Neden böylesi bir anime için bu kadar az gönderi yazılmış diye düşünürken benim de o potansiyelde olmadığım gerçeğiyle bir süre yüzleştim ve en azından birkaç kelâm edeyim içimde kalmasın diyerekten yazıya başlama kararı aldım. Bir süredir duvarla bakışmaktayım aramızda farklı…devamıNeden böylesi bir anime için bu kadar az gönderi yazılmış diye düşünürken benim de o potansiyelde olmadığım gerçeğiyle bir süre yüzleştim ve en azından birkaç kelâm edeyim içimde kalmasın diyerekten yazıya başlama kararı aldım. Bir süredir duvarla bakışmaktayım aramızda farklı bir muhabbet filizlendi o yüzden de konuşmayı unutmuş olabilirim şimdiden affola..
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki anime pek çok noktada alışılmışın dışında; misal çizimler, şahsen olay örgüsü, belki kurgu, pek tabi karakter gelişimi ve dahii konu ettiği Geass.
Bu alışılmışın dışı olan şeyler sizi animenin dışına da itebilir yaşadığınız dünyanın dışına savurarak bu dünyaya da iteleyebilir, tamamen kişiye bağlı, ama bu muazzam olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Diziyi zar zor bitirdiğimi itiraf etmeliyim çünkü, çünkü öyle oldu yani bir de 2 sezon olması beni bir tık geri safa çekmiş olabilir veyahut kopuk kopuk izlemem o hazzın doruklarına çıkmamı engellemiş olabilir, olabilmiş olan pek çok olasılık var ama bu dizinin muazzam olduğu gerçeğini yine değiştirmiyor. Ki ben ileriki yıllarda birkaç kez daha izleyeceğime kanaat getirdim, daha ne olsun.
Siyasetten, politikadan, bürokrasiden (hiçbirinden haz etmem) ve bunların çevresinde dönen kardeşlikten, dostluktan, savaştan, ihanetten, güçten; geçmişten geleceğe uzanan bilinmezlik zincirinden oluşan, derin psikolojik tahliller yaptıran bir yapıt. Başta belirttiklerimden haz etmesem bile bu şekilde bir olay örgüsü içinde işlenen o taşların yerinden sarsılması yeni taşlar oturması stratejik oyunlar ruhsal bunalımlar bilimsel çarklar ve daha nicesini izlemek, çok güzeldi.
Özellikle savaşta kullanılan stratejik hamleleri izlemek gerçekten Leloucha yakışır şekilde bir satrancı izlemek gibi keyifliydi. En büyük rakibinin de yine kendi abisi olması ve geçmişten beri sürekli bir rekabet hâli olması da ayrı bi'şi'
İlk başlayışından tutun ilerleyişi dahil sonu ile birlikte bambaşka olayların döndüğü bu dizide kim hakkında ne düşüneceğinizi şaşırıyorsunuz. Öyle ki pek çok noktada notlar aldım gerek kişilerin kararları gerek olayları hakkında ama hepsi elimde kaldı çünkü sona yaklaştıkça çok fazla şey değişti özellikle son bölümlerde bir düşündüğüm şey diğer bölümde tutarlılığını kaybediyordu ve bu yüzden aldığım tüm notlar içimde kaldı, söylemesem olmaz ama söylesem de artık anlamı kalmaz yani iki arada bi' derede kaldım değişik garip eksantrik işler, severiz.
Hoşuma giden bir nokta var ki animeyi izlediğim süreçte diğer tarafta okuyor olduğum kitap Demir Ökçe idi. Özellikle bazı sahneleri izlerken ve konuşmaları dinlerken kitabın konuyla alakalı bölümleri aklıma geliyordu ve bu uyum hoşuma gidiyordu, iyi bir denk geliş olmuştu. Sınıfsal fark, bir nevi sömürgecilik içinde geçen hayat ve bu kapitalist düzene başkaldıran sosyalizm savunucusu tipler falan, baya iyiydi.
Velhasıl kelâm; çok güzel bir dizi, fevkaledenin fevkinde bir eser fakat herkese hitap eder mi şüpheli. Ama kesinlikle şans verilmeli, beğenmemek çok zor bir olasılık gibi geliyor gözüme.
Birkaç karaktere ve yaşanılan bazı olaylara da değinmeden geçemeyeceğim;
~𝚂𝚙𝚘𝚒𝚕𝚎𝚛𝚕ı 𝙺ı𝚜ı𝚖𝚕𝚊𝚛𝚊 𝙶𝚒𝚛𝚒𝚜̧~
.
.
.
