“Ve yaşadık. Ve bazen, yaşadığımızı ispatlayabilmek için öldük.” Renkleri, çizimleri, diyalogları, mükemmel olan hikayesi bir yana güngezgini; okurken benim için hissettirdiklerinden ibaret bir çizgi roman oldu, bana kalırsa hikayede söz konusu hiçbir zaman seçimler ve seçimlerin getirisi olan hayat değildi,…devamı“Ve yaşadık. Ve bazen, yaşadığımızı ispatlayabilmek için öldük.”
Renkleri, çizimleri, diyalogları, mükemmel olan hikayesi bir yana güngezgini; okurken benim için hissettirdiklerinden ibaret bir çizgi roman oldu, bana kalırsa hikayede söz konusu hiçbir zaman seçimler ve seçimlerin getirisi olan hayat değildi, her şeyin sonucu olarak ölümdü ve aslında ne seçerseniz seçin buna uygun ne yaşarsanız yaşayın birazda sonucun asla değişmeyecek olmasıyla ilgiliydi.
Kısacası ölüm; sonundan ziyade sonucudur hayatın, bunu kitapta çok güzel yansıttıklarını düşünüyorum. Her bölümün sonunda Brâs’ın ölümüyle ister istemez hayatımda ki dönüm noktalarını düşündüm, yaşadığım anlar benim için genel olarak hayatın sonundan ziyade yeni bir başlangıcın habercileri gibiler, bilemem belki herkes için aynı değildir bu ancak benim için hayatımı oluşturan ve çoğu zaman hayatımı anlamlı kılan anlar bunlardı.
“Bazen hayatın değişir... Ve sen değişirsin... Ve evin başka bir yere taşınır.”
Her gönderme, her fotoğraf, her renk, her karakter ve kısacası her şey evet o hissi tam anlamıyla verdi. Yaşam, mutluluk, korku yeri geldiğinde aşkı hissettirdi. Kitaptaki her alıntı o kadar güzel ve anlamlıydı ki, çizimlerden aşağı kalır yanları yoktu. Ailenin hayatımız üzerindeki değeri ve önemi, arkadaşlık bağlarına verilmesi gereken özeni ve yeri geldiğinde onlar için yapacağımız fedakarlıklara bakış açısını, bunlara değinmesini ve yansıtış şeklini çok sevdim. Bu kitabı okumama sebep olan çok sevdiğim arkadaşım @leomenci sen birtanesin gerçekten çok teşekkür ederim, okurken eşlik eden ancak şuan burada olmayan bir diğer sevgili arkadaşım @v_v (Asya), sana da çok teşekkür ederim, seninle bir şeyler okumak ve üzerine konuşmak çok değerliydi.
Çizimlere değinecek olursam diyaloglar olmadan bile kitabı dolduracak ve saracak güzellikteydi. Kalem ve fırça aracılığıyla; sanatçılar inandırıcı, içinde yaşayan karakterler kadar hayat tutan bir dünya yaratmışlar. Kitabı bitirmeme rağmen diyalog ve monologlara bakmazsızın çizimleri inceledim ve içlerinde kendimi kaybettiğimi farkettim, gerçekten üzerinde durulayacak güzelliğe ve anlama sahip çizimleri sizinde incelemenizi tavsiye ederim. Çizgi roman okunacak olsa da olmasa da, benim için okuyan herhangi bir arkadaşa kolayca tavsiye edebileceğim değerli bir çizgi roman.
Kitabı bitirdiğim zaman yazarların kahvelerini sert sevdiğini okurken elimde sert bir kahveyle veda ettim bu hikayeye, zaten çok severdim şimdi daha bi çok sevdim.
“Yabancılarla dolu bir toplumun içinde yaşıyoruz. Her geçen gün birbirimize daha da uzaklaşıyoruz. Milyonlarca insanın arasında gitgide daha da yalnızlaşıyoruz. Her geçen gün şehrimizin, içinde kaybolduğumuz dev bir çöle dönüşmesine tanıklık ediyoruz.”
Yukarıdaki alıntıya da (@bisturi, @leomenci ve @marti var olduğu sürece) katılmıyorum.