Spoiler içeriyor
☆ Nereden başlasam bilmiyorum ama bu paylaştığım en uzun şeylerden biri olacak. Çünkü çokça repliği not ettim. Aslında ilk bölümleri izlerken kendimi çok saçma rezil bir şey izliyor gibi hissetmeme rağmen; bu dürtüme engel olamadım ve yazdım çokça cümleyi bir…devamı☆
Nereden başlasam bilmiyorum ama bu paylaştığım en uzun şeylerden biri olacak. Çünkü çokça repliği not ettim. Aslında ilk bölümleri izlerken kendimi çok saçma rezil bir şey izliyor gibi hissetmeme rağmen; bu dürtüme engel olamadım ve yazdım çokça cümleyi bir kenara. Bu yazıda şu an için sadece ilk sezona dair konuşmalarım var ancak diğer sezonları izledikçe yoruma eklemeyi planlıyorum.
Klasik inceleme yazılarım gibi konuyu bir özetlesem iyi olacak ama klasik diziler gibi kısaca özetleyebileceğim bir konu yok ortada. O kadar çok karakter, dünya ve olaylar örgüsü var ki... kafalar karışacak. İlk sezonunun son bölümüne kadar bu kafa karışıklığım asla gitmemişti (yani az önceye kadar, 25.09.2023 Saat 04.40 civarı). Aslına bakarsanız hala gitmedi, kafam karışık bu dizi hakkında. Oldukça karışık...
Özete başlamadan şunu söyleyeyim, The Magicians, fantastik bir kitap serisinden uyarlanmaymış. Birkaç yerde baktığım yazılara göre kitap serisinin -bizi şaşırtmayacak şekilde- daha iyi olduğunu söylüyorlar. Haydi olaylara kısaca giriş yapalım. Ama uyarayım spoiler içeren bir kısım var. (Kimsenin kafasının dayanıp da okuyacağına inanmasam da söyleyeyim yine.) Sezonun sonu nasıl bitti vs anlatmasam da ilerleyen bölümlerde çözülmüş bazı sırlardan bahsetmiş olabilirim. (Aslında çok da mühim değil çünkü okuyan olsa da anlamayacak.)
▪︎
Quentin Coldwater, tüm çocukluğunu ve gençliğini fantastik kitaplarla geçirmiştir. Bunlara o kadar bağlıdır ki sihire inancı gittikçe uç noktalara varmıştır. Kendini akıl hastanesine yatırılacak kadar çıldırmış bir noktada ilaçlar kullanırken bulur. Yale'i kazanmış biri için trajikomik bir durum ama insanların inandığı bir şeyden vazgeçebilmesi ne zaman kolay oldu ki? Q, Yale için mülakata gittiğinde görüşme yapacağı kişinin masasında en sevdigi fantastik seriden bir kitap bulur: Fillory ve Ötesi 6. Kitap. Ama böyle bir kitap asla basılmamıştır. Tam o sırada yanında ona destek için gelen en yakın ve en eski arkadaşı Jules ile odadaki asıl sorunun farkına varırlar: Görüşme yapacakları kişinin cesedi ve kanlar.
Polis sorgusundan sonra dışarı sokağa çıkarlar ve Jules ile başka yollara giderler. Q sokak boyunca ilerlerken, Jules ise bindiği asansör yukarı doğru çıkmaya başlamışken etrafları değişmeye başlar. Her gün yürüdüğünüz ve her köşesini bildiğiniz bir sokağın içinde yeni büyüyen otlar ya da hep girdiğiniz bir binanın içinin başka bir yere çıkması gibi düşünebiliriz. Q bir bahçeye çıktığında kocaman eski bir bina ile karşılaşır. Gotik mimarisi ile bir şatoyu andıran aslında üniversite kategorisinde sayabileceğimiz bir çeşit okul olan Brakebills. Binanın taş duvarında oturan Elliot, Q'ya sınava gireceği yere kadar eşlik eder. Diğer yandan Jules de aynı odaya götürülüyordur. Olayların garipliğinin yanında karakterlerin tepkilerini verecek bir zaman da yoktur. Her şey hızlıca gerçekleşir.
