Galiba çok duygusal bir kafayla okudum çünkü, Hiç şakam yok son sayfalara doğru kendimi ağlarken buldum. Ya da aglamak değil de bir kaç gözyaşı dökmek diyeyim, daha yerinde olur. Böyle ustaca ve zekice kaleme alınmış bir kitap karşısında büyülendim ~•°fiu…devamıGaliba çok duygusal bir kafayla okudum çünkü, Hiç şakam yok son sayfalara doğru kendimi ağlarken buldum. Ya da aglamak değil de bir kaç gözyaşı dökmek diyeyim, daha yerinde olur.
Böyle ustaca ve zekice kaleme alınmış bir kitap karşısında büyülendim ~•°fiu
Hüseyin Rahmi Gürpınara ve kalemine büyük bir saygı ve hürmet duydum. Şeytan işi kitabını okuyarak beğenmiştim ve bu da cidden çok güzeldi benim için. Türk klasikleri sevenlere duyrulabilir ama cidden herkeslik değil. Yani sevmeyebilir ve bu kelimelerimi abartı bulabilirsiniz. Fazla bir beklentiye girmeden şans verilebilir ve beğenip beğenmemek size kalır.
Ben gözlemleyerek okudum ve yer yer çok düşündüm, öğrendiğim şeyler oldu, tasvip etmediğim, hak verdiğim, beni delirten şeyler de çok oldu.
Kitap hakkında söyleyecek o kadar şeyim var ki.
Anlayamadım neden bu kadar geriler de kalmış Ve tozlanmış gibi bir hali var.
Bence gözardı etmeyin Gürpınar abimizi.
Herkese göre olmayabilir, aynı bakış açıları ile bakamayabiliriz. Ama dediğim gibi şans verilesi ibretlik bir kitap.
Bir dakika içimi bi dökmem lazım...
SEVDA, DEĞIL ŞADAN. SEVDA DEME ŞADAN. DELİRTME BENI ŞÂDÂÂÂÂN.
SANIYORSUN SEVDA AMA DEĞİL ŞADÂN. AŞK VE ŞEHVETİ KARIŞTIRMA ŞÂDAN.
AŞK ve SEVDA arasında ince bir çizgi olduğunu keşfettim :)
Neyse ki aşk demiyor sevda diyor. Tmm sakinim.
Ciddi bir şekilde BENİM için oldukça düşündürücü hatta ders niteliğinde bir kitap oldu.
Olaylar, olanlar ahlaksız saçma bir Türk dizisi izliyormuş hissi veriyor gibiydi başta. Hatta şu an şuraya konuyu.. hayır olayları az ucundan bi' yazsam, "Ulan bunu mu okudun da geldin bunu övüyor yazara hayranlık duyduğunu söylüyorsun?"
Diyebilirsiniz. Hakkınız olur bu.
Fakat bunun çok derininde, insanî, nefsî, arzular, hisler düşünceler, sebepler sonuçlar, suçlu ya da haklı eylemler bulunuyor.
Sanki büyük bir incelikle, kendisi olmaktan çıkarak bambaşka bir aleme kapı açıyor yazar. Şadan'dı, Sabiha idi, Hürrem'di, Nerves'ti, Halis, Cevher derken her bir karakteri büyük bir özenle kaleme alıyor.
Karakterlerin düşüncesi ve nefsanî arzuları bana "yazarın kafası"imiş gibi gelmedi.
Bunu başarmak büyük bir ustalık bence.
Hani oluyor ya, yazar yazıyor ama dönüp dolaşıp kendi içini, içindeki çıkmazı kaleme alıyor. Hissediliyor bir bakıma.
Öyle değildi bu kitap.
Biraz daha sonu uzasın ve netice biraz daha.... Farklı olsun isterdim.
Ama bu da böyle bitti.
Ne okudum ben ya huh.
Gürpınar kitaplarını fethedeceğim.
Sağlıcakla kalın ✨️
Ve şunu demek istiyorum, kitabın içinde bulunan karakterlerin dini bir yaşantısı olsa şeriat üzere davranırlar ve hâl böyle olmazdı.
Şeriat birbirine helal olmayan kadın ve erkeği aynı sofra da bulundurmaz, aynı oda da baş başa koymaz, yanında kocası varken dahi başka bir erkekle muhabbete izin vermez. Bunlara riayet edilmiş olsaydı kitapta çok ciddi söylüyorum ki olaylar böyle ilerlemezdi. Sanıyorum ki Osmanlı zamanının son demleri, ülke şeriat ile yönetiliyor fakat insan kendi içinde ruhunda ve kalbinde şeriatı yaşarmadığı sürece bir önemi yoktur şeriat ile yönetilmesi bir ülkenin. Sert cezalara mensup olsa da o cezalar için büyük deliller hakiki şahitler ister ve iftiraya yer vermemeye iftira üzerine kadın taşlamamaya özen gösterir. Sorayayi taşlamak filminde gösterildiği üzere değildir. Hakikat film diziler de bulunamaz, işin ehli erbabıyla bulunursa Fıkıh kitaplarında bulunabilir. Bunlari kitaba olan sitemimle yazdım vesselam.