Spoiler içeriyor
O diese Sonne! Ha, dieser Tag! Ha, dieser Wonne sonnigster Tag! Jagendes Blut, jauchzender Mut! Lust ohne Massen, freudiges Rasen! Auf des Lagers Bann wie sie ertragen? Wohlauf und daran, wo die Herzen schlagen! Tristan der Held, in jubelnder Kraft,…devamıO diese Sonne!
Ha, dieser Tag!
Ha, dieser Wonne
sonnigster Tag!
Jagendes Blut,
jauchzender Mut!
Lust ohne Massen,
freudiges Rasen!
Auf des Lagers Bann
wie sie ertragen?
Wohlauf und daran,
wo die Herzen schlagen!
Tristan der Held,
in jubelnder Kraft,
hat sich vom Tod
emporgerafft!
Er richtet sich hoch auf
Mit blutender Wunde
bekämpft' ich einst Morolden,
mit blutender Wunde
erjag' ich mir heut Isolden!
Er reisst sich den Verband der Wunde auf
Heia, mein Blut!
Lustig nun fliesse!
Er springt vom Lager herab und schwankt vorwärts
(O diese sonne, Richard Wagner 18 June 1821)
(Krysztof Komeda'nın Rosemary's Baby Original Soundtrack parçasını da kesinlikle öneririm. Gelmiş geçmiş en iyi Film soundtracklerinden biridir.)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Leh Yahudi Roman Polanski'nin 1968 yılında yönettiği bu başyapıt, kendisine başyapıt denmesini sonuna kadar hakediyor. Modern zamanlarda bile işlenen bütün birbirinin kopyası ve klişe gelen yapımların Rosemary's Baby benzeri olmaya çalışması ve genel korku filmi dogmalarını yaratan bu yapıt, sizin hemen gidip bu filmi izlemeniz için bir sebep. Eski film diye de gözünüz korkmasın, son zamanlarda çıkan korku filmlerinden kat kat daha iyi bir kurguya, müziklere ve sinematografiye sahip. Daha fazla spoiler vermeden film hakkında ki yorumlarıma geçiyorum.
Filmin ana teması Şeytan -metaforik olarak örümcek kafalılığı simgeliyor- ve kadının yalnızlığı, güçsüzlüğü diyebiliriz. Benim film hakkında okumalarım kadının diğer şahıslar tarafından maruz bırakıldığı zorluklar, eski neslin yeni nesle karşı duyduğu nefret ve engelleme isteği, (Bunu Şeytan'ın tecavüz sahnesinde anladım. Sex ayini sırasında etrafta duran bir çok kişi yaşlılardan oluşuyordu. Yani Şeytan Rosemary'e tecavüz ederken şeytanın fikirlerini, düşüncelerini, -daha doğrusu tohumlarını- yeni ve gelecek nesillere aktarıyor.) yani bağnazlığın dünyada ki gelişmeler hakkında ki hastalıklı düşünceler. Bu naratif stilini ve metaforları 1968 yılında sinema yoluyla Amerikan seyircisine aktarmak, hem cesur hemde emek isteyen bir iş.
Bir diğer okumalarım anlayacağınız gibi kadının yaşlılar tarafından sürekli kontrol altında tutmaya çalışması, kendi fikirlerini kadına ve aileye manipüle edilmiş bir şekilde empoze etmesi, erkeğin şahsi kariyerini kadından hatta ahlakından -bunu rakip oyuncuyu engellemek için eşyasını çalmasından anlayabiliriz- ön planda tutmasıdır. Bazı kadınların ev dışarısına çıkmasının tanıdıklar tarafından ayıplanmasını hatta fahişe olarak yaftalanması -arkadaşı Hutch ile buluştuğunda bile engellenmeye çalışılması- diğer fikirlere sürekli kapalı olmaları ve zıt düşünceli fikirlere şiddetle karşı olmaları da kadının üzerinde egemen bir yapı kurmalarından bu eserin ne kadar feminist bir alt metni olduğunu anlayabiliriz.
Son olarak bu filmi korku filmi izleme amacıyla izlerseniz pişman olabilirsiniz. Burda ki tematik korku aslında kadının dramıdır. İzlerseniz birşey kaybetmeyeceğiniz bir film. Film kültürünüze bile arttırabilir çünkü devamında çıkan The Exorcist, The Omen gibi diğer başyapıtlara ilham kaynağıdır Rosemary's Baby. İzleyeceklere iyi seyirler.
-----------------------------------
-Ona ne yaptınız, ne yaptınız?!
-Gözleri aynı babası değil mi?
-Guy'ın gözleri böyle değil!
-Ne yaptın, Rosemary'e söyledin?
-Onu babası Cehennem'den gelmiştir ve bu düzeni devirecektir.
-Yaşasın Şeytan, yaşasın Şeytan Adrianne ve onun çocuğu!
Tanrının mabedlerini yerle bir ediyor, yaşasın şeytan!
Tanrının cezalandırdıkları yakılanlar adına intikamını alıyor!
Şanslı olmalısın Rosemary. Onlarca kadın arasından seni seçti çünkü.
(Hep bir ağızdan)
"Yaşasın Şeytan!"
------------------------------
Cyclous N. Sollum T.A.P (2 Nisan Salı 2024)