Beden değiştirme hikâyelerini duymuşsunuzdur. Bazı kültürlerde buna dair anlatılar mevcut ve filmler de bu konuyu işlemekten geri duramıyor. Biz de @_nyctophilia_ ile izleyelim dedik. Senin Adın, sıradan bir romantik dram filmi değil. İster beğenimi kazansın ister kazanmasın sıradan diyemem. Çünkü…devamıBeden değiştirme hikâyelerini duymuşsunuzdur. Bazı kültürlerde buna dair anlatılar mevcut ve filmler de bu konuyu işlemekten geri duramıyor. Biz de @_nyctophilia_ ile izleyelim dedik. Senin Adın, sıradan bir romantik dram filmi değil. İster beğenimi kazansın ister kazanmasın sıradan diyemem. Çünkü farklı bir romantizm mevcuttu, evet birbirine ulaşmaya çalışan iki kişi vardı. Fakat beden değiştiren bu iki insan bilimsel, kültürel ve fantastik bir maceradan geçiyor. (Film çok da hareketli değil bence.).
Taki ve Mitshua, birbirlerinin bedeninde uyanıyorlar ve başta bunu sadece bir rüya sanıyorlar. Zamanla gerçek kafaya dank ediyor ve işte film burada karmaşık olmaya başlıyor... Karakterlerin yaşadıkları zamanların bile aynı olmadığını fark ediyoruz. Bu noktayı çok sonra anlıyoruz aslında. Güzel gizlendiğini itiraf etmeliyim.
Çizimler bana büyüleyici geldi. Hani anime kendini aşmış, az daha gerçek olacakken farkına varıp anime boyutuna inmiş gibiydi. Canlıydı kısacası. Arka plan, manzaralar, hayatın akışı çok güzel resmedilmiş. Tabii kullanılan müziklerle birlikte insana bir huzur geliyor, sakinliği hissediyoruz. Dinginleşiyoruz. Bazı animeler bunu başarıyor gerçekten.
Bir ip vardı ki bu animede, çok önemliydi. Bu kırmızı renkteki ip aslında Taki ve Mitshua arasındaki bağı ve kopmazlığı temsil ediyordu. Geçen süre boyunca sürekli gözümüze ilişmesi hoştu. Ayrıca uyandıklarında gözlerinden yaş akması detayı da sorun yaşanacağını temsil ediyordu. Spoiler olmaması için bundan bahsetmeyeceğim.
Sevmediğim yanlarından bahsetmek istiyorum. Özellikle ikinci yarıyı kafa karıştırıcı buldum. Yani beden değiştirme ve yaşanılan kısa anların hemen unutulması bir süre sonra izleyiciyi de etkiliyor. Bir çeşit birbirine ulaşma teması da olsa Takı ve Mitshua arasındaki bağı bence kuvvetli şekilde göremedik. Yan karakterler çok fazla arka plandaydı, denge sağlanamamış. Ve tekrarlamak isterim ki kafa karıştırıcı bulduğum noktada, neler olduğunu anlamaya çalışırken filmden biraz kopma yaşanabiliyor. Bu tabii izleyicinin sorunu...
Bir de ben fazla romantizm edilmiş filmleri bu aralar pek beğenemiyorum. Bana çok sulu, vıcık geliyor. Japon kültürü çok farklı gerçekten ama filmdeki olayların imkansız oluşunu bilmek de oturduğum sandalyeyi daha fazla hissetmeme, laptopun ekranını daha bir görmeme sebep oluyor. Hülasa filmdeki hayâl gücüne erişemiyor ve bildiğimiz dünyanın sonutluğu ile karşı karşıya kalıyorum... Bilmiyorum belki de ben yaşlandım... Belki bu filmde sadece benim kafam karıştı... Belki de ben artık film izlerken olayları anlayamıyorum... Belki ben artık güzel inceleme bile yazamıyorum... Noluyor, noluyor?... @_nyctophilia_ kesin benden daha fazla beğenmiştir filmi. 🤔