Sınav kağıdıyla bakıştıklarında harflerin büyülü bir şekilde kıpraşması ve birtakım ilginç olaylar daha... derken sınavın ilk aşamasını Q geçer. Jules ile bu olayları çok saçma bulduğundan sınavı düzgün çözememiş ve geçememiştir. Q sınavın ikinci aşamasında iken küçük bir açıklama yaparlar.
"Brakebills isimli büyü okuluna katılmak için hak kazandınız!" Ya da buna benzer bir şey işte.
İkinci aşamada bir uygulamalı sihir testine tabi tutulur. Q sihre inanmasına rağmen böyle bir şey olmadığını bilmektedir. Bunu en çok isteyen kişilerden olmasına karşın aklını yitirmemeye çalışmaktadır. Cebindeki ilaç kutusu da bunun en büyük kanıtı. Biraz zorlamanın ardından Q'nun içindeki büyü gücü hep yanında taşıdığı iskambil kağıdı destesinin uçmasını sağlar ve bir bina şeklini alır.
"Tanrım ben sihir mi yaptım!?" Aklı başında her insan gibi bayılır.
●!!!!Spoilerlar başlasın!!!!●
Jules ise ilk sınavdan kaldığı için şansını kaybetmiştir. Büyünün gerçekliğini sonunda kavradığında müdüre ona bir şans daha tanımaları için yalvarır. Ama o şansı çoktan kaybetmiştir ve hafızası silinecektir. Koluna açtığı bir kesik sayesinde daha sonra sihrin gerçek olduğunu hatırlasa da aynı zamanda sihrin diğer tarafında bulur kendini. Tıpkı bir uyuşturucu bağımlısı gibi büyü yapmanın isteğiyle kıvranan Julia ileride birçok kötülüğe de vesile olur. Bir zamanlar en yakın arkadaşın olan Q'ya bile...
Q ise Brakebills'de okula başlamıştır. İlk gün tanıştığı Elliot ve Elliot'un ekürisi Margo tüm yıl boyunca onun peşinde olacaktır. Biraz garip bir arkadaşlık anlayışları olsa da... ilginç ve eğlenceli bir grup olurlar. Okula başladığı ilk gün Fillory'in yeni cilti kaybolur. Q daha çok az sayfasını okuyabilmiştir ve kitap hakkında daha bir fikri yoktur. Nereden geldi ya da neden geldi? Oda arkadaşı Penny'e sorsa ve her yeri arasa da bulamaz.
Kısa bir süre sonra kitabın başrollerinden biri olan Jane Chatwin'i rüyasında görür. Jane ona bir şeylerden bahseder. Oldukça gerçekçi olan bu rüyanın ardından, her zaman Fillory diyarının gerçek olduğunu düşünen Q'nun kafası iyice karışmıştır. Sihir gerçekse büyülü bir diyar neden gerçek olmasın ki?
Brakebills ise dışarıdan görüldüğü kadar havalı ve eğlenceli bir yer değildir. Üç yıl önce tüm 3. Sınıfların kaybolduğu ama ne olduğu bilinmemektedir. Ardından okul yılı başladığında Q, Alice isimli inek ve ailesi büyücü olduğu için okulda dışlanan bir kızla arkadaşlık kurar. Alice'nin abisinin kaybolan üçüncü sınıflardan olduğunu ve ona ne olduğunu bulmak için okula girdiğini sonra öğrenecektir.
Dersler başladığında işler iyice karışır. Q, Alice, Penny ve Penny'in ilk günden yaptığı sevgilisi Kady aynı sınıftadır. Kader bir şekilde ağları örer :) ve bu dörtlü bir tür büyü yaparlar. Gece yaptıkları büyünün etkisi gündüz kötü bir sonuçla geri dönmüştür. Ders esnasında beliren bir tür canavar, herkesin donmasini sağlar, elbette bizim dörtlü dışında. Öğretmenlerden biri ölürken müdür de yaratığı durdurmaya çalışırken gözlerini ve ellerini kaybeder. Canavarın etrafında uçan ve yüzünü örten güveler tüm sezon boyunca Q ve arkadaşlarının peşini kovalar.
