Spoiler içeriyor
"Fenadır çözmek Tanrı'nın buyurduğu bağları; Ama değil miyiz ki hâlâ fundalıkla rüzgarın çocukları, Evden uzakta, ah hâlâ seninle benim adıma, Salınıyor katırtırnağı usulca, Kuzey kırlarında." Ceset Hırsızı, Olalla ve Dr. Jekyll ve Mr. Hyde'ın hikayelerinden oluşuyor kitap. Başlangıçta birkaç kere…devamı"Fenadır çözmek Tanrı'nın buyurduğu bağları;
Ama değil miyiz ki hâlâ fundalıkla rüzgarın çocukları,
Evden uzakta, ah hâlâ seninle benim adıma,
Salınıyor katırtırnağı usulca, Kuzey kırlarında."
Ceset Hırsızı, Olalla ve Dr. Jekyll ve Mr. Hyde'ın hikayelerinden oluşuyor kitap.
Başlangıçta birkaç kere tekrar okumak zorunda kaldım çünkü yazarın tarzına alışık olmadığımdan mıdır nedir, hikayenin içine giremedim. Bunu Zaman Makinesi kitabında da yaşamıştım. Bu tür kitaplara birkaç kere şans verip sabır göstermeniz gerekebiliyor. Çünkü bana kalırsa bu tarz yazarlar, birbirine benzeyen tarzlara sahip yazarlardan ayrılmalarını sağlayan özgünlüklere sahip.
Bu yazarların kendilerine has anlatımları ve perspektifleri oluyor. O yüzden farklılık başta okuru itebiliyor. Bu güdüye aldanıp da kitaptan vazgeçmediğime memnunum. Insanların aslında çıkarları mevzu bahis olduğunda etik olarak doğru kabul etmediğimiz davranışlardan rahatsız olmayacaklarını hatırlatıyor.
Insanlar, yani biz, bir raddeye kadar tüm kötülükleri yapabiliyoruz. Birisi küçük bir kötülük yaparken diğeri cinayet gibi çok daha fazlasını planlayabiliyor. Bu ince çizgi ise iyi kötü denen şeyin insan için kullanılamayacağını gösteriyor bana kalırsa. Çünkü birine iyi dediğinizde az kötülük yapan, fazla kötülük yapma potansiyeli olan insan demiş oluyorsunuz.
Hikayeler için gelecekte tekrar hatırlamak istersem diye kendime notlar bırakacağım. Konusunu merak ediyorsanız buradan sonrasının spoiler içerdiğini göz önünde bulundurun.
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde hikayesi insanın tek ve değişmez bir kişiliğe sahip olmadığını anlatmak istemiş. Kitap karaterinin hem kibar hem de gayet kaba bir kişiliği var. Biri gerçek değildir diye düşünüyorsunuz başta ancak tam olarak iki yüzlülük de değil. Çünkü iki kişiliğini de mutluluk duyarak yaşıyor ve kabul ediyor.
Kendim de bunu deneyimliyorum. Zaman zaman nazik, yardımsever, sıcakkanlı biri olmaktan mutluluk duyarken bir zaman geliyor ve tamamıyla zıt özellikler taşıyan farklı bir kişiymiş gibi hayatıma devam ediyorum. Elbette kitap karakterinin iki kişiliği arasında yok olduğunu görüyoruz. Gerçekte bunun olması için sanırım psikolojik rahatsızlık boyutunda çoklu kişilik bozukluğu, duygu durum bozukluğu, bipolar gibi sadece ismen bildiğim hastalıklardan muzdarip olmak gerekiyor.
Ilk hikayede ana karakterden ziyade benim ilgimi yan karakter çekti. Tepkilerini, arkadaşları için yaptıklarını ve merak dürtüsüyle pratik oluşunu okuması keyifli geldi. Bu karakter üzerine yazılmış daha uzun bir kitabı severek okurdum.
Ikinci hikaye ise bildiğiniz cinli korku hikayesi. Küçükken tam da birbirimize anlattığımız türde bir olay. Kötü adamlar cesetleri çalıyorlar ya da adam öldürüyorlar. Sonra mezardan çaldıkları başka bir cesedi taşırken cesette bir farklılık olduğunu hissediyorlar. Işığa gelince de aslında bu cesedin parçalanmış ve orada olmaması gereken, önceden öldürdükleri başka bir adama ait olduğunu görüyorlar. Mis gibi bizim kültüre uygun cin hikayesi yazmış.
Üçüncü hikayede romantizm ve gizem daha baskın. Burada vampir benzeri bir yaratık dâhil edilmiş. Bu metaforik anlamda kötülüğün semboli olarak mı kullanılmış yoksa fantastik hikaye mi yazmak istenmiş, kesin bir karara varamadım. Iki türlü de akıcı kısa bir öyküydü. Gizemli ilerlemesini sevdim ancak eksik bir şeyler vardı sanki. Çok hızlı geçilmişti konunun derinliğine kıyasla.
Özetle, uzun zamandır aklımda olan ve bana yabancı olan yazarın bu kitabını okuduğum için mutluyum. Vakit kaybı değildi ve merak ediyorsanız ertelemeden okumanızı tavsiye ederim.