Filmi iki yarıya ayırırsam iki yarısına da bayıldığımı söyleyebilirim lakin ilk yarıya beğeniden, ikinci yarıyaysa sıkıntıdan... :') Filmin ilk yarısını cidden çok sevdim, güzel başlamıştı. Özellikle genç kızın konuşmalarının olduğu kısımların hepsi en çok beğendiğim sahnelerdi. Filmin baştan sona görselliği…devamıFilmi iki yarıya ayırırsam iki yarısına da bayıldığımı söyleyebilirim lakin ilk yarıya beğeniden, ikinci yarıyaysa sıkıntıdan... :')
Filmin ilk yarısını cidden çok sevdim, güzel başlamıştı. Özellikle genç kızın konuşmalarının olduğu kısımların hepsi en çok beğendiğim sahnelerdi. Filmin baştan sona görselliği de çok güzeldi, bayağı hoşuma gitti.
Amaa ne yazık ki film, ikinci yarıda bir bocalamış, sarsılmış ve toparlayamamış. Özellikle Avcı lakaplı polisin sorgulamalarını, zekasına ve lakabına yaraşır cinsten bulamamaya başladığımda film ciddi oranda bir yavanlaştı. Bu durumu şöyle daha somut ifade edebilirim: Mesela bir sahnede kızın eşyalarını sorduğunda depoya kaldırıldığını sonra da dağıtılıp atıldığını duyunca "Eve bir daha dönmeyeceğini bildiğiniz için mi?" diye sorması gayet zekiceydi, lakabına yaraşır cinsten tam bir olta soru. Ama bundan sonra filmin sonuna değin sorduğu soruların, davranışlarının, cümlelerinin o kıvrak zekalıktan uzaklaşmasından hoşlanamadım. Hep dümdüz sorular sorar oldu "Sizce katil kim, siz mi öldürdünüz" diye. Bunlar bir de tuzak soruymuş, vay be 40 yıl düşünsek bulamayız böyle tuzak 😂
Aslında olayların giriş ve gelişme kısımlarını çok mu çok beğenip beklentim yükselirken çözüm kısmınınsa bir o kadar yavan kalıp tatmin etmemesinden hoşlanamadım. Sonuca acele varılmış hissiyatı veriyor film. Bir de sonunun bu kadar tahmin edilebilir olması, gizemi sağlayamamasını sevemedim. Mesela tırnak izi arıyorlardı ya, bu izlere birkaç kişide rastlasalardı ve biz de acaba o mu katil yoksa bu mu diye azıcık gidip gelseydik daha bir güzel olurdu film. Hatta birinin kolunda da tırnak izi gibi çizikler ağaç, çalı çırpı budarken olmuş olsa biz acaba doğru mu söylüyor, yalan mı diye düşünseydik fena mı olurdu, bence olmazdı, gayet de güzel olurdu ama olduramamışlar işte :')
⚠️ Spoilerlı bir iki şeyden de bahsedesim var, spoi yemek istemeyenler aman dikkat kaçın, uyarmadı demeyin 😂
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Şimdi ilk önce madem amacı kızın böbreğini almaktı, o zaman neden evlenmesi gerektiğini çözemedim, bana bu kısım bayağı saçma geldi. Yani mesela babasına para teklif etseydi de babası kabul etmiş olsa kız da kendisine sorulmadan pazarlık yapıldığını duymuş da kaçmış olsa daha mantıklı olurdu senaryo. Bu hâliyle olmamış, olamamış diye düşünüyorum. Ya her şeyden bahsedelim, çocuk gelin, zoraki evlilik konusu da olsun istediler, ortaya karışık oldu böyle ya da cidden konuyu bağlayamadılar mı bilemiyorum.
İkinci yan; şu Asit Ömer'i pattadanak öldürmeye ne gerek vardı, onun üzerinden katil kim karmaşası yaratılmaya devam edilebilirdi, hatta hemen yakalanmasa biraz daha kaçsa, izi sürülse ve bulunana kadar o sıra acaba katil o mu diye şüphelenilseydi keşke. O kargaşa anında vurulmadan kaçsa da güzel olabilirdi belki, Ömer'i neden vurmak istedi, Ömer niye kaçtı, ne söyleyecekti diye azıcık meraklanırdık en azından :')
Üçüncü yan; ortada katil kalmadı, herkesi niye öldürttünüz ya, göz göre göre niye intihar ediyorlar. En azından bir, kızın bedeni bulunsaydı. Avcı o kadar kızın mezarı yok, olay çözülmedi diyip duruyordu madem, ee o zaman kızı niye bulmaya uğraşmadın 🤦🏻♀️
Kızın ölüm anı da bir garip geldi bana, mantıklı değil gibi, doktoru tırmalama şekli falan çok yapay geldi gözüme. O buldukları el tam böyle bir şey tutar gibi bir hâldeydi. Mesela kız nefes alamamaya başladığında doktorun kolunu sıkı sıkı tutmuş, o anda çizmiş olsa neyse ama sadece tırnaklarını adamın kolunun içine değdirerek kedi tırmalamış gibi muntazam üç çizgi çekmesi çok komiğime gitti benim niyeyse 😂
Ayrıca Çaylak denilen Hasan'ın teziyle alakalı da bir şeyler beklemiştim, seri katillerle alakalı bir yerlere bağlanacak sanmıştım olaylar, bu açıdan bağlantı olması da iyi olabilirdi sanki.
Son olarak şu İdris karakteri deli diye yumuşatılacak cinsten değil, dümdüz psikopattı, hiç sevemedim karakteri, kadın katili olmaya yatkın cinayet polisi 🙄
Diğer yandan Asiye'ye de gıcık oldum, adam normal değil tamam ama senden adam olmaz dediğin birine niye ümit veriyorsun, bir de hataydı diyorsun, adamın ayarlarıyla oynuyorsun, sonra adam niye çıldırıyor. Asiye'deki tutarsızlığı da hiç sevemedim.
Bütün psikopatlığı İdris'in o ölüm anına bağlamak için kurguladıklarını düşünüyorum. Emekli olan meslektaşına şarkı söylediği sahneyle ölüm anında yine o vedayı hatırlaması güzeldi, herkes İdris'e veda ediyormuş gibi olması sahneyi daha hoş, etkileyici kılmış.
Hep olumsuzdan bahsettim, biraz da olumlu yanı olarak özellikle başlardaki sahne geçişleri çok hoşuma gitti. Mesela kızın nehirdeki kolunu gösterirken birden kara tahtadaki şüphe yazısına geçmesi ve bir de Avcı eşine "Her zamanki şeyler işte, kesik bir kol bulduk" dediği anda Hasan'ın nişanlısının "Nee kesik kol mu" demesi, güzel kurgulanmış, bu tarz sahne geçişleri çok hoşuma gitti benim.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Bu bahsettiğim yanları daha farklı olsa tam 10'luk film olabilirmiş, ilk başlarda 10/10'luk olacağını da sanmıştım ama azar azar hayalleri kıra kıra nahoş bir finalle bitti film. Yine de çok puan kırmayacağım, filmin görselliğini, renklerini, oyunculukları ve ilk yarısını beğendim, ikinci yarısını çok eleştirdim ama yine de sevdim gibi filmi 😂
7/10
⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐☆☆☆