Kısa ve net dille yazılmış. Her şey çarçabuk geçiyor gibi, birden oluyor gibi bir hâli var. Fakat yazım üslubunden kaynaklı olsa gerek ki... Küçük ve karablik bir hücre de Abdullah Galip Bergusi'nin, ben yazar değilim sadece bir direnişçiyim diyerek kaleme…devamıKısa ve net dille yazılmış. Her şey çarçabuk geçiyor gibi, birden oluyor gibi bir hâli var. Fakat yazım üslubunden kaynaklı olsa gerek ki... Küçük ve karablik bir hücre de Abdullah Galip Bergusi'nin, ben yazar değilim sadece bir direnişçiyim diyerek kaleme aldığı bir kitap.
Konusu fark edileceği üzere, Filistin zulmünü Filistin de bu zulme karşı direnen, gencini yaşlısını, özünde Filistinli olup, Amman'da yaşayan Macide isimli bir kadını anlatıyor.
Macide, ne her ne kadar kurgu karakter olup kitap öykü olarak geçse de, okurken biliyoruz ve anlıyoruz ki, Macide'den binlerce var Filistin'de.
Evimde rahatimda huzurumda okdugum bu kitapla, Vatanım adına ne kaşar az şükür de, fazlaca şikayette bulunduğumu fark ediyorum bende.
Ah Abdullah Bergusi... Karanlıklara rağmen, çektiklerine rağmen, umudunu kaybetmeyip, umutla insanlara ümit dağıtan, bir gün gelecek ki biz bir olacağız diyen, o gün Aksa'da buluşacağız, bir ve diri olacağız diyen Bergusi.
Nur ve Emel temalı bu kitabın hüzünlü bi o kadar da buruk bir tebessümle biten sonundan sonra,
Macide için "onlar hayatlarında nurlarına kavuştular ve gelecekte emellerine kavuşacaklar benimse bu hücre de biraz nura ve emele ihtiyacım var" Diyerek bitirdiği bu kitapta, en çok son söz etkiledi beni.
Rüyalarıma girdi, Savaş, kan, zulüm. Kimse doğduğu toprakları seçemiyor. Mini mini bebekler, gözlerini kendi vatanlarına girmiş olan siyonist işgalcilerin işkencelerine açıyorlar.
O zaman neden çocuk yapıyorsunuz?
Oralar da çocuk olmak, büyünce prenses ya da prens olmak değildir. Oralarda bebek olmak büyünce direnişçi olmak, vatanı müdafaa etmektir. Gereklidir, gerekecektir, yoksa Filistin, siyonistlere kalır.
Kitapta buna benzer bir konu geçiyor. Beni coukça düşündürtmüştü.
Kadın hakları derneklerinden söz geçiyor.
Kadınlar erken yaşta niçin evleniyorlar?
Niçin özgürlükleri kısıtlaniyor, niçin çocuk yaşta çocukları oluyor? Niçin, niçin, niçin!
Niçin okul okuyamıyorlar, niçin niçin niçin?
Kadınlar, okulu erken yaşta bırakıp, erken yaşta evlenip, erken yaşta çocuk doğurmak zorunda değillerdir, hayır!
Bunlar adına kurulan ve işlemekte olan, çokça ilgi gören derneklerden sonra Macide bunlara rekabet olarak bir dernek açmaya karar veriyor.
Nur ve emel derneği.
Siyonistler, Arap ülkelerinde şöyle bir yönteme baş vuruyor bu derneklerle. Erken yaşta evlenmek çağdaş dışı, çocuk yapmak ayıp, 2 çocuk yeter. Üçten fazlası zarar. Evlenmeyin, okuyun, okuyun.
Bu algının üzerine macide.
Hayır evlenebilir, ama okumayada devam edebilirsiniz. Benim dernegim de size bu konuda yardım eder.
Çünkü bu siyonistler bu algının arka planında, erken yaşta evlendirdikleri çokça çocuğun tebrik gördüğü kadınlarla yaşıyorlar. Çünkü çocuk demek nüfus demek nüfus büyüklüğü demek ülke gücü demek. Filistin adına, kitap adına lafliyorum şuan. Bir ordu ne kadar kalabalıksa o kadar, korkutur anlatabiliyor muyum?
Fakat, iman. Azınlıklara rağmen ayrıca tek bir güçtür.
Neyse, demem o ki, kadın hakları kurucuları Neden, zulüm ve işgal altında olup, öldürülen günler günü taciz edilen kadınları görmez, görmüyor? Macide ve onun gibi bir çokları kocasından uzak korkunç bir sürgün hayatında kendi ayakları üzerinde yaşam mücadelesi verirken, karnında ki bebek korkunç bir bomba sonrası şehit olurken kadın hakları savunucuları neredeler?
Macide adına konuşuyorum, neredesiniz lan?
Belkide sadece, Lailahe İllallah Muhammedurrasulullah dedikleri içindir.