Bence Türk halkı sürekli bahsedildiği gibi bağımsızlığına düşkün , özgürlüğüne çok önem veren bir halk değil . Belki bunun tam tersi bile olabilir . Osmanlı hanedanına herhangi bir alternatif geliştirmemesi için ihmal edilmiş , cahil bırakılmış , ikinci plana atılmış…devamıBence Türk halkı sürekli bahsedildiği gibi bağımsızlığına düşkün , özgürlüğüne çok önem veren bir halk değil . Belki bunun tam tersi bile olabilir . Osmanlı hanedanına herhangi bir alternatif geliştirmemesi için ihmal edilmiş , cahil bırakılmış , ikinci plana atılmış bir halk , kendisine bunu reva gören hanedana 600 yıl boyunca boyun eğmiş . 600 yıl boyunca sadece vergi vermiş ve çağrıldığında da askere gitmiş . Öylesine cahil bırakılmış ki kitapta da anlatıldığı gibi kendilerini Türk olarak bile adlandırmıyorlar . Biz Müslümanız diyorlar ancak inandıkları , fikir dünyalarını oluşturan dine dair de bilgileri yok .
Peki bahsettiğim gibi karakterimize ters ise bugün bağımsızlığımızı neye borçluyuz ? Türk halkı liderine tapan , devletini ve devlet adamını ilahlaştıran , tek adamla yönetilmeyi yeğleyen bir topluluk . Bakınız bu ülkede bir şeyler ters gidiyorsa sebebi bir kişinin , evet sadece " bir " kişinin dudaklarının arasından çıkan sözler sebebiyle . İyi şeyler de öyle . Çünkü toplumumuz diğer doğulu devletler gibi bir lider toplumu . Güçlü kurumları , bu kurumlarda gelişen bir kas hafızası veya müthiş bir sistemi yok . Bu yüzden de Türk halkının bağımsızlığını elde etmesindeki en büyük etken şanstır . Çünkü bağımsızlığı kafaya takmış bir adam güç savaşını kazanmış ve bu adam etrafında toplanılmıştır . Kurtuluş harbindeki diğer komutanlara çok büyük saygı duymakla beraber , bu " bir " adam Mustafa Kemal'dir . Öyle ki cumhuriyetin ilanından sonra diğer tüm ihtilallerde olduğu gibi , ihtilal kendi evlatlarını yemiştir . Burada güç savaşını kazanan , diğer isimleri pasifize eden kişi Mustafa Kemal olmuştur .
Dolayısıyla Anadolu insanını daha iyi anlatan bir kitap yok gerçekten . Saf cahillik daha güzel betimlenemez . Fikri inancından ibaret olan ancak aynı zamanda neye inandığını bilmeyen , eğitimsiz , kapalı görüşlü bir güruh . Şevket Süreyya'nın Suyu Arayan Adam kitabından bir kesit akla getiriyor bu kitap :
" Bizim dinimiz nedir? Biz hangi dindeniz. Hep birden, 'Elhamdü-l-illâh Müslümanız' diye cevap vereceklerini sanıyordum. Fakat öyle olmadı, cevaplar karıştı. Kimisi 'Imami âzam dinindeniz', kimisi 'Hazreti Ali dinindeniz' dedi. Kimisi de hiçbir din tayin edemedi. Arada, ’İslâm'ız’ diyenler de çıktı.
— Peygamberimiz kimdir? deyince, onlar da pusulayı şaşırdı. Akla gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı. Hatta birisi, 'Peygamberimiz Enver Paşa'dır' bile dedi.
İçlerinden peygamberin adını duymuş olan birkaçına da, 'Peygamberimiz sağ mıdır, ölü mü?' deyince, iş gene çatallaştı. Herkes aklına gelen cevabı veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafını tuttu. Fakat birisinin kuvvetle konuştuğunu yahut bir tarafın daha ağır bastığını görünce, diğer tarafın da kolayca o tarafa kaydığı görülüyordu.
'Peygamberimiz sağdır' diyenlere, 'O halde hangi şehirde oturur?' diye sordum. Cevaplar tekrar karıştı. Onu İstanbul'da, Şam'da yahut Mekke'de yaşatanlar oldu. Hiçbir yer tayin edemeyenler daha çoktu. 'Peygamberimiz ölmüştür' diyenlere de 'Ne zaman ölmüştür? ' denildiği zaman bu sefer onlar şaşırdılar. Yüz sene önce, beş yüz sene önce, bin sene önce diye gelişigüzel cevaplar verenler oluyordu. Fakat çoğu vakit tayin edemiyordu. Dinimizin adı ve peygamberimiz bilinmediği gibi, din ilkelerini ve ibadetleri doğru dürüst bilen kimse de çıkmadı."