☀️Benim için okuması çok keyifli bir kitaptı. Ben özellikle, kitaplarda tür seçiciliği yapmadığım için, her farklılık benim için bir velinimet. Kitap öncelikle birbirinden farklı konular hakkında Ahmet Haşim'in şahsi düşüncelerini içeriyor. Her konunun kısa kısa olması ayrı bir akıcılık ,…devamı☀️Benim için okuması çok keyifli bir kitaptı. Ben özellikle, kitaplarda tür seçiciliği yapmadığım için, her farklılık benim için bir velinimet. Kitap öncelikle birbirinden farklı konular hakkında Ahmet Haşim'in şahsi düşüncelerini içeriyor. Her konunun kısa kısa olması ayrı bir akıcılık , üslup ayrı bir akıcılık katmış kitaba. Benim için hiç yormayan ama çok fazla düşünmeye iten bir kitaptı. Ki düşündüren şeyleri severim. Yazarın kendini ifade ediş biçiminde öyle bir albeni var ki , onunla aynı fikirde olmadığım konularda bile, fikirlerini düşündürttü ve farklı açılardan bakmamı sağladı. Daha geniş bir perspektifle beraber başka bir zihnin kapısını araladım. Zaten şiirlerini sevdiğim bu adamın kitabını okumak, aynı zamanda benim için şaşırtıcı bir deneyimdi çünkü şiirlerinde tanıdığım insanla bu kitapta okuduğum insan birbirinden bağımsızdı.
🇫🇷Kitabın belli bir bölümü ise Ahmet Haşim'in Paris gezisi hakkındaydı. Onun yorumlamaları üzerinden edindiğim fikirler gerçekçiydi çünkü Ahmet Haşim kitap boyunca her konuda olduğu gibi bu konuda da yorumlarında abartıdan, güzellemeden uzak, dürüst bir tutum sergilemişti.
🔹Kitap boyunca bahsettiği şairler, yazarlar, alanında tanınmış yetenekli kişiler benim için öneri listesi gibiydi. Şu an bu kitapta adı geçen, kitabını okumak, eserlerine bakmak istediğim kişiler var. Bu yüzden bu kitap benim için ayrı bir bilgilendirici yöne sahip.
🔹Son olarak , Ahmet Haşim'in üslubu ve eleştiri şekli kimilerince kibirli bir insanın haline benzetilebilir. Bu konuyla ilgili önce kitapta geçen “Eleştirmen” bölümüyle, yazarın kendi cümleleriyle cevap vermek isterim: “Herhangi bir sahada, insanı artık daha ileriye gitmekten vazgeçmiş görenler, bilmeyerek, onu hayvan seviyesine indirmek isteyenlerdir. Eleştirmen ise, her insani marifetin hâlâ gelişmeye muhtaç olduğunu bağırmakla, her sabah, insana hayvan olmadığını hatırlatıyor.”
Benim cevabıma gelecek olursak; hayatımda hiç bu kadar nizami , seviyeli ve resmi eleştiri ve yerme görmemiş biri olarak yazara katıldığım konularda hayran kaldım. Katılmadığım konularda da hayran kaldım. Eleştiri şeklini fazla bulmak istedim olmadı. Bu da eleştirilmez ki demek istedim o da olmadı. Bazı cümlelerinde ofansiflik vardı ama yine de sevmemezlik edemedim. Çünkü bütün olarak fikirler ve üslup güzeldi. Mesela kadınların giyimi kuşamı, boyası süsü püsü hakkında yorumları vardı ve bunları tuhaf karşılayamadım. Çünkü felsefik ve düşünmeye iten cümlelerle her şeyi telafi ediyordu. Mesela: “Bir aşk dakikasının lezzetine sonsuzluk verecek güce sahip olmayanlar, süsten medet ummakta belki çok haklıdırlar. Fakat ipekler ve boyalar, ruhun eksikliklerini bilmem ki, nasıl telafi edebilir?” Tabi mesele sadece bu açıdan değil fakat yazarın baktığı açı üzerinden doğru bir yorum. Her neyse, eleştirileri, üslubu, dürüstlüğü ya da akılcı yorumları sayesinde beni irite etmemiş olabilir. Çoğu yerde çok yerinde eleştiriler yaptığı için de olabilir. Fark etmez sonuç olarak ben kitabı her şeyiyle çok beğendim. Tavsiyemdir💁🏻♀️
🔹🔹🔹🔹🔹🔹
“Dostum, sıradan bir insandır, onun için tarifi gayet zordur. Vücudunun kusurlarını elbise ile gizlemek hünerinden habersizdir, yani şık değildir. Ahlak kurallarıyla da ruhunun çirkinliklerini saklamayı bilmez, yani ikiyüzlü değildir.”
“Mimari eserler, fazla çirkinliğe, fazla garipliğe gelmez. Gülünç bir resim levhasına bakmamak, kötü bir şiiri veya ahenksiz bir musikiyi dinlememek suretiyle bunların zararlı etkilerinden ruhumuzu koruyabiliriz; fakat kötü mimarın eserinden sakınmak kolay bir iş değildir. Aciz bir hayal gücü, fakir bir ruh, yol ortasına dikilmiş taştan koca bir şekle dönüşünce, bütün bir şehrin manevi sağlığını, nesillerce bozmak kudretinde bir tehlike olur. Son senelerin ağlanacak, sahte mimarisi yüzünden değil midir ki, ruhumuzun estetik kabiliyetine delil aramak için, eskilerin eserlerine başvurmaktan başka çare bulamıyoruz.”
🔹🔹🔹🔹🔹
TAHATTUR
Bir Acem bahçesi, bir seccâde,
Dolduran havzı ateşten bâde...
Ne kadar gamlı bu akşam vakti...
Bakışın benzemiyor mu'tade.
Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar,
Dalmış üstündeki kuşlar yâda;
Bize bir zevk-i tahattur kaldı
Bu sönen, gölgelenen dünyâda!
Ahmet Haşim ✍🏻