Trigun Stampede 🏜️🪐🔫
25 yıl sonra farklı bir stilde geri dönen efsane yapım...
☆ Gönderi hem "Trigun(1998)" hem de onun uyarlaması olan "Trigun Stampede(2023)" hakkındadır*
🌵Trigun stampede, uzak bir gelecekte geçiyor. Artık Dünya'da değil, çölleşmiş çorak bir gezegende hayatta kalma…devamıTrigun Stampede 🏜️🪐🔫
25 yıl sonra farklı bir stilde geri dönen efsane yapım...
☆ Gönderi hem "Trigun(1998)" hem de onun uyarlaması olan "Trigun Stampede(2023)" hakkındadır*
🌵Trigun stampede, uzak bir gelecekte geçiyor. Artık Dünya'da değil, çölleşmiş çorak bir gezegende hayatta kalma mücadelesi veren insanlar, bu çöldeki garip yaratıklar ve yaşamın devamlılığı için enerji sağlayan özel bitkiler var.
⚡Trigun'da kellesine 60.000.000.000$, Trigun stampede'da ise nedense 6.000.000$ (?:/) ödül konan İnsansı Tayfun lakaplı ana karakterimiz Vash the Stampede ise kesinlikle anlatılanlardaki gibi değil.
Vash, geçtiği yerlerde yıkım yaratan acımasız bir kanun kaçağı olarak anılsa da aslında kimseye zarar vermek istemediği için dövüşlerde bile sakınan, oldukça barışçıl, hem şapşal hem de cool olmayı nasıl olabiliyorsa başaran, çok tatlı, nazik, iyi kalpli, pozitif, biraz da çatlak bir karakter 🦾
Kötü şöhretinin sebebiyse arkasında bıraktığı yıkım yüzünden yanlış anlaşılması ve ikizi Million Knives diyebiliriz.
Vash ve Knives ikiz olmalarına rağmen birbirleriyle çok az ortak noktaya sahipler. Yarı insan yarı bitki olmalarına rağmen Knives insanlardan nefret ediyor, oldukça acımasız ve bencil, gezegende sadece bitkileri istiyor. Vash'ın istediği ise insanları koruyarak sevgilerini kazanmak.
💉Vash'ın, İyi-kötü herkesin yaşaması gerektiğine inanıp öldürmeye karşı olduğu için yine çatıştığı benim favori karakterim Nicholas D. Wolfwood ise daha realist ve negatif olmasıyla Vash'ın Knives gibi zıttı sayılabilir.
Daha önce hiç böyle bir rahip görmediğinize eminim :D
O haç şekliyle kamufle edilmiş, garip ama süper havalı silahını çevirdiği, o süper havalı sahnenin editini görerek diziyi keşfettiğim için çok mutluyum :D
Vash ve Nicholas ikilisinin uyumu mükemmeldi.
🗞️ Ekipteki diğer bir karakter ise Meryl Stryfe. O da tatlı, inatçı, akıllı ve cesur bir karakter.
Birlikte muhabirlik yaptığı meslektaşı Roberto ile de güzel bir kıdemli-çırak ilişkileri vardı.
Bu dörtlüyü sevdim.
🛸 Orijinal versiyonu Trigun'dan farklı olarak çoğumuzun pek alışık olmadığı 3 boyutlu yeni bir animasyon stiliyle yapıldığından ilk birkaç dakika bu yenilik yadırganabilir ama çok geçmeden karakterlere, arka planların detayları ve hızlı gelişerek akıp giden olaylarına siz de kapılıp gidiyor ve farkına varmadan alışıyorsunuz bile.
Sırf aksiyon sahneleri ya da görüntü kalitesi için bile izlenir.
⭐ Karakterler, görünüşleri ve olay örgüsü gibi çok bariz değiştirilmiş unsurlara da değinmek istiyorum.
Trigun'da olayların daha yavaş ilerlemesi, Millie Thampson karakteri ve Vash'ın geçmişini sonradan öğrenmemiz bunlardan bazıları.
Trigun stampede'da daha hızlı ilerleyen olaylar, kapağı aldatıcı ama daha kanlı ve dark bir hava var.
Trigun'daki Vash'ın komiklikleri ve diğer komedi unsurlarını da çıkarıp ciddileşmişler.
Bu kötü bir yenilik sayılmaz elbette ama eski trigun ile pek bir alakası kalmamış gibi duruyor.
Mesela Trigun'daki Vash normalde daha şapşal ve komik bir karakterken arkadaşlarını koruması gerektiğinde bir anda ciddileşiyor, bu yönünü çok seviyordum ama Trigun stampede'da bunun o kadar da hissedilmediğini fark ettim.
İzleyenlerin ya çok seveceği ya da -koyu Trigun fanlarının- nefret edeceği riski alınarak yapılmış.
Karşılaştırma ister istemez yapılıyor ama bu ikisinin de çok başarılı olduğu gerçeğini değiştirmiyor elbette.
Ben de önce izlediğim Trigun stampede'nun yeri ayrı ama Trigun'da yılına göre oldukça kaliteli bir yapımdı.
İlk yarısı eğlenceli, gizemli ve komik kalan yarısıysa daha dram ağırlıklı ilerleyip son bölümlerde biraz da ters köşe yaparak fena olmayan ama beklentimin biraz altında kalan bir finalle bitirdiler.
Bazı şeylerin biraz daha farklı olması gerekiyordu bence, stampede'da aynı tarz bir finalle biterse cidden aşırı üzülürüm :")
Trigun'ı izlemeye devam ettikçe stampede'nun aslında o kadar da değiştirilmediğini fark ettim, yeniliklere rağmen sanki ruhu hala aynı kalmış ama geliştirildiği de belli olan yapımlardan biri olduğunu düşünüyorum.
Bunu başarmak da kolay olmasa gerek.
Bilim kurgu, distopik evren ve western tarzı sevenlere ikisi de kesinlikle önerimdir.
Ayrı ayrı yazarsam çok gereksiz uzatacağımı bildiğim için🗿benim için özel olan bu iki aynı ama farklı yapımdan tek gönderide bahsetmek istedim.
