DİKKAT! İçinizde özel bir yer edinecek bir animedir. Sizi manganın babasıyla tanıştırayım. Adı Osamu Tezuka. O sadece bir manga sanatçısı değil, ayrıca animatör idi. Bu da onu animenin babası da yapıyor. Yani Osamu Tezuka sensei için manga ve anime babası…devamıDİKKAT! İçinizde özel bir yer edinecek bir animedir.
Sizi manganın babasıyla tanıştırayım. Adı Osamu Tezuka. O sadece bir manga sanatçısı değil, ayrıca animatör idi. Bu da onu animenin babası da yapıyor. Yani Osamu Tezuka sensei için manga ve anime babası diyebiliriz. Ah, sensei huzur içinde yat. Sen olmasaydın bu evren keşfedilemezdi. İyi ki geçtin bu dünyadan arigatoo gozaymas (teşekkür ederim). <3
Benim için animenin ikinci babası Hayao Miyazaki. O gerçekten keşfedilen bu evrenin güzelliğini gösterdi. İyi ki varsın üstad, sana hayranım arigatoo gozaymas. <3
Gelelim animeye:
"Dororo (Japonca: どろろ), Osamu Tezuka tarafından yazılan bir manga serisidir. Seri, başlangıçta Ağustos 1967-Temmuz 1968 tarihleri arasında Shogakukan'ın Weekly Shōnen Sunday dergisinde ve daha sonra 1969 yılında Akita Shoten'in Bōken'ō dergisinde dört tankōbon cilt halinde yayınlandı."
Daha sonradan ise animesi falan çekiliyor işte. Ancak maalesef hâlâ bilmeyen, izlemeyen insanlar var. Bu arada Dororo ilk manga olmasa da ilkler arasındadır.
Dororo animesi aslında ikinci dünya savaşından esinlenmiş. Kırklı yıllarda olan savaş elbette etkisi altmışlara kadar sürecektir. Ikinci dünya savaşında zaten en çok etkilenen ülke Japonya oldu. Hiroşima atılan bombayı hatırlarsanız. Tabii anime ikinci dünya savaşını değil çok daha öncesini anlatıyor, belki 14-16.yylar diyebilirim.
Dororo animesi hem çok hüzünlü hem de yer yer iç ısıtan bir kurgu idi. Konusu şöyle: Toprak efendisi (köyün efendi kişisi) olan Daigo kurak topraklarını, salgın hastalıkları, kıtlığın bitmesi için iblislerle bir anlaşma yapar. İblislere bunun karşılığında neyini isterlerse alabileceği söyler. Daigo'nun ilk oğlu doğar. Ancak bebeğin organları olmadığı halde yaşıyordur. Daigo iblislerin ondan ne aldığını anlar. Sonra bebeği ebeye verir, bebeği nehire atsın diye. Ancak ebe nehire geldiğinde yavrucağa kıyamaz bir kayığın içine bırakır. Çünkü anlar ki bu bebek yaşamak istiyor. Gerisi artık bebeğin talihine kalmış, ya yaşayacak ya da ölecek. Işte bu bebek Hyakkimaru'dur. Hyakkimaru büyüdüğünde vücudunu İblislerden almak için yola çıkar. Sonra Dororo adında tatlı mı tatlı bir çocukla tanışır. Dororo gerçekten çok akıllı bir çocuk, ona çok hayran kaldım. Hyakkimaru ile abi kardeş olurlar. Onlar arasındaki bağ, ilişki o kadar güzeldi ki. İkisininde hayatı zorlu ve acı idi. Bir de arada kaybolup görünen bir keşiş amca vardı. O yaşlı keşîş gerçekten sevdiğim bir karakterdi. Sanki Buda'nın aydınlamasını yaşamış bilge bir adam idi.
Anime o kadar akıcı ki yarım bırakmazsınız. Yer yer çok acı bölümler olduğu için üst üste izlemek biraz zor. Toplam 24 bölüm yani bir haftada rahat biter. O yüzden kesinlikle tavsiye ederim. Hem zaten animeci yahut mangacı olup henüz Osamu Tezuka üstatdan bir şeyler okuyup izlemediysek bu büyük ayıbımız olur.
Anime finali çok tatmin edici idi. Yani izlediğinize kesinlikle değer. Dororo ve Hyakkimaru arasında bağ, ilişki çok çok özel ve güzeldi benim için. İyi ki izledim. Bu animeyi izleyin gençler ya da açın mangasını okuyun.
DİKKAT! Kapaktaki çocuk Dororo ya da Hyakkimaru değildir. Ben izlemeden önce Dororo sanmıştım aw
Keyifli izlemeler.
Puanım: 10