Müthiş, tertemiz bir iş.
Bu tarz kaotik dizileri çok severim, bir de eğer iyi çekilmişse bir anda tüm benliğimi diziye adamış bir şekilde bulurum kendimi.
The knickte en çok hoşuma giden şey ilk bölümden itibaren dünyaya karşı takındığı tavır, kısaca…devamıMüthiş, tertemiz bir iş.
Bu tarz kaotik dizileri çok severim, bir de eğer iyi çekilmişse bir anda tüm benliğimi diziye adamış bir şekilde bulurum kendimi.
The knickte en çok hoşuma giden şey ilk bölümden itibaren dünyaya karşı takındığı tavır, kısaca insan olmanın zavallı gururunu ekrana yansıtış biçimi. Dizi geçtiği dönem (1990) dolayısıyla bir çok çatışmayı konuk ediyor kendisine; siyah-beyaz kavgası, ırk ıslahı, kadınların bireyleşmesi, bilimin gelişmesi, büyük adam komploları, sınıfsal farklar ve tıp adı altında alınan canlar sadece bunların bir kaçı. Dizinin seyircisine sunduğu çok fazla şey var, bunu yapısının karmakarışıklığına ve acelesine rağmen çok sakin bir şekilde yapıyor. Sanki yirmi bölümlük bir dizi değil de, upuzun bir film izliyormuş gibi hissediyorsunuz, sahneler öyle sakin ve huzurlu ")
İlk sezon daha klasik diyebileceğim bir yapıdayken, ikinci sezon hiçbir tahminimin doğru çıkmadığı bir epikliğe doğru evrildi. Çok stereotip duran karakterlerin belirsizliklerle olan imtihanlarıyla evrildikleri yön kesinlikle seyretmeye değerdi. Ters köşeyse ters köşe kardeşim, bu dizide hiçbir şey tahmin ettiğiniz yolda gitmiyor, her iyilik karşılıksız kalıyor. Kan, ter, mücadeleyi iliklerinize kadar hissediyorsunuz, tıp dizisi olduğunu da belli ediyor. (Yani kan tutuyorsa izlemeyin)
Dönemin müziklerinin ve kostümlerinin kullanılışı; oyuncular, karakterler, ve karakterler arasındaki dinamiklerin sürekli gerginleşmesinin yansıtılışı o kadar iyiydi ki. Dizide kimse iyi değil ve olmak zorunda da değil, herkesin hırsı uğruna feda ettiği çok fazla şey var ve bunun mücadelesini çok iyi yansıttıklarını düşünüyorum.
Spoiler vermek istemiyorum ama doktor Thackery bugüne kadar görüp görebileceğiniz en mükemmel karakterlerden biri. Clive Owen o kadar güzel taşımış ki rolü... Bakışıyla, karizmasıyla, deli-dahi tavırlarıyla büsbütün benimsemiş karakteri. Böyle mükemmel bir karakteri bir daha izler miyim cidden bilmiyorum, özlemişim.