Son olarak Trigun'ın ending'ine, Trigun Stampede'nunsa opening'ine bayıldım.
Şuan sadece 1. sezonu yayınlandığı için yeni sezonu umarım yakında gelir diyerekten artık burada bitireyim :d
İzlerken çok keyif alacağınızı düşünüyorum. İyi izlemelerr ♡
Ready, steady, roll!!
10/10 ✨
Web yapım aşamasındadır.
En iyi deneyim için mobil uygulamamızı indir.
En iyi deneyim için mobil uygulamamızı indir.
★
(@celestia)
"Kyou to asu no sakai nara imada naku
Nemurezu ni miru akumu wa owaranai."
🌚☄️
Joined at May 2023
99
Followers
63
Following
15
Post
122
Movie
92
Serie
53
Book
Trigun Stampede 🏜️🪐🔫
25 yıl sonra farklı bir stilde geri dönen efsane yapım...
☆ Gönderi hem "Trigun(1998)" hem de onun uyarlaması olan "Trigun Stampede(2023)" hakkındadır*
🌵Trigun stampede, uzak bir gelecekte geçiyor. Artık Dünya'da değil, çölleşmiş çorak bir gezegende hayatta kalma…devamı
🏯 Eski çağlardaki Çin'i ve oradaki saray hayatını anlatması yüzünden ilk çıktığı zamanlar başlamayı düşünüp sonradan vazgeçmiştim :d
Anime genel olarak imparator, harem ağası, cariye, hizmetçi gibi figürlerin etrafında dönüyor.
Zaten bu yüzden başta çok sevemeyeceğimi düşünmüştüm ama özellikle Maomao…devamı🏯 Eski çağlardaki Çin'i ve oradaki saray hayatını anlatması yüzünden ilk çıktığı zamanlar başlamayı düşünüp sonradan vazgeçmiştim :d
Anime genel olarak imparator, harem ağası, cariye, hizmetçi gibi figürlerin etrafında dönüyor.
Zaten bu yüzden başta çok sevemeyeceğimi düşünmüştüm ama özellikle Maomao ve Jinshi karakterleri bu fikrimi kısa sürede değiştirdi.
😸 Animede kısaca eczacı olan Maomao, sizin cahilliğiniz benim hayatımı etkiliyor diyerek herkese bilim ve tıbbın ışığını yayıyor ✨ ve bunu yapış tarzı da benim aşırı hoşuma gidiyor :D
Eski çağlarda hastalıklara lanet demeleri ve bazı batıl inançları bize bilimin ne kadar önemli ve Maomao'nun işinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Ama zekası ve tıbbi bilgisi ve yeri geldiğinde içinden çıkan Sherlock ile de gizemli olayları çok geçmeden çözen mükemmel ve de manyak biri Maomao.
Aynı zamanda ona zaman zaman eşlik eden, arka saraya gelmesini sağlayan, geçmişi gizemli ve her daim mükemmel gözüken bir de Jinshi'miz var.
Böyle ana karakterleri ve aralarında gelişen bu tarz eğlenceli bir ilişkiyi bir daha nerede bulurum bilemiyorum.
Jinshi ve Maomao birlikteyken temsili; 🫠🗿 ya da bu 🤗🤮 HWKSLWMDJBWSLWHXJMAHSJSJ
Maomao'nun Jinshi'yle hiç ilgilenmeyip etkilenmemesi ve Jinshi'nin ekran süresi boyunca bizi rizzlemesi ölümüne kapışır :d
🌱 Ana karakterin zeki ve yeri geldiğinde psikopatça davranarak bir alana yoğun ilgi duyuyor olmasını seviyorum.
Maomao bana Sakurako'yu hatırlatıyor.
İki ana karakter de zekasıyla ve bilgisiyle ön plana çıkıyor, ilginç ve güçlü karakterlere sahipler ve ikisinin bir diğer ortak özelliği ise dedektif gibi davranmaları ya da diğer ana karakterle hiç ilgilenmemeleri xd
Sevdiğim tipik karakter özelliklerinden artık eminim galiba.
🗝️ İzlemesi benim için oldukça zevkli ve eğlenceliydi, karakterler de genel olarak çok tatlılar. Kullanılan renk tonları, karakter tasarımları ve çizimleri de çok hoştu.
Moraliniz bozuk olduğunda bile sırf Maomao için izleyesiniz geliyor. Bu yüzden tahminimden çok daha kısa sürede bitirdim.
An itibariyle safe place animelerimden biri oldu kendisi.♡
2. Sezonda umarım Jinshi'nin geçmişini ve özellikle de şu anlaşmasının detaylarını öğreniriz. Maomao'nun da ailesiyle ve Jinshi'yle ilişkisinin nasıl olacağını ve nereye evrileceğini çok merak ediyorum. (24. bölümde sığır bezoarını kafana atasım geldi Maomao 🤠)
Yeni sezon daha duygusal ilerleyecek gibi çünkü bu sezonun sonlarında aramıza katılan ve hikayenin yönünü değiştiren dramımız biraz yarım kaldı 🚬
İyi izlemeleerrr >^^<
10/10 🥀🌱🐱🏯🧪🪔
⚖️ 19.yy'da Büyük Britanya'da iyice artan, aristokratlar yüzünden oluşan sınıflar arası ayrımı bitirmek isteyen ve kendi yöntemleriyle adaletini getirmeyi amaçlayan Sherlock Holmes'ün baş düşmanı, meşhur suç danışmanı ve dahi matematik profesörü, William James Moriarty'nin adaletini getirişini onun bakış açısından izliyoruz.…devamı⚖️ 19.yy'da Büyük Britanya'da iyice artan, aristokratlar yüzünden oluşan sınıflar arası ayrımı bitirmek isteyen ve kendi yöntemleriyle adaletini getirmeyi amaçlayan Sherlock Holmes'ün baş düşmanı, meşhur suç danışmanı ve dahi matematik profesörü, William James Moriarty'nin adaletini getirişini onun bakış açısından izliyoruz.
