Daha küçük bir çocukken evimizde izlenirdi. Yıllar sonra bir anda aklımda beliriverdi ve 15 yaşımda tekrar ve büyük bir ilgiyle izledim. Diziyi benim için ilgi çekici yapan şey tarihi dayanakları oldu. Dizi 1890'lar Osmanlısı'nın Makedonya bölgesinde yaşayan fakir bir sütçü…devamıDaha küçük bir çocukken evimizde izlenirdi. Yıllar sonra bir anda aklımda beliriverdi ve 15 yaşımda tekrar ve büyük bir ilgiyle izledim. Diziyi benim için ilgi çekici yapan şey tarihi dayanakları oldu.
Dizi 1890'lar Osmanlısı'nın Makedonya bölgesinde yaşayan fakir bir sütçü olan Ramiz ve ailesinin hayatını bizlere sunuyor. Konusu sizlere basit gibi gelebilir ama o dönemin insanın hele de Rumeli'de yaşayan insanların dramı ve hayata tutunma çabaları dizinin asıl konusudur. Osmanlı İmparatorluğu günden güne zayıflarken ölüme daha da yaklaşırken Balkan devletlerinin ve güçlü Avrupa devletlerinin bir türlü paylaşamadığı Rumeli'de Türkler katlediliyorlar ve doğup büyüdükleri vatanlarını bırakıp göç etmeye zorlanıyorlardı. Elveda Rumeli dizisi Türk halkının yaşadığı bu zulmü yüz yıl sonra bizlere sunarak hayatını kaybeden milyonlarca Türkü bir kez daha anmamızı sağlayarak elimizden alınan topraklarımızı ve düşmanın acımasızlığını bizlere haykırıyor.
Dizinin içeriğine dair birkaç yorum daha yapmak istiyorum. Dizideki her karakter özenle işlenmiş ve oyuncu seçimleri oldukça başarılı olmuş. Alex ve Zarife'nin aşkı imkansızlığı, Mustafa ve Vahide'nin aşkı yiğitliği, Hatice ve Hasan'ın aşkı masumluğu öylesine güzel yansıtmış ki... Vahide'nin ölümüyle boğulduğumuz acı ve kederin Ederlezi şarkısıyla özdeşleşmesi hem çok can yakıcı hem de çok başarılı. Dizideki favori çiftim olan Vahide ve Mustafa hikayesinin yarım kalması, Vahide'nin Mustafa'nın kollarında ölmesi, Mustafa'nın kendini affetmemesi ve Vahide'ye mezar olan toprakları terk etmek zorunda kalmaları kabullenmesi zor bir gerçeklikti.
Dizide dönemin tarihi kişiliklerine yer verilerek dönemin siyasi bunalımlarının anlatılması kolaylaştırılmış. II. Abdülhamid'in o anlaşılamayan siyaseti Rumeli'yi "kaos içinde elde tutma" politikası ve İttihatçıların "özgürlük ve hürriyet" uğruna her şeyi yapmaya hazır olmaları güzel bir şekilde işlenmiş. Mustafa Kemal sahneleri içimi öyle ısıttı ki... Her sahnesini yüzümde bir gülümsemeyle izliyordum. Yunan ve Bulgar çetecilerin zulümleri, Girit Sorunu, 1897 Osmanlı Yunan Savaşı ve 1898 Bulgar İsyanı mükemmel bir şekilde işlenmiş. Gözleriniz dolarak izleyeceksiniz.
Son olarak müziklere değinmek istiyorum. Her bir müziğin mükemmel ötesi olduğunu çekinmeden söyleyebilirim. Rumeli'ye elveda demenin ne demek olduğunu notalarında barındıran bu eşsiz müzikler ve Rumeli halk şarkıları geçmişimize ışık tutuyor.
Biz bu göklerden yağmurlar gibi hüzünler yağdığını unutmayacağız. Geçmiş bize çok uzak ve merak edilmez gelmeyecek. Atalarımızın uzak ülkelerde birer mezardan ibaret olan hatıralarına sahip çıkacağız. Rüzgâr onların mezarlarında açan çiçeklere her dokunduğunda onların isimlerini fısıldayacak yeryüzüne. Biz ise işiteceğiz.