Raf Yorumu: Olimposun Tanrıçası (@athenaa)

Kayıp Ruhlar Şehri - Ölümcül Oyuncaklar Beşinci Kitap

Spoiler içeriyor Bu kitaba kadar iyi ya da kötü, eksikleriyle ya da fazlalarıyla dizi kitaplarla bir şekilde örtüşüyordu. Fakat bu kitapla birlikte aslında dizinin de ciddi şekilde evrim geçirdiğini söyleyebiliriz. Kitapta olan bir çok şey dizide yoktu. Olanlar da başka şekilde kurgulanmıştı.…devamıBu kitaba kadar iyi ya da kötü, eksikleriyle ya da fazlalarıyla dizi kitaplarla bir şekilde örtüşüyordu. Fakat bu kitapla birlikte aslında dizinin de ciddi şekilde evrim geçirdiğini söyleyebiliriz. Kitapta olan bir çok şey dizide yoktu. Olanlar da başka şekilde kurgulanmıştı. Şu an kitapta okuyup keşke dizide bunları da görseydik dediğim o kadar çok şey var ki anlatamam. Alec kitapta nasıl bu kadar bencil biri oldu bilmiyorum. Yani Magnus’u fani yapmaya çalışmak da ne demek! Hem de Camille gibi biriyle birlik olup. İyi ki dizide bu tarz ilerlememiş olaylar. Gerçi Camille ile Alec’in Magnus hakkında konuşmaları güzeldi onları görmek isterdim. Bir de İzzy ve Simon arasındaki ilişki dizinin son birkaç bölümünde ortaya çıkıyor ve oldu bittiye getiriliyor ama kitapta İzzy’nin Simon’a aşık oluşu, zaman zaman Clary’i kıskanması, Simon için endişelenmesi detaylıca var. Keşke dizide de bunları görebilseydik. Ayrıca şu Kabil’in mührü olayı da cennet ateşi olayıda dizide bambaşka olmuş yani. Kötü diyemem ama çok başka. Bir de kitapta bazı olaylar, kişiler falan var. Yüzeysel bir şekilde arada geçiyor. Çok merak ediyorsunuz ama açıklaması yok. Kim olduğu ya da ne olduğu konusunda bilgi verilmiyor. Mesela Will var. Magnus’la bir geçmişleri oldukları açık. Ama kim bu Will? Bu geçmiş nasıl bir geçmiş? Alec Magnus’a sormasına rağmen Magnus anlatmıyor. Böyle bir gizemli havalar falan. Daha da çok merak ediyorsunuz. Sonra Magnus Peru’ya girmesinin yasak olduğunu söylüyor. Neden? Belli değil. İlerleyen sayfalarda Jace Clary’e; “Bu Magnus’un bana Peru’ya neden giremediğini anlattığından beri başıma gelen en kötü hikaye.” diyor. Ne o hikaye anasını satayım diye ölüyorsunuz meraktan. Muhtemelen Cassandra Clare Bane Günlükleri adı altında, Magnus Bane’in maceralarını anlatan bir kitap yazdığı için olanı biteni de orada açıkladığı için okuyucuyu almaya teşvik etme sebebiyle böyle yapmış diye düşünüyorum. Aksi halde bu bana göre çok büyük bir eksiklik olurdu. Kayıp Ruhlar şehri kitabı aksiyonun bol olduğu bir kitaptı. Okuduğum zaman işte bu! En başından beri böyle olmalıydı dedim! Ama maalesef sona yaklaştık işte…📚