Adem'den önce nasıl bir dünya olduğunu hiç düşündünüz mü? Gerçi Adem'den önce demek pratik olarak mantıklı değil. Yazarın da bu başlığı seçmesinin sebebi sanırım başlıkla içeriğin kapsam bakımından karşıtlığından yararlanarak dikkat çekici olmasını istemesi. Keza Adem'i kabul ettiğinizde Adem'den öncesinde…devamıAdem'den önce nasıl bir dünya olduğunu hiç düşündünüz mü? Gerçi Adem'den önce demek pratik olarak mantıklı değil. Yazarın da bu başlığı seçmesinin sebebi sanırım başlıkla içeriğin kapsam bakımından karşıtlığından yararlanarak dikkat çekici olmasını istemesi. Keza Adem'i kabul ettiğinizde Adem'den öncesinde insan varlığını yok saymanız gerekir çünkü Adem bir başlangıçtır.
Dini bir başık seçtiği için kitaba başlayacağım zaman, insandan önceki canlıları mı anlatacak diye düşünmüştüm. Fakat yanılmışım.
Evrimi temel alarak mükemmel bir kurgu oluşturmuş. Üç primatın aynı anda yaşaması gibi, anatomik yanlışlar gibi 19. Yüzyıl bilgisine dayanan hatalar yapılmış. Ara türlerin birbirine denk geldiği zamanlar olmuş ama ağaçta yaşayanlar, yarı ağaç yarı meydanda yaşayanlar ve ateş adamlar diye bahsedilen muhtemelen bizim eski atalarımızın hepsi aynı anda ve bu kadar iç içe yaşamamış. Iki ara türün karşılaşıp yeni türler oluştuğunu da duymuştum. Kitapta bundan bile bahsediliyor.
Jack London'ın ayrı iyi bir hayal gücü var. Mesela Beyaz Diş'i okurken çok başarılı bir şekilde bir hayvanın gözünden bakabiliyordum. Bu kitapta da atamız olacak pirimatların yerine koyabiliyorsunuz kendinizi. Sanki onlarla birlikte daldan dala atlıyormuş gibi heyecanlandım okurken.
♤
(SPOİLER İÇEREN KISIM)
Modern dünyada yaşayan bir çocuk, rüyalarına dahil ediyor bizi. Insanların çok eski atalarına ait anılarının bizlere kalıtımsal olarak aktarıldığını düşünüyor.
Kitaptaki bilgilere baktığımızda bazı yanlışlar olduğu belli ancak bunları bir kenara bırakıp verilen bilgileri yorumlamak istiyorum. Ağaç insanları denilen türün kolları daha uzun, daha kıllı ve vahşi. Bu sanırım homo habilis'e benziyor.
Meydan adamları ise yarı ağaçta yaşayan, birtakım şeyleri kullanmayı bilen bir tür. Mesela içi boş kabaklarla su ya da meyve taşıyorlar. Sopalarla birbirine vuruyorlar. Taklit yetenekleri yüksek fakat bilinçli bir şekilde düşünemiyorlar. Utanma duyguları yok. Bunlar da homo erectus'a benziyor. Bu türün homo sapiens'in ortaya çıkışında hâlâ yaşadığını biliyoruz.
Ateşi kullanmayı bilen, kürklerle kıyafetler yapan ve daha nizami bir yerleşim yeri yaparak bilinçli şekilde planlar yapan bu türden ateş adamları olarak bahsedilmiş. Bu da neanderthalensis'e benziyor. Aslında homo erectus ve neanderthals'in karşılaşma olasılığı yok. Kesin olmamakla birlikte zaman ve coğrafi olarak farklı yerlerde yaşamışlar. Neanderthalensis'e benzettiğim geçiş türü aslında early homo sapiens de olabilir. Ki bu türün, homo erectus'la aynı zaman içinde var oldukları bir dönem olmuş.
Okumanızı tavsiye ederim. Yanlışları da araştırarak kitapta bahsedilenlerin hangi türlere daha çok benzediğini bulabilirsiniz belki.
(Tür yerine arkaik insan desem daha iyi olurdu belki de.)