Bu gönderiyi iki parçaya bölmek istiyorum. Uzun bir gönderi olacak okumak istemeyen şimdiden bıraksın teşekkürler. Bölüm bir. Başrolumuz harper kocasını trajik bir şekilde kaybediyor. Kafasını toplamak ve biraz rahatlamak için ülkenin kırsal kesimine iki haftalık bir tatile geliyor. Ama ne…devamıBu gönderiyi iki parçaya bölmek istiyorum. Uzun bir gönderi olacak okumak istemeyen şimdiden bıraksın teşekkürler.
Bölüm bir.
Başrolumuz harper kocasını trajik bir şekilde kaybediyor. Kafasını toplamak ve biraz rahatlamak için ülkenin kırsal kesimine iki haftalık bir tatile geliyor. Ama ne şanstır ki harper in peşine aciklayamadigi bir şey musallat oluyor. Gergin bir kovalamaca ve travmalarla yüzleşme çabası izliyoruz.
Buradan sonrası spoiler içerir.
Men filmi izlediğim en güzel a24 filmlerinden biri olabilir. Kamera kullanımı arazi cekimleri sesler arka planda ki detay gondermeleriyle çok güzel bir filmdi. Basrolumuz harper in ormanda yürümeye başladığı sahne mükemmel dusunulmus bir sahneydi. Yaşadığı travma sonrası çok mutsuz olan karakterimiz ormanda yürüyüş yapmak istiyor. Başlarda korkuyor ama yavaş yavaş yalnızlık ona huzur veriyor ve doğanın güzelliğine kendini bırakıyor. Ufak bir yagmur ve güzel bir manzara yaşadıklarını bir nebze unutmasini sağlıyor. Karakterimiz ormanda ilerlerken uzun bir tünele denk geliyor ve yankisiyle bir melodi çalıyor. Her şey güzel ve huzulu giderken tünelin diğer ucunda bir adam beliriyor ve film basliyor.
Kadın olmamama rağmen bu tünel sahnesi beni gerdi. Zaten bu sahneden sonra film rahatsız edici bir hal aliyor. Basrolumuz manipülatif şerefsiz adi kocasının intaharindan sonra hiçbir erkeğe guvenemiyor. Polisinden ev sahibine hepsini birbirinin birer kopyası olarak görüyor.(filmdeki bütün erkekleri ayni aktör oynuyor evet çocuğuda). Burda bir seçim yapmamiz gerekiyor. Ya basrolumuz mental bir çokus yaşıyor ve yaşanan herşey kafasında olup bitiyor ya da gerçekten doğa üstü pagan bir varlık harper a musallat oluyor ve onu ele geçirmek için kasabada ki bütün erkekleri kullanıyor.
Filmin içinde ilk sahneden itibaren bir sürü gönderme var. Yasak elmayi yiyen Havva , kilisede ki pagan semboller, pederin aslında dini temsil etmediğini göstermek için aynı sahnede arka planda aslında dik durması gereken haçın yerde olması gibi gibi. Bunları izlemek ve fark etmek keyifliydi. Ama filmi izlerken kesin bu filmi yanlış anlayacaklar yada böyle film mi olur aq diyecekeler diye düşünmekten duramadim.
Bence bu film toplumun ve kültürümüzün oluşturduğu toksik erkekliği eleştiriyor. Filmdeki her erkek karakter toplumda erkeklerin aldığı rollerden birini temsil ediyor. Sapik peder, yardım ediyorum ayağına kadına yaranmaya çalışan sülük ev sahibi ilgisiz polis hepsi bir kadının günlük hayatta karşılaşabileceği erkeklerin birebir aynısı. İşin daha da üzücü olan yani kadinlarin bu gibi durumları hayatın her anında yaşıyor olması.
Son sahneye gelirsek bence biraz zorlama olmuş. Adamlarin harper i kovalamasi ve git geller gayet iyiyken yönetmen birde body horror yapalım ve herkesi rahatsız edelim demiş ve ilginç doğum sahneleri ortaya çıkmış. El detayı yeterince rahatsız ediciydi bence.
Bölüm iki.
Son zamanlarda izleyip en çok etkilendigim filmlerden biri oldu. Her gün kadın cinayetlerinin tacizlerin ve türlü pisliğin haberlerini izlediğim güzel ülkemde kadın olmanın ne kadar zor oldugunu bir kere daha anlamami sağladı. Düşünsenize kadinsiniz uyandiniz ve kendinizi iyi hissediyorsunuz. Canınız ruj sürmek istedi ve süslenip dışarı çıktınız. Sonra bir şerefsiz gelip siz basit bir makyaj yaptınız diye size laf atıyor. Gelde kafayı yeme. Bu örnek verilebilecek en basit örneklerden biri.
Bu yazıyı okuyan kişi gece yağmurlu bir havada kulaklığını takip yuruyebiliyor musun? Eğer ben abartiyorsam çok iyi. Ama yazdiklarimda doğruluk payı varsa vay halimize.
Uzun lafın kısası iyi ki erkek doğmuşum. Kadın ve çocuk olmak bu ülkede zor.