❥ Böyle resmi ve ciddi girdiğime bakmayın, ilerleyen dakikalarda gönderi "William'a Mektuplar"a dönüşüyor :d
Ve dikkat spoiler içerebilir! 💥
🧠 Öncelikle ben suç danışmanı William James Moriarty ve dedektif danışmanı Sherlock Holmes'ün aşırı çatışan kişiliklerine rağmen bu kadar uyumlu olmalarını ve ilişkilerinin bu noktaya gelebileceğini hiç düşünmüyordum.
İlk karşılaşmalarında, daha ilk andan olağanüstü zekalarıyla birbirlerini etkileyişleri daha dün gibi aklımda ಥ_ಥ
☕ Louis'i ben ayrıca çok seviyorum, bu yüzden ilk olarak onun hakkında birkaç şey yazacağım.
Abisine olan bağlılığı, onu kurtarmak için Sherlock'tan hoşlanmasa bile yardımını istemesi, yaptığı çayları, çocukluğu...🤧
Soğuk gözüküp gözüme en tatlı gelen karakterlerdendi, saçıyla kapattığı yüzündeki yanık izini finalde açtığında birazcık duygusallaşmış olabilirim.
🍷Albert, (dikkat ederseniz paragrafı bile ayırmadım) ona da bayılıyorum.♡
Kararlı ve çok güven veren biri. Mükemmel bir abi profiline sahip.
Dürüst olayım, bu üçlüden sonra ben kendi ablalığımı ve kardeşlerimle olan ilişkimi sorguladım.
Üç kardeş de ayrı karizma, ayrı havalı, ayrı mükemmel.
🎭 Irene Adler, sonradan kimlik değiştirerek James Bonde olması hikayenin gidişatı açısından iyi düşünülmüştü. Her haliyle ona ve direkt olarak tüm ekibe bayıldım.
⭐ Bir yandan karakterlerin özel hayatlarını izleyerek, bir yandan da flashbackler ile onları daha da iyi tanıyoruz.
Karakterler ve hikayeleri çok güzel yazılmış ve ön planda her ne kadar William'ım olmasına rağmen diğer karakterler hiç de sönük kalmadığı için hepsinden ayrı ayrı çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
Ayrıca tasarım ve çizimleri o kadar iyi ki, her karakter mi harika görünür?
❤️ Şimdi gelelim gönderinin ve kalbimin sahibine;
William James Moriarty, kan kırmızısı gözleriyle, altın sarısı parlak saçlarıyla, asil duruşuyla, gülüşüyle, konuşmasıyla, olağanüstü zekâsıyla, çocukluğundaki haliyle, düşünceleriyle ve diğer her şeyiyle aşırı derecede sevip bağlandığım gördüğüm en mükemmel karakterlerden biriydi.
Aynı şekilde Sherlock da öyle. Karakterindeki yapılmış ufak değişiklikleri başta biraz garipsesem de, bu şekilde yorumlanması ilerleyen bölümlerde ona olan sevgimi kat kat arttırdı.
İkisinin sahneleri o kadar mükemmel ki, hepsini tek tek, uzun uzun anlatmak ve tekrar tekrar izlemek istiyorum.
💌 Ben başta aralarında klasik bir azılı düşman ilişkisi olacak sanmıştım ama bu şekilde gelişen arkadaşlıkları :D kesinlikle hiç beklemediğim bir şekilde çok çok güzeldi.
Sherlock'un Moriarty'e olan saplantısı, animede o kadar tatlı gösterilmiş ki buna saplantı değil de yoğun sevgi diyebiliriz anca.
Sherlock'un William'ın hep bir adım gerisinde olmasıyla oluşan bu tatlı rekabetlerine, ve birbirlerine hitap şekilleri olan "Liam" ve "Sherly''e de bayıldım.
Birbirlerine verdikleri bu değer aşırı samimi hissettiriyor.
🕊️ Köprü sahnesinde Sherlock'umun yansımasını William'ımın o güzel gözlerinde beyaz kuş olarak gördüğümüz anda içimdeki o hissi nasıl anlatırım bilemiyorum. :') ♡
Sahneleri vermesi gereken duyguları o kadar güzel veriyor ki...
Başlarken ne bu kadar etkileneceğimi ne de editlerini her gece psikopat gibi izleyeceğimi tahmin etmezdim. (Durum güncellemesi; neyse ki artık izlemiyorum xd)
💥 Sonu bu kadar mükemmel ve tatmin edici biten izlediğim başka yapım da yok sanırım.
Genelde her finalde illaki bir kusur aramak hobimdir ama Mtp için, her sahnesini anlatıp övmek dışında, bir şey söyleyemem.
✨2 tane de ova bölümü var, kesinlikle izlenmeliler.
Ben final bölümünün etkisinden çıkamamak için onları finalden hemen önce izlemiştim :d
Biraz fazla mı başarılı oldum sanki?
◍ Diğer müzikleri de güzeldi ama özellikle opening'i "Dying Wish" aşırı kaliteli bir parça, her nakaratı duyuşumda kulaklarım kutsanıyormuş gibi hissediyorum.
♪♫♪♬♪♩
★"Setting a thief to catch another thief."
★"Liam, let's live."
Son olarak hepimizin kalbini eriten o söz;
★"Catch me if you can, Mr.Holmes."
10/10 ❤️🔥☕🧠⚖️🔪🩸💥
Bir arkadaşımın "Kemiklere zaafın var mı?" sorusu üzerine bu animeye başladım aslında. xd
Bunu neden sorduğunu sorduğumda, benden bu animenin ana karakteri Sakurako'nun vibe'ını alarak bizi benzettiğini söyledi.
Onunla çok yakın da değildim açıkçası, bu yüzden buna çok şaşırdım ve…devamıBir arkadaşımın "Kemiklere zaafın var mı?" sorusu üzerine bu animeye başladım aslında. xd
Bunu neden sorduğunu sorduğumda, benden bu animenin ana karakteri Sakurako'nun vibe'ını alarak bizi benzettiğini söyledi.
