Raf Yorumu: Esat Burak KÖPRÜLÜ (@burakkpl80)

Kenneth Branagh'ın yönetip başrolü oynadığı, kitaptan uyarlama film. Ben her zaman filmi kitaba tercih ediyorum. Film benim için daha özel olduğundan film versiyonu çok daha güzel geliyor bana. Bu filmde de tıpkı önceki tercihlerim gibi film versiyonu daha güzeldi bence.…devamıKenneth Branagh'ın yönetip başrolü oynadığı, kitaptan uyarlama film. Ben her zaman filmi kitaba tercih ediyorum. Film benim için daha özel olduğundan film versiyonu çok daha güzel geliyor bana. Bu filmde de tıpkı önceki tercihlerim gibi film versiyonu daha güzeldi bence. Filmde Edgar Allan Poe'nin (ki kendisi Sir Arthur Conan Doyle başta olmak üzere, neredeyse bütün polisiye-dedektiflik romanlarına öykülerine ilham olan kişidir) Hercules Poirot isimli Belçikalı bir dedektifin hikâyelerinden birini anlatıyor. Poirot tıpkı her olağanüstü kurgusal dedektif gibi, her detayı gören, her kusuru gören, onlara sorun olarak bakan, tabiri caizse biraz ukala ve psikopat bir adamdır. Bu hikâye ise önce Kudüs'te Hristiyanlara ait önemli bir emanetin çalınması olayı ile başlıyor. Film tabi bu konu üzerine olmasa da, Poirot, çok zekice ve eğlenceli üslubu ve mimikleriyle işi çözüyor. Aynı zamanda bu filmde size başrolü sevdirmenin, ısındırmanın klâsik ama güzel bir yöntemidir. Daha sonrasında İstanbul'da başlayacağı bir tatile geliyor ancak, bir dostunun ısrarı sebebiyle Doğu Ekspresi seyahatine katılıyor. Daha sonrasında ise gerilim, esrar, gizem her an artıyor. Filmin bende hissettirdiği başlıca en güzel şey, o atmosferde ve o senaryoda bir filmin vermesi gereken duygu basamaklarını tırmanma işini müthiş yapmaları. Gerçekten her 10 dakikada, ki bu da ilerledikçe kısalıyor, bir yerden sonra her dakikada bir yaşadığınız gerilim, merak, stresz heyecan, sabırsızlık, artıyor. Çünkü örüntüyü o kadar güzel işlemişler ki filmde, tabi burada yazarın da hakkını vermek gerek ancak sonuçta kitapta aralara sürekli betimlemeler, bilinç akışları gibi şeyler giriyor, filmde ise bu iş tam tersi, sürekli sizi anda tutuyor. Bu yüzden film aşırı başarılıydı bence. Aynı zamanda teması çok güzeldi. Her ne kadar bazı sahneler biraz yapmacık dursa da, genel atmosfer güzeldi. Kenneth Branagh önce yönetmenliği mi seçti yoksa ikisi birden mi oldu bilmiyorum ama kendisinin başrolde oynaması çok doğru karar olmuş. Bence harika oynamış rolünü. Dizide bazı karakterler fazla abartılı oyunculuklar yapmış gibi geldi ancak onu da bir yerde karakterlerine verdim. Tabi bu dediğimi ancak filmi izledikten sonra anlayacaksınız. Şimdiden herkese iyi seyirler, kesinlikle izleyin kaçırmayın derim. Hem ismi olup hem de kaliteli bir iş olması çok güzel çünkü bizler bu sıralar kaliteli işleri kötülemek gibi bir adete sahibiz. Bunu bozmak istiyorsanız bu filmle başlayın derim.