Nunnally ile Lelouch arasındaki bağ ve iletişime dizi boyunca ölüp bittiğimi söylemem gerek. Bir insan nasıl bu kadar iyi abi olup diğer tarafta dünyaya kan kusturabilir çok ilginç. Tabi bunu da yine kardeşi için yaptığını göz önüne alırsak çok da ilginç değil evet. İlişkileri çok güzeldi :')
Bazı noktalarda Leloucha bir tane çarpmamak için kendimi zor tuttuğum doğrudur (tutmasan vurabilecek miydin nyc?) çünkü bu kadar stratejik bir zeka neden öyle saçmalıklar yapıyor en ufak zaafında ') (zaafların otoriteler üstünde ne derece etkili olduğunun açık ve net örneği şahsen Lelouch, elbet son iki bölümdeki duygu değişimlerimi ayrı tutmak istiyorum hâlâ ben de sindirebilmiş değilim)
Suzaku baştan beri sevdiğim bir karakterdi çünkü ilk başlarda Leloucha göre daha insancıl düşünüyor olarak yaklaşıyordum kendisine fakat sonrasında işin özünü biz gördükçe o gittikçe kavradıkça işler bayağı karıştı, oraya gitti buraya gitti Lelouchla aralarında geçen dövüşlerde yüreğim ağzıma geldi Kallenle olan rekabetlerinde yerimde duramadım; anlayacağınız baya etkin bir rolü var.
Özellikle babasını öldürmenin verdiği psikolojinin ona getirdiği değişimler gelişimler sonradan sonraya kendini belli eden öz bilinçler, bunları izlemesi oldukça keyifliydi.
Sürekli Geass sayesinde hayata tutunacak olduğu gerçeğinin verdiği rahatlık da açıkçası izlerken bi güven verdi. Finali hakkında sonra konuşalım ama *-*
C.C'ye gelecek olursak ilk sezonda çok yüzeysel bir karakter olsa da ikinci sezonla geçmişin karanlık dehlizlerinde derin yolculuklara çıkarması ve Geassın gelmişini geçmişini bize tam anlamıyla öğretmesi özellikle sevdiğim noktalardan çünkü havada kalan kısımları sevemiyorum, bunları yeterince işlemeleri iyi olmuş.
C.C'ye takıntılı olan şahıs ile Lelouch arasında o uzun soluklu olmayan ama olduğu zaman da dibine kadar yaşatan stratejik savaş çok iyiydi, vay anasını olmuştum iki üç kez, tadı damağımda hâlâ.
Hafızasını kaybettiği o kısa süreli dönem ve sonrasında kaldığı yerden devam etmesi benim için de ilginç bir deneyimdi.
Az bencil değil ama.
Ahh Rolo..
İlk başta şartlandırmalar gereği bir oyun yürütmesi ama sonrasında arlanmaz uslanmaz şekilde daima Lelouchu takip etmesi ve son nefesinde bile onu sevdiğini belli etmesi..ne diyeceğimi bilmiyorum Lelouch o zaman böyle bir bağlılığı hak ediyor muydu onu da bilemiyorum.
Rolo deyince aklıma Euphy ve Shirley geldi..
Euphy'e cidden yazık oldu abi ya, gitti güzelim kız. Hayır yanlışlıkla öldürmek ne demek, onu geçtim tüm 11 halkının o duruma düşmesi, o bölümde ağzımı kapatamamıştım, şoklar şoklar.
Ve
ANYA NASIL LELOUCHUN ANNESİ OLABİLİR
Lan dedim noluyoruz, yazık değil mi çocuklara, onun saf duygularına yazık değil mi, ayıp değil mi yaptığınız..!?
Yine de Lelouchun annesine olan bu düşkünlüğüne rağmen doğru bildiği yolda şaşmadan devam etmesi takdirimi kazandı, iyi yaptı, oh olsun.
Çok uzatmadan sona geleyim...
Sonradan sonraya herkesin Lelouchu karşısına alması, neredeyse tüm dünyaya karşı tek olması ve elbet tüm bunlara rağmen Suzakunun onun yanında olması...
Ah o son plan. Lelouchun yine de hedefini gerçekleştirmesi ve bunun için kendini feda etmesi..Suzakunun omzuna binen yük ve Nunnally'nin sonda tüm gerçekleri görmesi..
Final sahnesi bile Leloucha duyduğum az biraz kalmış olan antipatiyi de götürdü sanırım çünkü ona dair aklımda kalan şeyler kardeş sevgisi ve yaptığı o son jest, ah kalbim.
Apar topar bir final mi, yerinde mi bilmiyorum ama benim sindirmem öyle apar topar olmayacak gibi.
Mükemmeldi, mükemmel.
Ve
Lelouchu öneren luluşa da, eyvallah