Spoiler içeriyor
hem bu kadar aydınlık hem de bu kadar karanlık başka bir şey izlemedim. belki de bu filmi sıradışı yapan şey budur fakat bu kadarla da sınırlı değil. ailesini trajik bir şekilde kaybeden kadın, sevgilisi ve sevgilisinin arkadaşları ile İsveç'e yerel…devamıhem bu kadar aydınlık hem de bu kadar karanlık başka bir şey izlemedim. belki de bu filmi sıradışı yapan şey budur fakat bu kadarla da sınırlı değil.
ailesini trajik bir şekilde kaybeden kadın, sevgilisi ve sevgilisinin arkadaşları ile İsveç'e yerel bir pagan topluluğunu ziyaret etmek için gider.
dizinin başlangıç sahneleri; dani'nin chris'i aradığı, ailesine mesaj bıraktığı ve daha sonra ailesinin ölüm sahnesi çok trajik ve ürkütücüydü. aşırılıktan uzak ve realistti. belki de bundan dolayı film beni daha ilk dakikalardan içine çekti.
chris'in umursamazlığı ama merhamet duygusuyla dani'yi bırakamaması, dani'nin isveç'e gitme muhabbetinde haklı olması fakat chris gitmesin diye ısrar etmesi bizi hem dani'nin hem chris'in psikolojisini anlamaya itiyor. uzun süre boyunca dani'ye merhamet ve acıma ile karışık bir sempati besliyoruz.
yerel halkın inanışına göre insan ömrü 4 mevsime benzetilir. belirli bir yaşa gelen insanların ise yaşamına son verilir. aslında ilk ölüme tanık oldukları zaman dani'nin verdiği tepkileri daha doğrusu tepkisizliğini karanlık bulmuştum. son sahnede ise dani'nin chris'i kurban ettikten sonraki gülüşü her şeyi açıklıyor. olay sadece chris'in dani'yi aldatması değil, dani'nin oradakileri gerçek ailesinin yerine koyması ve uzun zamandır aradığı sevgiyi orada bulmasıydı. bu her ne kadar sağlıklı ve doğru olmasa da. ayriyeten dani'nin aşağılık kompleksi vardı. birden böyle bir toplulukta en baştaki kişi olarak görülünce güç zehirlenmesi yaşaması da mümkün.
yerel halkın kutsal kitabını zihinsel engelli birinin yazması ironikti. dinlere gönderme niteliğindeydi ancak kendi yorumumu yapmayacağım.
atmosfer genel olarak huzursuz ediciydi. yaptıkları ritüeller, ayinler ve hatta dans etmelerinden yemek yemelerine kadar bana o korkuyu hissettirdi. özellikle chris'in kızıl kızla yaşadığı çocuk yapma töreni bana "şu an ne izliyorum?" dedirtti.
korku/gerilim filmlerinin genel özelliği katillerin her zaman o psikopat özelliğini gözler önüne sermesidir. bu filmde ise işler o şekilde yürümüyor. çok masum görünen insanlar sadomazojist ritüellerini yapıyor ve yaptıktan sonra bile masum görünmeye devam ediyor. örneğin pelle filmin başındaki iki yaşlı insan törenle öldürüldüğünde bunun mantığıyla alakalı öyle naif bir yorum yapıyor ki ben bile ikna oldum.
filmin sonunda ise dani'nin dönüşümüne şahit oluyoruz. böyle bir sahne pearl'de de vardı. bu tarz sahneler gerilim filmlerine farklı bir anlam ve hava katıyor.
filmde çok fazla sembol var bunun izlerken de farkına varıyorsunuz ancak şu an ne o sembolleri yorumlayacak gücüm ne de bilgim var. daha fazlasına google'daki herhangi bir analiz sayfasından ulaşabilirsiniz. benim için çok güzel bir filmdi çünkü türünün diğer örneklerine benzemiyor. hele ki çoğu konunun tüketildiği bu devirde aslında çoğu gerilim filminde tüketilen bir konuyu bu kadar doğasından saptırarak ve atmosferi değiştirerek sunmak her yiğidin harcı değil.
kendime bir özeleştiri yapacağım şimdi. uzun zamandır izleme listeme çok popülerleşmiş ve çoğu kişi tarafından beğenilen matrix, godfather, pulp fiction gibi filmleri ekliyorum ve kendimi bunları izlediğimde film kültürümün daha çok genişleyeceğine inandırıyorum ancak bu filmi izlediğimde daha iyi anladım ki böyle filmler tam benim kalemim. matrix vb. filmler tabi ki herkesin hoşuna gidecek başyapıtlar fakat örneğin gaspar noe'nin filmleri gibi filmler herkese hitap etmese de insanın ufkunu genişletebilecek ve sınırlarının dışına çıkarabilecek filmler. neden kendimi bu aralar sadece popüler diye bazı filmleri izlemeye yönlendiriyorum anlayamadım. bence insanların kendibe münhasır film zevkleri olmalı ve bazı filmler bu popüler kültüre satılmamalı. bundan dolayı sırf popüler diye izleme listeme koyduğum filmleri çıkarıyorum çünkü ne yalan söyleyeyim istisnalar dışında çoğu popüler film benim tarzıma hiç uymuyor. neyse işte bu da böyle bir öz eleştiri. siz de uçuk filmleri seviyorsanız bu filmi izleyin.