Onunla çok yakın da değildim açıkçası, bu yüzden buna çok şaşırdım ve koşa koşa zaten listemde beklemekte olan bu yapımı izledim.
🫀Ana karakterimiz Sakurako Kujou, bir osteolog yani kemik bilimci. Ona hem hayranlık duyan hem de bu tutkusunu tuhaf bulan Tatewaki Shoutarou ileyken buldukları cesetler ve çözdükleri davalar anlatılıyor.
Kendimi ne zamandır bir karakterle bu kadar özdeşleştirmediğimi söylemeliyim, izlerken Sakurako sayesinde nasıl bittiğini anlamadım bile.
🦋 Sakurako'nun mükemmelliğini nasıl anlatabilirim bilemiyorum.
O hafif çatlaklığı, manyak hareketleri ve özellikle kemik tutkusu çok güzel yansıtılmış.
Zekâsı, güzelliği, olayları analiz edişi, düşünce yapısı, fizyoloji bilgisi ve tabii ki kemiklere olan aşkıyla özel ve özgün bir karakterdi.
🦴Biyoloji, adli tıp ve osteoloji terimlerinden sıkmadan her bölümde bahsedilmesi de hoşuma gitti.
Osteologluğun bu kadar ilgi çekici olabileceğini düşünmezdim. Tuhaf bulduğum bir meslekti, hala da öyle ama artık iyi anlamda :D
Bölümler ise beklemediğim bir şekilde duygusal ilerledi. Sonlara doğru beklemediğim olaylar gelişti, her bölüm belli bir olaya odaklanacak ve o dava çözülüp kapanacak sanıyordum.
🥧 Sakurako'm hariç iki karakterden daha bahsetmek istiyorum.
Tatewaki Shoutarou, ona bir arkadaş, asistan, yardımcı, Sherlock'un Watson'ı ne dersek diyelim Sakurako ile iyi bir dedektif ekibiydiler.
Bazı olaylarda çok pasif kaldığını ve tasarımının da biraz çocuksu durduğunu düşünsem de bunlar önemli değil aslında.
İtsuki İsazoki, bu nasıl lise öğretmeni denilebilecek bir karakter. Öğrencileri için bir hocadan çok bir arkadaş gibi. Umursamaz ve kibirli görünse de aslında güzel bir kalbi var.
Öğrencilerini kıskanmadım desem yalan söylemiş olurum ಥ_ಥ
Sakurako'm ne kadar sıra dışıysa çoğu yan karakter de bir o kadar sıradandı. Zaten Sakurako ve daha bahsetmediğim Hanabusa kadar ilgi çekici olamazlardı ama neyse.
Böyle bittiğine inanamıyorum...
2. sezonu kesinlikle gelmeli ama ne yazık ki 9 yıldan sonra gelecek gibi durmuyor.
Spoi 💀
Ve Hanabusa... Davalar başta rastgele gibi dursa da aralarında bir bağlantı olduğunu tahmin ediyordum.
Yetenekli bir ressamınsa bu olayların arkasındaki gizemli, manipülatif fikir babası çıkmasını hiç beklemiyordum.
Hakkında bildiklerimiz o kadar sınırlı ki, ne desem bilmiyorum.
Sakurako için kemik neyse benim için de resim o. Bu yüzden Hanabusa'dan hiç hoşlanmasamda etkilendiğimi inkar edemem.
Bazı vakalar ve karakterler daha iyi yazılabilirdi ama asıl sorun karakterlerin geçmişleri hakkında pek bir şey bilmiyor oluşumuz.
Sakurako'nun ölen kardeşinin gizemi, ekrandan iletişim kurduğu komadaki kişi? ve önceden tanıştığı Hanabusa ile ilişkisi mesela.
Büyük resmin kenarlarına son bölümlere kadar rastgele ince bir fırça savurmuşlar finalde de tüh boya bitti demişler gibiydi.
Asıl olayın bir sonuca varamaması, üstüne düşündükçe beni hem meraklandırıyor hem de sinirlendiriyor. Çok daha iyi yerlerde olabilecekken burada bırakmaları kötü olmuş.
Bunlar dışında sadece ölümün korkunçluğunu değil, doğallığını ve birnevi güzelliğini de anlatıyor. Yarım kalmış bir hikâye olsa da, bu hala çok iyi olduğu gerçeğini değiştirmez.
★"Bu sizi şaşırtabilir ama insan ırkının kemik yapısı her yüz yılda bir değişir."
★"Yaşamak istediği için buraya gelmeyi seçti."
★"Ama bu kelebekler cesetleri severler."
★"Siyah genellikle ölümü temsil eder ama psikolojik şartlara göre ölüm korkusuyla savaşmanın rengidir."
★"Hedefin kaygısını artırarak bazı anlarda ölümü gerçekten kolayca tetikleyebilirsin."
★"Ve eğer cehenneme uzun süre bakarsan cehennem de sana bakar."
★"Negatif olma. Daha küle dönüşmedin. Tenine ve kanına sahipsin ve kemiklerin seni destekliyor."
Bir yerlerde "Sakurako Sakurako! 😻" diye dolaşan biri görürseniz o kişinin ben olma ihtimali çok yüksek. 🏃
Bir karakteri ne kadar seversem bir süreliğine istemsizce ona dönüşüyorum.
Eğer düzgün bir sonla bitseydi herhalde tamamen Sakurako'ya dönüşürdüm :d Ortak özelliklerimizi fark etmek ve ayrıca benzetilmek beni aşırı mutlu etti.
Kemiklerin prensesi bir süreliğine profilimde olacak.
