Uzun zaman sonra yorum girmeye karar verdim. Öncelikle uzun soluklu bir yapım olduğunu söylemek istiyorum. Uzun bir yola çıktım ve yanıma almam gereken birkaç düşünce var: Bunların bir kısmını bana tekrar hatırlattığı için bu dizinin de yeri kesinlikle özel.
Hayatlarımız…devamıUzun zaman sonra yorum girmeye karar verdim. Öncelikle uzun soluklu bir yapım olduğunu söylemek istiyorum. Uzun bir yola çıktım ve yanıma almam gereken birkaç düşünce var: Bunların bir kısmını bana tekrar hatırlattığı için bu dizinin de yeri kesinlikle özel.
Hayatlarımız yapboz parçalarından dökülmüş birer anı gibi bazen. Çoğu zaman parçaları toplamaya çalışıyoruz, uygun olanları birleştirmek ve biraz daha her şeyi yoluna koymayı diliyoruz. Bazense (özellikle uykudan birkaç dakika önce) onları toparlamak zorunda olmasak ve parçalanmış anılarımızı öylece bırakmanın, bir kenara çekilmenin sonuçlarını düşünüyoruz.
Hepimiz kendi haritasının çizili olduğu o yapbozu tamamlamaya çalışıyor. Evet, hepimiz yolu daha net görmek istiyoruz. Yapbozun ne kadar karmaşık olduğunu ve haritanın bizi nereye götüreceğini bilmiyorum ama sanırım muhteşem bir üstadın dediği gibi;
"Hiçbir şey yapmamaktansa ölmek daha iyidir."
Buna güveneceğim ve Ng Kabal'ın dediği gibi;
"Plansız ilerleyeceğim ama durmadığımdan emin olacağım."
Bu diziden bana kalan çoğunlukla buydu. Elimizde bir harita tutuyoruz ve bazen bu yapboza yanlış parçalar yerleştirmek sorun değil. Doğru parçanın her zaman bir yerlerde olduğunu bilerek yaşamalı insan. Elimizde ki parça, yapboz için uygun görünüyor olabilir ama umduğumuz gibi çıkmazsa her zaman başka parçaların da olduğunu hatırlamalıyız. Ve bir şeye iyi sahip çıkmalıyız ki, daha net görebilelim; kalbimize. Kalbimize tüm kalbimizle sahip çıkmalı ve yanımızda ki birkaç insanın elini sıkı sıkı tutmalıyız. Parçaları bulmakta zorlandığımızda en özümüzü bilen birkaç kişiye ihtiyacımız olacak. Ve öğrenmeliyiz; hala bir yerlerde izlemediğimiz o mükemmel diziler, dinlemediğimiz eşsiz sesler, okumadığımız onlarca bilgi var. Biz sanırım sonuna kadar yine de denemeliyiz.
Bu yüzden Cho Yeong ve Jang Uk'a ve gülümseten insanlara yolun sonuna geldikleri için teşekkür ediyorum. İzlediğim dizileri bir daha izlemenin zaman kaybı olduğunu düşünüyor olabilirim ama notlarımı aldım ve o yüzden veda etmekten gocunmuyorum.
Yine de devam etmeliyiz çünkü birleştirmemiz gerek birkaç parça ve eşlik etmemiz gereken birkaç gün batımı kadar yolumuz kaldı. Yine de ne kadar başımızı döndürse de gün batımlarını izlemeye karar verdim. İzlememiz ve öğrenmemiz gereken şeyler var.
(Konusunu anlatırken bazı spoiler olabileceğini düşündüğüm yerler var ama dizinin genel akışını bozmaz hatta bence izlemeden bilinirse daha rahat anlaşılır.)
Konusu; Zamanının en güçlü şehir büyücüsü (gwangju) Jang Gang öğrenmemesi gereken bir kara büyü öğrenmeye başlar ve bu bütün geleceği etkileyecek büyünün adı 'Ruhların Simyası(Alchemy of Souls)' dır. Bu kara büyü sayesinde ruh beden değiştirip bir nevi ölümsüzlüğe kavuşabilmektedir. O zamanın hasta kralı gwangju dan bedenlerini değiştirmesini ister ve böylece doğmaması gereken doğar, yaşamaması gerekenle karşılaşmak için.
Bence görsel efektler bir fantastik dizi için yeterince iyiydi. Ana karakter kadını ilk sezon başka ikinci sezon başka birinin oynamasına en başta alışmadım ama öyle mantıklı bağladılar ki kurguyu, neden ikinci sezon farklı birinin oynadığını anlamak alışmama yardımcı oldu. Dönem dizisi ve ben dönem dizilerini hiç sevmeyen biriyim ama gerçekten kurgu çok sağlamdı bana kalırsa. Gerçi Kore yapımlar sürükleyicilik bakımından kesinlikle çok iyiler, senaristi tebrik etmek lazım.
Bence kaliteli bir fantastik olmuş, Lee Jae Wook a bayılıyorum zaten bir ara oynadığı bütün dizileri izlemeye kafayı takmıştı sanırım yine o hastalığa tutulacağım, gerçekten çok iyi karakterleri hakkıyla oynuyor ya.
İzlenmesi gereken çokça üstadın bulunduğu çoğu zaman klasik drama dizilerinden olsa da öğretici de çok yanı olan bir dizi. Bir şeyler izlemek istiyorsanız yakın zamanda başlayın derim:)
10/10 +14