Birkaç gün önce final bölümü yayınlandı. O kadar adından söz ettirdi ki konusuna filan girmeyeceğim hiç. Çok sevdim, spoiler barındırmadan neden bu kadar sevdiğimden bahsedeceğim:
1) Karakterlerin çok detaylı yansıtılması.
Tüm karakterler dizideki farklı karakterlerle interaksiyona giriyor ve bir araya…devamıBirkaç gün önce final bölümü yayınlandı. O kadar adından söz ettirdi ki konusuna filan girmeyeceğim hiç. Çok sevdim, spoiler barındırmadan neden bu kadar sevdiğimden bahsedeceğim:
1) Karakterlerin çok detaylı yansıtılması.
Tüm karakterler dizideki farklı karakterlerle interaksiyona giriyor ve bir araya geldiklerinde gelişen reaksiyonlar ile kendi duruşlarını belli ediyorlar. Sürekli evrilen bir ilişkiler dinamiği var ve gelişen her majör olayda bu dinamik ne tarafa kayacak diye gözlemlemek çok keyifli. Bazı majör olaylardan sonra karakterlerin ana itici motivasyonlarının ve verdiği kararların farklı yollar izlemeye başlaması yaşananların karaktere etkisini çok iyi yansıtmaktaydı. Yönetemeyecekleri kadar vurucu bir krizle karşılaştıklarında ise karakterlerin savunma mekanizmalarına geri döndüğünü ve bazı konularda hiç değişemediklerini de görüyoruz.
2) Oyuncuların çok nitelikli oluşu.
Şimdiye kadar izlediğim diziler arasında şüphesiz en başarılı kadro seçimine sahip. Dizide herkesin canlandırdığı karakterle bütünleştiğini gördüm ve sürekli diyaloglar ile close up çekimlerin olduğu bir yapımda kötü bir oyunculuk kolaylıkla yüzeye çıkardı. Minör karakterler bile o kadar ikonikleşmiş ki, tekrar gördüğünüzde anında dizideki tüm var oluşlarını hatırlayabiliyorsunuz.
3) Çekimlerin profesyonelliği.
Hiçbir tembel sahne yok. Bir karakterin ne hissettiğini bilmek istiyorsanız yüzü, karakterler konuşurken vücutları bir şey anlatmak istiyorsa uzaktan, kalabalığın baskınlığı anlatılacaksa daha da uzaktan, bilmeniz istenilen bir detay varsa yalnız o gösteriliyor. Normalde bazen dizi izlerken başka işlerle de uğraştığım ve arka planda diziyi dinlediğim olur. Succession'da ise kafamı çevirdiğim birkaç dakikada kaçırdığım sahnelerde herkesin ifadesini görmek zorunluluğu hissettim çünkü birçok karakterin olmadığı biri gibi davrandığı ve sıkça yalan söylenen bir dizide kişilerin ifadeleri sahneye en az söyledikleri kadar çok şey katıyordu.
4) Bize yabancı bir dünya anlatışı.
Dizi benim asla içinde bulunmadığım ve bulunamayacağım bir sosyal sınıfı anlatıyor. Karakterlerin buna uygun olarak duyarlılıkları, hassasiyetleri, zaafları normal kişilerden çok farklı. Özellikle ana karakterlerimiz olan kardeşlerin bu dünyanın içine doğdukları için tamamen ona göre şekillendiklerini görüyoruz. Kimseyle normal bir ilişkiye sahip olmaları mümkün değil çünkü gerçeklikten kopmuş bir cep evreninde yaşıyorlar. Kendi baloncuklarının dışındaki daha gerçek sorunları göz ardı edemedikleri zamanlarda küçük krizler yaşıyorlar.
5) Ana karakterlerimizin sevimsizliği.
Tuhaf bir şekilde bu insanların çırılçıplak gözümüzün önüne serilmesi ve sevimsiz olduklarının farkına varışınız diziden soğutmuyor. Aksine, Musa kadar varlıklı bu kişilerin etraflarındaki altın zırhı görüp nasıl kendi yaşantı dertlerinizden tamamen soyutlanmış imtiyazlı hayatlar yaşadıklarını bilirken seyirciye sevimli gösterilmeye çalışılsalar daha kötü sonuç verirdi. Yine de karakterleri tanıdıkça hepsi beş para etmez olsalar da zaferlerini kutlayıp yenilgilerinde birlikte üzülüyorsunuz. Aile ve şirket de rightwing görüşte olup sık sık etik değerlerin dışında davrandığından dizi hiçbir zaman sosyal mesaj verme derdine girmiyor.
6) Dizinin müziği.
Belki diğer maddeler kadar önemliydi. Dizinin introsunda da kullanılan müzik sezonlar boyu en önemli sahnelerde defalarca aranjmanı yapılarak kullanılıp bazen daha öforik, bazen daha hüzünlü, bazen daha resmi hissettiriyor. Müziğin kendisi o kadar ikonikleşti ki Doctor Who'dan bu yana introsunu dinlerken her seferinde eşlik ettiğim başka bir dizi olmamıştı.
7) Hayal kırıklığına uğratmayışı.
Diziye birçok diziden beklediğim gibi kötü bölümler ve iyi bölümler olmasını bekleyerek başladım. Ancak her bölüm öyle iyi işlenmişti ki son sezonlarda artık bölümü açarken yine iyi bir bölüm izleyeceğimi biliyor ve hiç şüphe duymuyordum. 4 sezon süren bir dizinin baştan sona kalitesini sürdürmüş oluşu mükemmel bir başarı.
İzleyiniz, izletiniz.