Bu arada kemiklere zaafım yok, henüz... :d
"Geçmişte takılıp kalanlara adanmış bir hikaye"
8.5 🦴🦋💀🥧
❄️OCAK❄️
✨FİLMLER✨
✨Prestij ➜ 10
✨Hustle ➜ 8
✨İn time ➜ 8
✨Mongol ➜ 8.5
✨Home alone ➜ 8.5
✨Agora ➜ 10
✨The pianist ➜ 9.5
✨Frankenweenie ➜ 10
✨Fall ➜ 6
✨Cruella ➜ 9
✨ Harry Potter ve felsefe…devamı❄️OCAK❄️
✨FİLMLER✨
✨Prestij ➜ 10
✨Hustle ➜ 8
✨İn time ➜ 8
✨Mongol ➜ 8.5
✨Home alone ➜ 8.5
✨Agora ➜ 10
✨The pianist ➜ 9.5
✨Frankenweenie ➜ 10
✨Fall ➜ 6
✨Cruella ➜ 9
✨ Harry Potter ve felsefe taşı ➜ 9
✨Harry Potter ve sırlar odası ➜ 8
✨DİZİLER✨
✨Trigun stampede ➜ 10
✨Moriarty the patriot ➜ 10
✨Serial experiments lain ➜ 8
✨One piece live action ➜ 10
✨KİTAPLAR✨
✨ Olağanüstü bir gece ➜ 8.5
✨ Muhteşem Gatsby ➜ 7
En verimli geçirdiğimi düşündüğüm aylardan olduğu için listemi ilk ve son kez paylaşmak istedim 🤠
Liste büyük ihtimalle çoğu kişiye pek verimli gelmez - özellikle de kitap konusunda ಥ_ಥ - çünkü burada listesini dolu dolu gördüğüm çok kişi vardı.
Ama neyse ya kıyaslama yapmaya hiç gerek yok :d
2024 yılının yeni ayı umarım herkes için güzel geçer ♡
Bu ayki favorilerim ❤️
🎩 Prestij
📜 Agora
🔪 Moriarty the Patriot
🏜️ Trigun stampede
★ Sinewix'te görünce nasılmış diye bir bakmak istedim ve baktım ki tek sezondan oluşuyor, sadece 10 bölüm var ve bölümleri sadece 10 dakika!! ＼(°o°)／
★ Bu mini çizgi filmde bir cadılar bayramında Wirt ve Greg kardeşlerin duvarın ötesine geçmesiyle, bilinmeyen…devamı★ Sinewix'te görünce nasılmış diye bir bakmak istedim ve baktım ki tek sezondan oluşuyor, sadece 10 bölüm var ve bölümleri sadece 10 dakika!! ＼(°o°)／
★ Bu mini çizgi filmde bir cadılar bayramında Wirt ve Greg kardeşlerin duvarın ötesine geçmesiyle, bilinmeyen adlı garip bir ormanda kaybolmalarını ve evlerine geri dönmeye çalışırken yaşadıkları maceralarını izliyoruz.
Başta konusu basit gelebilir ama her bölümü çok farklı ve çeşitli olaylar içeriyor. Ayrıca çok güzel işlenmiş.
Beklenmedik olaylarla ve karakterleriyle hem şaşırtıp hem de meraklandırıyor.
★ Ben tek seferde film gibi izledim, her saniyesi kesinlikle olağanüstüydü.
Çizim tarzı daha önce izlediğim bazı çizgi filmleri andırdığı için zaten bir süredir listemde tutuyordum. Daha önce izleyemediğim için çok pişmanım :')
Bu çizim stilini çok seviyorum, karakterlerin ve animasyonun çok tatlı ve samimi bir havası oluyor.
Ama bu çizgi film tatlıdan çok garip, kasvetli, ürkütücü, gizemli ve mistik bir havaya sahip, aynı zamanda çok da hoştu benim için.
★ "Az sözle çok şey anlatmak" deyimini "Az süreyle çok şey göstermek" olarak Over The Garden Wall için uyarlayabiliriz.
★Bu kısımlar ağır spoi içerir❗ಥ_ಥ
Şimdi sinewix'te donma sorunu olduğu için ben de bir siteden diziyi izleyeyim dedim.
Açılmadığı yetmezmiş gibi kenarda bir yorum en sevdiği karakterin öldüğünü yazmamış mı, ben tabii öyle kalakaldım.
Çizgi filmlerde ölüm pek beklediğim bir şey değil çünkü.
Aklımdan o yorum hiç çıkmadı.
★ Sonunda dizi bitince bu defa "E kimse ölmedi ki?" dedim.
İçime bir kurt düşmüştü çünkü dizinin vibe'ı ile bu masalsı sonunu kafamda uyuşturamadım, hoşuma gitmişti elbette ama bilirsiniz alakasız gelmişti işte.
Minik bir araştırmadan sonra gerçekte Greg'imin öldüğünü öğrenmiş oldum. 🤧
★"Yalanların en güzeli" şarkısı arkada çalarken, meğer herkesi mutlu mutlu izlediğimiz o sahneler aslında Wirt'ün kafasında kurguladıklarıymış.
Hayat artık daha da berbat bir hal aldı saygılar. ರ_ರ
★Bu spoiyi eğer baştan yemeseydim sanırım hep sahte bir sona mutlu olmuş olarak kalacaktım bu yüzden gerçeklere(?) üzülmek bundan daha iyi sanırım, bilemiyorum..
Çok güzel bitmişti her şey, fazla güzeldi ama bazı şeylerin göründüğü gibi olmadığını aslında Otgw zaten bize gösteriyordu. Kötü sandığımız bazı karakterlerin aslında iyi olması gibi güzel gözüken şeylerin arkasında aslında daha başka şeyler olabiliyor.
★ Biraz karakterlerden de bahsetmek istiyorum. Genel olarak hepsini sevdim.
Wirt dostum seninle benim kararsızlık seviyemiz kapışır. Sanatsal bir ruhu olan, kuralcı, çekingen, şüpheci bir karakter.
Greg ise hayatımda gördüğüm en tatlı karakterlerdendi, böyle şapşal ve sevimli bir karakteri uzun zamandır izlememiştim. O pozitif enerjisi ve şarkıları çok güzeldi.
Ben Wirt ve Greg'in karışımı gibiyim, ikisini de farklı yönleriyle kendime benzetince bu kısacık sürede onlara biraz fazla bağlandım sanırım.
Hesapta olmadan başladığım her şey sonradan benim bir parçam haline geliyor.
