Bu film benim başyapıtlarım arasında yerini almıştır. Saeed Roustayi, bu kadar iyi bir film çekmenin bedelini ödemektedir. Hem toplumsal gerçekliği olduğu gibi anlatan ve bu gerçeği en doğru yerden toplumun birebir mikro kopyası olan aile üzerinden anlayışından hem de bunu…devamıBu film benim başyapıtlarım arasında yerini almıştır. Saeed Roustayi, bu kadar iyi bir film çekmenin bedelini ödemektedir. Hem toplumsal gerçekliği olduğu gibi anlatan ve bu gerçeği en doğru yerden toplumun birebir mikro kopyası olan aile üzerinden anlayışından hem de bunu İran gibi bir memleketin evladı oalrak yapmaya cüret ettiği için tokadı yemistir. Rejim karşıtı film yapmış çünkü. Diyebilirsiniz ki rejim eleştirisi bunun neresinde. O baba ve anne var ya hah işte onların varlığı ve bütün tutum ve davranışları bir rejimi temsil eder. Baba kralsa anne halktır. Ama toplumun çocukları yine çocuklar olarak kalırlar. Sistem böyle kurulmuştur.
Leyla'ya bir kız çocuğu olarak bu sistemde hareket etmenin, hayal kurmanın kardeşlerine sahip çıkmanın bedelini en ağır şekilde ödetirler. Sonuçta Leyla'nın tek istediği kardeşlerinin kurtulması ve olan biten gerçekliği girmesidir. Leyla İran toplumunun sağ duyusu, ortak vicdanıdır. Ailesinin de öyle.
Ama böylesine hastalıklı, kendi ruhsal sorunları tarafından hırpalanmış bir baba ya da toplum lideri Leyla'ya bu başkaldırısının bedelini ödetmez mi? Ödetir elbet. Toplumun çocukları kulak tıkayarak, oyalanarak, ezberlerine sığınarak sezgilerinin ve sağduyularının manipüle edilisine izin verir. Manipüle eden de bir zamanlar manipüle edilmedi mi zaten... Nesiller boyu aktarım işte budur. Kendisi değersizlik duygusuyla dolup taşmış küçük bencil bir çocuk baba olur ve sonuçlar değersizlik duygusuyla dolu evlatlar...
Bu filmde sadece bir aile anlatılmaz bize, bir toplum ve o toplumun jenerasyonları arasındaki kavga ve bağlar da anlatılır. Çocuklar yok olup gitmekte olan yaramaz çocuğa acıyarak ve çaresizce bakmaktadır. Ebeveynlerle çocuklar yer değiştirmiştir adeta.
Saygınlık ve itibar görüntüsü arkasında dönen olaylar ve olgular ele alınmıştır. Ve bu sistemin bireyden aileye ve toplumun en karmaşık haline kadar her kurumun içerisinde capcanlı olduğunu izleriz.
Evlat babaya çok hak ettiği bir tokat atar. Hem de kız evlat yapar bunu. Çünkü annelik görevini almış ve ele avuca sığmayan yaramaz çocuk modundaki babasına atması gereken bir tokattır bu. Leyla bu tokadı, erkek egemen anlayışa, zorbalığa, rejime, yapay ve sahte olan her şeye, ekonomik belirsizliğe, çirkin ilişkilere ve güvenilmez öngörülemez kamusal yaşama atmıştır.
Sürekli beli ağrır Leyla'nın... çünkü toplumun her yükünü çeken kadının beli kırılmıştır bu yüklerden.
Sinema severlere çok tavsiye ettiğim bir film daha ekledim buraya.
İran sinamasına duyduğum ilgi ve saygının ne kadar yerinde olduğunu içimde hissettiğim bir örnek daha oldu benim için..
Keyifli seyirler dilerim.