10/10 Bu kitabın on yıllar önce herkesin evinde bulunan kitaplardan olduğunu söylesem bana inanmazdınız değil mi? Bakıyorsunuz raf uygulamasında üç beş kişi okumuş, çevrenizde bu kitaptan bahseden yok elbette ki inanmazsınız. Hatta şöyle bir şey ekleyeyim, bu kitabı edebiyat hocam…devamı10/10
Bu kitabın on yıllar önce herkesin evinde bulunan kitaplardan olduğunu söylesem bana inanmazdınız değil mi? Bakıyorsunuz raf uygulamasında üç beş kişi okumuş, çevrenizde bu kitaptan bahseden yok elbette ki inanmazsınız. Hatta şöyle bir şey ekleyeyim, bu kitabı edebiyat hocam bile bilmiyor. Pekâla Zavallı Necdet'in bu kadar tutmasına rağmen daha sonrasında hatırlanamayan, bahsi bile geçmeyen bir kitap olmasının sebebi nedir? Bunu Türk Milleti olarak bir düşünelim bence... Kitabın talihinin yazarın yaşamından farksız olması o kadar üzücü ki.
Saffet Nezihi diğer bir deyimle Ömer Lütfi Galatasaray Lisesi'nde okurken bir anda münasabeti olan bir kadının etkisiyle liseyi bırakır ve baba mesleği olan kuyumculuğa başlar. Kısa sürede çok miktarda para kazanmıştır ancak bu parayı anlık eğlencelere harcaması dolayısıyla beş kuruşsuz kalmıştır. Parası bitince arkadaşları onu bırakmış yapayalnız bir adam olmuştur, artık kimse ona bakmıyor, onu tanımıyordu. Bir zamanlar edebiyatın zirvesinde olan bu yazarı,gittiği doktor bile tanımamıştır; ne garip değil mi? Daha sonrasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları bölümüne gitmiştir. Bunun sebebinin yaşlanmasıyla beraber bakılmaya muhtaç olması ve başkalarının ondan esirgedikleri şefkati bulmak amacıyla olduğu söylenir. Ne kadar doğru orası bilinmez. Ve Saffet Nezihi'nin yaşam ışığı orada söner.
Gazeteler birkaç kısa cümle ile onun ölümünden bahsettiler ve daha sonrasında unutuldu. Gerçekten çok acı.
Yorumlamaya başlamadan önce sizden bir isteğim var ki lütfen bu kitabı okuyun, listenize ekleyin yahut bu kitabı, yazarı unutturmayacak şeyler yapın. Nezihi yalnızlıklar içinde ölürken, bize düşen onu yaşatmaktır. Pişman olmazsınız, rica ediyorum.
Yazım dili çok güzeldi, akıcı, aynı zamanda dilde sadeleşmeyi tam olarak başarmış bir eserdi. Konusuna icap etmek gerekirse aslında pek farklı bir şey yok, gene batılılaşmanın etkisi ile görülen kadın-erkek ilişkisini ele alıyordu. Kalıplaşmış konulardan biri diyebiliriz yani , pekala kitaba bu kadar bağlanmamı sağlayan şey elbette ki konu değildi. Karakterler idi. O kadar güzel anlatılmış, o kadar sizi içine çeken bir kitap ki sanki sizde kitabın içine girip 'zavallı necdet...' diye sayıklamaya başlayacaksınız, bu konuda iddiaya bile girebilirim.
'Zavallılık' konusuna gelmişken belirtmek isterim ki zavallı olan kişi Necdet değildi, Müzehher hiç değildi. Zavallı olan kişi Meliha'nın ta kendisiydi. Size, Melihaya olan kinimi o kadar açıkça sunmak isterdim ki, maalesef terbiyem buna izin vermiyor. Ben böyle söyleyeyim siz gerekeni anlayın. Kesinlikle spoiler vermek istemiyorum, belki okuma hevesiniz oluşmuştur da onu kaçırmak falan asla istemem o yüzden kendimi tutuyorum ve başka bir konuya geçiyorum.
Kitapta dikkatimi çeken bir unsur var, kitabı o kadar fevkalade yapmış ki...
Üzgünüm bunları söylemeden geçemeyeceğim isterseniz okumayabilirsiniz. Kitapta 'sarı gül' geçiyor. Ben de çiçeklerin anlamına karşı ilgili olduğumdan araştırayım dedim. Anlamı ihanet ve biten aşk demekmiş. Bunu kitabı bitirdikten sonra da anladım. Gerçekten o kadar gizlice saklamıştı ki yazar, bu detayın altında tüm kitabı özetleyen bir anlam olduğunu duyunca şaşırıp kalıyorsunuz. Kendimden biliyorum. Daha böyle birçok detay vardı hangisini anlatsam kifayetsiz kalır, gerçekten eğer şu zamana kadar benim azıcık bir edebi zevkim olduğunu düşündüyseniz kitabı almaktan geri durmayın bu en büyük ricam.
Bu kitabı bir şarkıya benzeyecek olsaydım Gülden- Sen Evlisin olurdu. Kitabı o kadar iyi yansıtıyor ki, şarkıyı dinleseniz eminim ki kitap hakkında çıkarımda bulunabilirsiniz. Alıntılara geçmeden önce son bir şey söylemek istiyorum: Necdet karakteri, Türk Edebiyatı Klasikleri'nde en beğendiğim karakterler arasına ezici bir üstünlükle girmiş bulunmaktadır.
Alıntılarda çok belli spoilerler var okumak istemeyenler gönderiyi kaydırabilir
🌾"Şiddetli bir aşk, gizli bir aşk, anlatılamayan bir hazin sevda... Yalnız bir gönülde kalan, yalnız bir gönlü harabeden, bitiren çok kuvvetli bir sevgi... Sevilen, sevildiğinden bile belki haberi yok..."
🌼"Pekâlâ... Siz merhamet ettiğiniz bir kızın hayatını kurtarmak istiyorsunuz. Ne güzel... Ne âlâ... Fakat hiç düşünmüyorsunuz ki ötede bir kız, size âdeta tapmaktan başka suçu olmayan bir biçare bu haraketinizden dolayı mahvolup gidecek. Birini kurtarmak için diğerini feda etmek..."
🌼"Ben ölürsem, beni şuraya Müzehher'in yanına gömünüz."
🌼"Meliha, bir saat sonra bu odaya girdiği zaman ben hayattan ayrılmış bulunacağım. O, bin türlü ümitlerle sermest olarak buraya girdiği zaman beni ebedi uykuda bulacak. O zaman hayretle, hayranlıkla, üzüntüyle yüzüme bakarak acaba "Zavallı Necdet," diyecek mi? Heyhat! Hiç zannetmem. O, avını elinden kaçırmış insafsız bir avcı gibi hiddetinden sapsarı kesilerek "Saadetini elinden kaçırdı, budala," diyecek. O zaman kalpleri eriten bu insafsızlığa, bu merhametsizliğe karşı ruhum ağlayacak, ağlayacak, ebediyen ağlayacak."