Animasyon isteyen herkese artık ilk bunu önermezsem Greg'in kurbağası Jason Funderburcker olayım xd
Dizide açık açık gösterilmemiş haliyle bile, sürekli aklıma geliyorsun ah Greg...
★ Otgw için birçok hayran teorisi okudum. En popüler yorumlardan biri de ölüm ile yaşam arasındaki ince çizginin, yani bir nevi araf'ın somutlaştırılarak gösterildiği yönünde olandı.
Geçen bazı diyolaglar ve bölümlerinden dolayı aslında oldukça mantıklı.
Greg meselesi ve yazmadığım birkaç yer hala tam olarak kesin değil ama tekrar izlediğim zaman açıklığa kavuşturabildiğim yerler olursa gönderiyi düzenleyeceğim.
★ Bilmeyenler için dizi, Dante'nin Cehennemi'nin modern bir yorumu diyebiliriz. Her bölümü cehennemin bir katmanını/bir günahı temsil ediyor ve mitolojik unsurlar dışında birçok göndermesi de var. Hakkında çok fazla teori üretilmiş, ve çoğu da gerçekten vay be dedirtecek türden bir dizi.
Kesinlikle sanılandan daha derin, klişelerden uzak senaryosu, özgün müzikleri, nostaljik atmosferiyle ve başarılı seslendirme kadrosuyla tekrar tekrar izlenilebilecek kadar başarılı bir yapım olduğunu düşünüyorum.
Benim için bir çizgi filmden çok daha fazlası ... 🖤
Otgw'un vibe'ı ile bu şarkılarınkini benzettiğim için yazmak istedim ✨
✯Kate Bush~ Running up that hill 🍂 🤎
"And if I only could
I'd make a deal with God
And I'd get Him to swap our places."♪
✯Melanie Martinez~ Tag you're it 🌚🕸️
☆ﾟ.*･｡ﾟ☆ﾟ.*･｡ﾟ☆ﾟ.*･｡☆ﾟ.*･｡ﾟ☆ﾟ.*･｡ﾟ
★"Eğer inanırsan her şey mümkündür."★
★"Star, oh, star, up in the sky, guide my dreams with light that shines.
Help me know just what to do
to get Wirt home and also me, too.
And if you don't, I don't care.
I'll pull down your underwear."★
HAQWHSFWJQSBAKSYHAHSA ಥᴗಥ
★" + Teşekkürler, yaşlı bayan Daniels.
- Hoşçakal ve lütfen bana yaşlı bayan deme, Gregory.
+ Emredersiniz, genç adam." ★
● 10/10 🖤🌲🎃☠️🎼🐸🐦🐎
Spoiler içeriyor
İzlediğim en iyi zombi filmi olabilir.
Diğer izlediklerime göre senaryosu çok daha gerçekçi ve mantıklıydı.
Eğer bir gün gerçekten bir zombi virüsü çıkarsa buradaki sahnelerin çoğunun yaşanma olasılığı bence çok yüksek.
Amacın sadece hayatta kalmak değilde sorunu çözebilmek ve aşı…devamıİzlediğim en iyi zombi filmi olabilir.
Diğer izlediklerime göre senaryosu çok daha gerçekçi ve mantıklıydı.
Eğer bir gün gerçekten bir zombi virüsü çıkarsa buradaki sahnelerin çoğunun yaşanma olasılığı bence çok yüksek.
Amacın sadece hayatta kalmak değilde sorunu çözebilmek ve aşı bulmak olmasını da sevdim.
Çoğu filmde hissettiğim o yarım kalmışlık hissini de burada pek hissetmedim.
Sonu güzel bitti, biraz hızlı gibiydi sanki ama mutlu son severlerin seveceği tarzdaydı.
Gereksiz yere biz ağlayalım diye ölen karakterler ya da saçma davranan, nefret edilecek bencil karakterler de pek yoktu burada.
Sadece zombiler ve insanların mücadelesi.
Diğer bir sevdiğim yanıysa, dünyayı etkileyen bir virüsü konu alan bu filmin, diğer izlediklerim gibi tek ülkede veya bölgede geçmemesi. Sonunda böyle bir film izlediğim için çok mutluyum.
Ne güzel gezdik, dolaştık.
Amerika'dan, Güney kore'ye oradan Kudüs'e ve Cardiff'e sonra da Nova Scotia'ya ...
Sürekli yer değişimi olmasını ve mekanların değişmesini de çok sevdim yani.
Bu arada virüsün filmde Güney Kore'de çıktığından bahsediliyor ama konusunda Çin'de çıktığı yazılmış. Çin üzgün 👹
Zombileri de fena değildi, özellikle Kudüs'teki duvarı tırmandıkları o sahnenin gerilimi aşırı iyiydi.
Segen ve Gerry'nin arkadaşlığı da çok hoşuma gitti.
Deneme yanılma yoluyla ikisinin de hayatı kurtuldu.
Gerry kesinlikle bu açıdan çok şanslı biri. Ailesinden de kimse yara bile almadı, daha ne olsun.
Connie'ye üzüldüm ama o kısımlar zaten çok hızlı gösterildiği için fazla etkilenemedim.
Birkaç küçük yere de fazla takılmazsanız seversiniz bence.
Fazla korkmamak ama gerilmek, aşırı kan ve vahşet görmemek, gereksiz duygusallık sevmeyip, ailenizle aksiyonlu bir zombi filmi izlemek isterseniz kesinlikle bu filme şans vermelisiniz.
✨"Çoğu insanın problemi, başlarına bir şey gelmeden önce olacağına inanmamaları. Aptallıktan veya zayıflıktan değil, sadece insan doğası."
✨"Kurtardığımız her insan, savaştığımız zombilerden bir tane eksiltir."
9/10 💉✈️
Spoiler içeriyor
Snapchat'teki sevgili best friendim My All önerince izlemiştim. Ona buradan sevgilerr ( ˘ ³˘)<3
•●
● Filmdeki zombileri gördüğüm anda Twd zombilerinin feri gitmiş gözlerini seveyim dediğim bir filmdi.
