Spoiler içeriyor
Çizgili pijamalı çocuk'un yazarı ve yine Hitler Almanya'sı... Pierrot annesi Fransız, babası Alman asıllı kendini "Fransız" olarak tanımlayan bir çocuk. Ailesiyle beraber Paris'te yaşıyor. Babası savaş gazisi. Ve o dönemlerde henüz TSSB (travma sonrası stres bozukluğu) bilinen bir hastalık değil.…devamıÇizgili pijamalı çocuk'un yazarı ve yine Hitler Almanya'sı...
Pierrot annesi Fransız, babası Alman asıllı kendini "Fransız" olarak tanımlayan bir çocuk. Ailesiyle beraber Paris'te yaşıyor. Babası savaş gazisi. Ve o dönemlerde henüz TSSB (travma sonrası stres bozukluğu) bilinen bir hastalık değil. Askerlerin gördüğü ve yaşadığı şeyler yeterince önemsenmiyor. Pierrot'un babası, teşhisimde yanılmadığıma emin olmakla beraber bir TSSB hastası. Annesiyle arası kötü. İkisinin arasında şiddetli bir geçimsizlik var. Küçük çocuğumuz Pierrot ise bu aile manzarasında büyüyor. Annesini çok seviyor, babasına hayran ama henüz çok küçük ve olanlara anlam veremiyor. Bir köpeği ve Yahudi bir arkadaşı var. Arkadaşı konuşamıyor. Onunla işaret dili kullanarak anlaşıyorlar.
Hikaye böyle başlamışken Pierrot un babası kendini tren raylarına atarak veya düşerek ölüyor. Annesiyle yeni bir hayatta başlamışken bu sefer de annesi tüberkülozdan ölüyor. Küçük pierrotun kimsesi kalmadığını bilen Yahudi arkadaşı ve annesi onu evlerine alıyorlar ancak Fransa karışmaya başlıyor. Yahudilere karşı kötü eylemler gerçekleşiyor ve Hitler etkisi baş göstermeye başliyor. Zaten zor durumda olan kadıncağız pierrot bir Alman olduğu ve Yahudi olmadığı için ona bakamayacağını anlıyor ve onu bir yetimhaneye veriyor. Pierrot yetimhanede arkadaşlıklar ediniyor ve birtakım zorbalıklara da maruz kalıyor. Bir süre orada kaldıktan sonra halası Beatrix pierrotun başına gelenleri öğreniyor ve onu Almanya'da kahya olarak çalıştığı köşke aldırıyor.
İşte burada pierrot'un hayatı değişiyor. Evde çalışan hizmetçiler, kahya halası, şoförler herkes evin sahibi "beyefendi" Den çok korkuyor, bir dediğini iki ermiyorlar. Pierrot ismi bir Fransız ismi olduğu için ve Hitler almanyasında bu isim uygun görülmeyeceği için halası piorrota Pieter ismini kullanmasını ve Yahudi arkadaşıyla mektuplaşmaları konusunda dikkatli olmasını söylüyor. Küçük Pieter henüz 7 yaşında ve olan biteni pek anlamıyor. Evde üniformalı askerler görüyor onlara büyük bir hayranlık ve saygı duyuyor. Aklından zaman zaman "zorbalığa uğrayan kişi olmak yerine bir zorba olmak nasıl olurdu? " Sorusu geliyor. Halası onu bu tür düşüncelerden uzak tutmaya çalişırken küçük Pieter değişmeye başlıyor. Evin "beyefendisi" Hitler ın ta kendisi çünkü.
Hitler ve Pieter çok fazla vakit geçirmeye başliyorlar. Hitler ona küçük nazi üniformaları alıyor ayak işlerini yaptırıyor, siyaset konuşuyor yani aslında beynini yıkıyor. Minik Pieter bir gruba ait olmanın eksik baba duygusunu bulmanın etkisiyle Hitler almanyası fikrine kapılmaya başlıyor. Neyi desteklediğini bile bilmezken neredeyse fanatik bir hale geliyor. Sevgi dolu küçük piorrot annesinin fransızlığını, Yahudi arkadaşını tamamen yok sayar bir hale geliyor.
Halası ve köşkün şoförü Hitler'i durdurmak istiyorlar ancak elbette ki bu planları gizli yapıyorlar. Pieter ı hesaba katmayarak.. Hitler'e düzenledikleri suikastı ele veren Pieter yüzünden hem halası hem şoför kurşuna diziliyor. Bu olan biteni camdan izleyen Pierrot bir daha asla Pierrot olamayacağını biliyor. O artık Pieter. Gerçek bir Alman (!)
Süreç boyunca Pieter ın canileşi işleniyor. Kaba, düşüncesiz açıkçası tam dayaklık bir şey oluyor. O kadar iğrenç şeylere kalkışıyor ki... Bu işlere kalkışırken bi o kadar da salak. Hitler ve hitlerciler Yahudilere işkence planları yaparken pietera not tutma işi veriyorlar. Gaz odaları tasarlanıyor ancak bu odalara lafta "banyo" Diyorlar. Pieter duruma o kadar uzak ve beyni yıkanmış ki "banyoda neden su yok?" Diye soruyor.
Hitler Almanyası dağılınca herkes çil yavrusu gibi dağılıyor tabi. Ne hikmetse bizimki ben bi şey yapmadım ki moduna giriyor. Gerçekten dayaklık bi yaratık.. Neyse henüz küçük diye sinirlenmeyeceğim. Zamanla aklı başına geliyor çalışıyor ediyor eski Yahudi arkadaşını buluyor hikayesini anlatıyor o da eskiden olduğu gibi hikayesini yazıyor.