunda kaldım. Eski hesabımdaki her şeyi sildim ve yeni bir hesap açarak sıfırdan başladım. Ülkemizdeki artan enflasyonla beraber eskisi gibi kitap almak çok zordu. Kitap fiyatları yükselmişti. Bende kütüphaneye üye oldum. Bu kitabı da rastgele bir şekilde aldım. İyi ki de almışım.
🎯 Dağlardan Sorun Beni, 294 sayfalık bir kitaptır. 1860-1890 yılları arası Amerika'sının korkunç bir trajesidir. Kızılderelilerin kültürünün ve varlığının işgalci anglosaksonlar tarafından nasıl ortadan kaldırıldığını. Bir toplumun ve kültürün soykırımla hafızalardan nasıl silindiğini anlatmaktadır. Son kızıldereli savaşçı Geronimo (Goyaałe) 'nun kendi kültürü ve inanç sistemi için verdiği mücadeleyide anlatmaktadır.
✅️ Geronimo günümüzde Yeni Meksika olarak adlandırılan bölgede doğmuştu. Şef Mahko'nun torunuydu. Meksikalı askerler ona "Gerenimo" İspanyollar ise "Jerome" derlerdi. Amerikan hükûmetine karşı savaşan son liderlerden biriydi. Hayatı birçok kayıpla geçti 1858 yılında bir gün eve döndüğünde eşi, annesi ve 3 çocuğunu İspanyollar tarafından öldürülmüş olarak bulmuştu. Çok büyük bir liderdi ve diğer şeflere göre o bir şamandı. Bir keresinde 24 atlı ile 5000 süvariden kaçmıştı. Dumanlı Dağlar'a saklanmıştı. 5000 süvari didik didik aramasına rağmen ondan en küçük bir iz dahi bulamamışlardı.
🔥 Hepimiz çocukluğumuzdan itibaren Amerikan rüyası ile büyüdük. Amerikan filmleri, dizileri, oyuncakları ve kültürel akımlarıyla onlara hayran olarak yetiştik. Bu hayranlık belki de çoğumuzun gözlerini kör etmişti. Aslında olan acıların, göz yaşlarının, kanın ve vahşetin üstüne kurulan bir medeniyetti. Ama bu medeniyet sizi aldatmasın sadece göz boyamak ve aldatmak için oluşturulan bir ilizyondan ibaretti bu. Sizi içine çekiyor ve sizi kölesi yapıyordu. Sizi kendi amacına hizmet ettiriyordu. Onların dünyasında merhamet, sevgi ve şefkatten eser yoktu. Gittikleri her yerde hak talep ediyor. Kendilerini savunmak isteyenleri ise acımasızca cezalandırıyorlardı.
📢 Kitabı okurken bazı yerlerde çok duygulandığımı itiraf etmek istiyorum. Kızılderelilere yapılan soykırımları okurken sanki bir kızıldereliymiş gibi hissettim kendimi. Yeri geldi onlar gibi göz yaşı döktüm, onlardan biri oldum. Bir toplumun ve bir kültürün nelere maruz kaldığını her okuduğumda tüylerim diken diken oldu. Size bir şey anlatmak istiyorum. Amerikan hükûmeti, kızıldereli kadınları topluyor ve her kadına askerler zincirleyip tecavüz ediyordu. Doğan çocuklar parayla satılıyor ve kadınlar damgalanıp fahişe olarak çalıştırılıyordu. Bazı kadınlar ise askerler tarafından sadece zevk amaçlı öldürüyordu. İşte hayalini kurduğumuz Amerikan rüyasının gerçeği buydu kan ve gözyaşı ile beslenen bir canavardı.
🎯 "Son ağaç da kesildiğinde... Son buffalo da gittiğinde... Son altın külçesi de çıkarıldığında ve son kızıl derelide öldürüldüğünde... O zaman ne yapacaksınız ? İçinizde büyüttüğünüz o büyük açgözlülüğünüzle ne yapacaksınız ? Bunu çocuklarınıza mı devrediceksiniz ? O zaman ne yapacaksınız ? Öfkenizi çıkaracak bir şey kalmayacak geriye... Kendiniz dışında." (Kitaptan Alıntı)