Film boyunca zombilerin bir uçmadığı kaldı çünkü. Kemikleri her yerden…devamıSnapchat'teki sevgili best friendim My All önerince izlemiştim. Ona buradan sevgilerr ( ˘ ³˘)<3
•●
● Filmdeki zombileri gördüğüm anda Twd zombilerinin feri gitmiş gözlerini seveyim dediğim bir filmdi.
Film boyunca zombilerin bir uçmadığı kaldı çünkü. Kemikleri her yerden kırılmasına rağmen hareketleri oldukça aktifti.
Tamam o çarpılmış hareketlerini görünce gerildik, korktuk falan da, daha iyi olabilirlerdi bence. Alışık olmadığımdan bana öyle gelmiş de olabilir.
🗿: Yine gereksiz bir zombi filmi izlemişsin, bunu izlemek ne kazandırdı sana? Ne öğrendin?
👁️👄👁️: Yaşlı bir teyze olduğunda, nereli olursan ol, bir çocuk gördüğünde eline şeker tutuşturma özelliğinin kilidi açılıyormuş.
Hayatıma anlam kazandıran bilgiler #1 hahshwjzah
● Neyse, öncelikle filmin başından beri adı geçen kızın (Soo-An) annesinden başlayacağım.
Soo-An ve babasının (Seok-Woo) trene binme sebebi onun yanına gitmekti.
O zorla sesini telefonda duyduğumuz ama benim çok merak ettiğim bir karakterdi.
Zombi oldu mu, yoksa yaşıyor mu? Hakkındaki her şey belirsizdi.
● Bizimkilerin vagonlardan geçtikleri kısım benim en sevdiğim sahnelerdendi.
Seok-Woo, Sang-Hwa (hamile kadının kocası) ve Yong-guk'un (beyzbolcu liseli) birlikte hareket ettikleri sahneleri çok güzeldi.
O takımdan kimse hayatta kalamamış olsa da şartlar daha farklı olsa net o 3'ü hayatta kalırdı.
Farklı şarttan kastım ise, sadece bir kişinin o gün, o trene binmemiş olması bu arada ಠ_ಠ
● Niye sadece Seong-Kyeong (hamile kadın) ile Soo-an hayatta kaldı ki?
En azından Seok-Woo kızı ile biraz daha vakit geçirebilseydi keşke.
Ölmesini beklemiyordum, ölümüne en üzüldüğüm kişiydi.
Ve şu ismini bile bilmediğimiz o adam. Diğerlerinin ismine bir göz atayım dedim, baktım ki bu adama bir isim bile koyma zahmetinde bulunmamışlar.
"Homeless Man" diye geçiyor karakteri 💀
Sanırım o zombilerle ilk karşılaşanlardandı. Ona üzülüyorum nedense. Hikayesini öğrenmek istiyordum, o karakterden daha fazlasını beklerdim. Ölmeyeceğini düşünüyordum ama misafir gibi geldi, fedakarlığını yapıp sonra da gitti.
● Ve Yon-suk, o pislik, zombi olmak yerine trenin altında ezilseydi keşke.
Korkak olduğu için herkesin ölümüne sebep oldu, milleti kendi değersiz hayatı için harcadı.
Vagondakileri örgütledi, o vagondaki insanlar da koyun gibiydi zaten. Ne derse sorgulamadan can korkusundan hemen destek çıktılar.
Şu diğer teyze, o vagondakilere çok sinirlenmiştim onlar hakettiler de, e sen niye o kapıyı açtın ki ya?
● Tünelde askerler onları tam vuracakken Soo-An' ın babası için öğrendiği şarkısını ağlayarak söylediği sahne... ಥ_ಥ
Askerlerin de hiç zombi görmediği belli oluyor buradan. Hareketlerinden zombi olmadıklarını anlamaları gerekti, ki bizimkiler zombi olsalardı zaten tünelin sonundaki ışığı gördükleri an askerlere beyaz ışığı gösterirlerdi xd
Çok ciddiyim, filmleri 2x'e falan alıp izleyenler varmış.
Onu bu filmde denerlerse büyük ihtimalle zombiler çıplak gözle görülemez hale gelirler. 👀
● Genel olarak güzeldi, duygusal, yoğun hüzün içeren bir filmdi. Kendini izletiyordu, sıkıcı da değildi. Gerilimi, aksiyonu ve dramıyla farklı duyguları birlikte yaşatıyordu, klişeleri vardı ama yorumlama şekilleri filmi daha özgün hale getirmişti. Ben sevdim.
● Arada rastgele filmler önerilince izliyorum böyle ama tekrar bunu izler miydim? Sanırım hayır.
Biri zombi filmi istese izle der miydim? Kesinlikle evet.
7.5/10 🚝
Spoiler içeriyor
Bu kadar güzel bir filmi, yine, en son ben izledim sanırım. Erteleme problemim biraz fazla var arkadaşlar :')
Kimse sanki yıllar önce defalarca izlememiş gibi yorum yapayım bari.
İzlemeden önce bana uzun gelmişti ama film sanki zamanı hızlandırıyor, 3 saat…devamıBu kadar güzel bir filmi, yine, en son ben izledim sanırım. Erteleme problemim biraz fazla var arkadaşlar :')
Kimse sanki yıllar önce defalarca izlememiş gibi yorum yapayım bari.
İzlemeden önce bana uzun gelmişti ama film sanki zamanı hızlandırıyor, 3 saat o kadar çabuk bitti ki.
Cooper ve Murph'ün baba-kız ilişkisi çok hoştu, insan duygusallaşıyor ister istemez. Aralarındaki sevgi bağı da çok güzel işlenmişti bence.
Filmdeki olaylar, karakterlerin diyalogları, özellikle bu tarz konulara ilgim olduğu için, şahsen benim çok hoşuma gitti.
Görelilik teorisindeki karadelik kozmolojisi, zaman yolculuğu, solucan delikleri, boyutlararası geçiş gibi ilgi çekici birçok konu içeriyordu.
