Spoiler içeriyor
Evet 5. kez karşısındayım bu filmin. Belki en sevdiğim romantik/anti romantik film budur. Filmle ilk kez karşılaştığımda Tom'la tıpatıp benzediğime, aynı şeyleri yaşadığım için onunla özdeşleştiğime inanırdım. Bundan yıllar sonra bile aşamadığım bazı duygu ve davranışları tekrardan hissetmek, hatırlamak geçmeyen…devamıEvet 5. kez karşısındayım bu filmin. Belki en sevdiğim romantik/anti romantik film budur. Filmle ilk kez karşılaştığımda Tom'la tıpatıp benzediğime, aynı şeyleri yaşadığım için onunla özdeşleştiğime inanırdım. Bundan yıllar sonra bile aşamadığım bazı duygu ve davranışları tekrardan hissetmek, hatırlamak geçmeyen şeylerin olduğunun göstergesiydi. Detaylıca anlatmaya çalışacağım.
Tom, aşkın var olduğuna inanan hayalperest biri ve Summer ile karşılaşana dek hayatının aşkını bulduğunu düşünmüyordu.
Bir tebrik kartı reklamı şirketinde patronunun yeni asistanı olan Summer'ın daha sonra gözlerini, kalp şeklindeki doğum izini ve Smith'i sevmesini deliler gibi sevecekti. Sırf aynı şeylerden hoşlanıyor diye bir yakınlık kuramazdı elbet. Ama Summer, arkadaş kalalım, ilişki istemiyorum demesine rağmen ilk fırsatta öpüşen, sevişen ve sevgili ismi konulmayan bir ilişkinin içine girecekti Tom'la. O sırada Tom da biz neyiz demekten geri durmayan kafasında kuran, ama ne yapsa vazgeçemeyen bir ilişkideydi.
Summer'ın, kimi zaman hayranlık uyandırıcı, kimi zaman itici ve umut vadeden bakışları Tom için başta harikayken sonradan nefret uyandıcı olmuştu. Tom, geriye dönüp baktığında fark edemediği şeyleri anımsayıp içinde büyüttüğü aşkın tek taraflı olduğunu anladı.
Summer'ın tutarsız davranışları içten içe beni her seferinde gerse de Tom'un da yapmadığı, fark edilmeye çalıştığı, hataları vardı.
Tabi ayrıldıktan sonra Tom perişan haldeyken hala umutluydu. Ta ki onun kapısını daha büyük bir perişanlık çalana kadar. Summer'ın parmağında bir yüzük vardı artık.
Kırılmalardan biri buysa diğeri de Tom'un asıl mesleği olan mimarlığa tekrar başlamasıydı. Tıpkı Summer'ın sinemada evli çiftlere ağlaması gibi.
Aklıma kazımaya çalıştığım ve her şeyin mümkün gibi hissettirmemesini sağlayan repliklerle dolu film.
Son sahneden bir önceki sahnede Summer artık evliyken oturdukları bankta Tom şöyle der: "En kötüsü ne biliyor musun? İnandığın her şeyi yalandan ibaret olduğunu fark etmek."
Summer ise Tom'un haklı olduğunu, bir sabah her şeyin değiştiğini, aşkı evli olduğu adamda bulduğundan bahseder. Tom için yanlış olan tek şeyin kendi olduğundan bahseder.
Son sahne ise her şeyin devam ettiği gerçeğini çok iyi vurguluyor. Özellikle dış sesin Tom'un artık insanları kaderin karşılaştırdığına inanmadığını, beklentilere girmeyeceğini belirtmesiyle başlayan tanışması:
Summer'dan sonra elbet Autumn gelecekti. Böylece sonbaharın ilk günü başlayacaktı ve artık Tom'un hayatında öğrendiği bir şey varsa o da basit günlük bir olay üstüne kozmik anlamlar yüklenmemesi gerektiğiydi.
Kozmik anlam yüklemelerin bir işe yaramadığı ama küçük ince şeylerin bizi bir yerde bulduğu ve bizim onu bulduğumuz bir dünya tasavvur edilebilir geliyor bana. Bunca şeyden sonra ben de eğer hala filmin başındaki Tom'sam daha ne yaşamam gerekirdi diye sormam gerekebilir. Şimdi tekrar ne yapsam dememek için gerçeği görüp daha rasyonel düşünmek gerekebilir.