Jules ise kendilerine Çit Cadıları ismini veren ve bir çeşit tarikat gibi buluşup büyüler öğrenen gruba karışır. Marina isimli başları Julia'ya bela getirirken, Julia'da belaya oynamaktan çok zevk almaya başlar. Sezon sonlarında yaptığı aptallıklar fark edip dindar ve iyilik yapma niyetli bir büyücü topluluğuna katılsa da bu macerası da kötü biter.
●Spoiler Sonu●
Sanırım diziyi izlemeye devam etme nedenim Q'yu çok iyi anlamamdı. Üniversiteye başlayacak olmamız ve fantastik evren aşkımız... Kısaca Q ile çok bağlandım. Büyüye olan ilgi ve sevgileri, bizim gibi dünyada yaşarken böyle bir şeyin olduğunu öğrenmeleri... hangimiz istemez ki bunu?
Bir gün kahraman olacağının hayallerini kurmadan büyüyen çocuk yoktur sanırım. Varsa da gerçek bir çocukluk yaşamamıştır. Peki ya bu hayali kuran ve gerçekleştirmiş kaç kişi vardır? Çok az. Kahraman olmak illa sihirle olmaz, evet, bunun geç de olsa farkına varıyorum. Belki bizim dünyamızda sihir yok ama kurtarılmayı bekleyen hayatlar, doğa, hatta atomlar var. Bunun hiç farkına varmayacaklara ne yazık...
▪︎
Alt tarafta o kadar çok alıntı var ki anlatmaya gerek yok görüyorsunuzz dksjxjjxx
♤♤♤♤♤♤
"Sana söylemedikleri şey şu: Büyü yetenekten gelmiyor, acıdan geliyor."
▪︎
"Çabuk bağlanırım. Zaman bir ilizyondur."
▪︎
"Size nasıl güvenmem gerekiyor?"
"Neden birine güvenesin ki?"
▪︎
"Kitaplar... her şeyden daha gerçek gibi hissettiriyorlar."
"O zaman gerçektir."
▪︎
"Kader yoktur, doğuştan kahraman yoktur."
▪︎
"Orta Dünyada yaşamıyoruz Quentin. İnsanın peşinden gideceği yeteri kadar asil görev yok."
▪︎
"Sana söylemekten korkuyorum çünkü bu doğru. Sana aşığım."
▪︎
"Hepinizden nefret ediyorum. Çünkü hiçbir şey bilmiyorsunuz."
▪︎
"Ne yapmam gerek?"
"Hepimizin hep yaptığı şeyi. Karar ver."
■
1. Sezon 4. Bölüm
Jules Quentin'e Büyü yapıyor. Quentin zihninde akıl hastanesine hapsoluyor ve büyücülük dünyasının hayal olduğuna inandırmaya çalışıyorlar onu. Shake it off söyleyerek Penny'i zihnine çekiyor. Penny dekandan yardım alıyor. Marina ve Jules okula giriyorlar kalkanların kalkmasıyla. Marina'dan çalınan anıların yani büyülerin olduğu kutuyu okuldan alıyor.
■
1. Sezon 7. Bölüm
Brakebils öğrencileri Antarktika da deli bir buyucuden (Mayakowsky) dersler alıyorlar. Kady ve Penny'nin arası önce düzelse de sonradan bozuluyor maalesef. Alice ve Q tilki formu :)
▪︎
"Birçok dünya var ve biz bunlardan birinde yaşıyoruz."
■
1. Sezon 8. Bölüm
"Tahmin edilebilir olmak kötü bir şey değil."
▪︎
"Senin büyüye uyuşturucu gibi davranma sebebin, çünkü sana bunu öğreten kişilerin size uyuşturucu satıcısı gibi davranması. Alıyor ve satıyorlar, bunun için savaşıyor ve sevişiyorlar. Yaşamanın tek yolu bu değil."
▪︎
"Dışarıda iyi insanlar var Julia. Dünyayı çözmeye çalışan ve onu daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan insanlar.
▪︎
"Cevaplar yok Quentin. Çünkü ne olacağı hakkında hiçbir fikrimiz yok."