Olayların açıklamalarını yaptıkları, birbirlerine anlatırlarken ve beyin fırtınası yaptıkları yerler aşırı iyiydi.
Bilim kurgunun sevdiğim bir yanı da insanların bilime ve gelecekte olabilecek şeylere karşı ilgisini ve merakını artırması.
Bu film de kesinlikle insanda bilime karşı bir merak ve ilgi oluşturacak türden yapılmış.
Sırf anın büyüsü bozulmasın diye bu sıcakta yaklaşık 3 saat kıpırdamadan durmama kesinlikle değen filmlerden oldu.
Ama Cooper'ın hastaneye gelişinin de gösterilmesini isterdim.
Aynı şekilde bu sırada kızının yaptıklarını, insanlığın nasıl Satürn'ün yörüngesine yerleştiğini de görebilmek çok harika olurdu. 🪐
Bu olaylar bir anda olmadığı için, Murph babası Cooper'ın annesi gibi olacak kadar bir süre geçmiş yani, kısacık da olsa görüp kafamızda devam ettirebilmek çok iyi olurdu.
Ama bu haliyle de zaten mükemmel ona şüphe yok.
Böyle dedim ama ben oraları çoktan kafamda tasarladım gerçi xd
Ben mesela Murph' ün yaşlanmasını da beklemiyordum.
Babasıyla yaşıt kalır, hatta belki gençleşir diye bile düşünmüştüm. Olmadı, yaşlandı ve öldü ಥ ಥ
Böyle filmler izlemek erteleme sorunlarıma çok iyi geliyor ya. Artık hiçbir filmi ertelemeyeceğim -umarım-
Oyuncularına, görsel efektlerine, müziklerine bayıldığım, her şeyiyle çok harika olan bir filmdi.
Ailemle uzun zamandır film de izlemiyordum, sanırım bu filmle tekrar başlamak güzel olabilir.
İzlemeyen kaldıysa kesinlikle hemen izlemeli.
🌑 "Eskiden gökyüzüne bakıp yıldızlar arasındaki yerimizi düşünürdük. Şimdi ise yere bakıp topraktaki yerimiz için endişeleniyoruz."
🌒 "Dünyayı kurtarmak niyetinde değiliz, terk etme niyetindeyiz."
🌓 "İnsanlık dünyada doğdu ama burada ölecek diye bir şey yok."
🌔 "Hayatta kalma içgüdümüz bizim en büyük ilham kaynağımız."
🌕 "Zaman ve mekanı aşabilen algılayabildiğimiz tek şey sevgidir."
🌖 "Ölümden korkmuyorum. Ben yaşlı bir fizikçiyim, zamandan korkuyorum."
🌗 "Hiçbir ebeveyn kendi çocuğunun ölümünü seyretmemeli."
🌘 "Bir yolunu buluruz. Her zaman bulduk."
10/10 🛸☄️🕳️🪐✨
Spoiler içeriyor
Paulo Coelho'nun Simyacı kitabını yarıda bırakınca en azından bu kitabını okuduğuma sevindim.
Ortaokul zamanımda bu kitabı sürekli elinde gezdiren "Bakın, ben intihara meyilliyim." havasındaki tuhaf şahıslar yüzünden kitaba ister istemez bir ön yargım vardı.
Keşke daha önceden okusaydım demeyeceğim, bence…devamıPaulo Coelho'nun Simyacı kitabını yarıda bırakınca en azından bu kitabını okuduğuma sevindim.
Ortaokul zamanımda bu kitabı sürekli elinde gezdiren "Bakın, ben intihara meyilliyim." havasındaki tuhaf şahıslar yüzünden kitaba ister istemez bir ön yargım vardı.
Keşke daha önceden okusaydım demeyeceğim, bence iyi bir zamanda okudum.
Belki birkaç yıl sonra tekrar okurum hatta.
Deli ne demektir? Sadece aykırı insanlar mıdır?
Herkes gibi olmadıklarından, belki de bizden daha fazlasını gördükleri için, dışlanmışlar mıdır?
Yaşamı yaşamaya değer kılan şey nedir?
Kitabı okurken düşündüğüm sorulardan birkaçı buydu.
Kitapta oldukça yoruma açık konulardan bahsediliyor, pek bu tarz okumuyorum ama anlatımını da beğendim.
Kitapta yalnızca ana karakter Veronika üzerinde durulmuyor, diğer karakterlerin hayatlarına, bakış açılarına, düşüncelerine de değiniliyor.
Hatta bence yan karakterlerin hikayeleri Veronika'nınkinden çok daha ilgi çekici ve farklıydı.
Okurken insanı düşündüren, yaşamınızı, kararlarınızı, ölümü, her şeyi sorgulatan, bakış açınızı değiştirecek bir kitap.
Sonunda Veronika'nın gerçekten de öleceğini ve birkaç felsefik söz veya soru ile kitabın sonunu okuyacağımı sanıyordum.
Öyle olmadı, neyseki de olmadı. Sona gelene kadar içimde bir hüzün ile okuyordum.
Çünkü Veronika hayatını daha da anlamlandırdıkça kendini daha fazla tanıdıkça aslında ölmek istemediğini sonunda anlamıştı.
Kitabın sonuna geldiğimde içimde hayata dair farklı bir umut hissettim. Hisleri geçirmede çok başarılıydı.
Sevdim, tavsiye ederim.
"Gözlerinin önünde parlak noktalar dolaştı, ama Veronika biliyordu ki bunlar cennetin yıldızları değil, duyduğu derin acının sonucudur."
"Kendi dünyasında yaşayan herkes delidir. Şizofrenler, psikopatlar, manyaklar. Yani, başkalarından farklı olanlar."
"Kendilerini normal sanıyorlar, çünkü hepsi hep aynı şeyleri yapıyorlar."
"Şu anda seçeneğim olsaydı, her günümün aynı olmasının nedeninin kendim olduğunu daha önceden anlamış olsaydım, belki..."
"Yürü, gidiyoruz. Deliler delice şeyler yaparlar."
8/10🩺🖤🎹