Yönetmen Fede Alverez'i Don't Breathe ve Evil Dead gibi korku ve heyecan seviyesi yüksek filmlerden biliyoruz. Çekmiş olduğu yapımlarda gerilimi yansıtmayı şahsen güzel başaran birisi. Romulus, Alien (1979) ve Aliens (1986) filmleri arasında neler olduğunu anlatan bir yan proje. Ridley…devamıYönetmen Fede Alverez'i Don't Breathe ve Evil Dead gibi korku ve heyecan seviyesi yüksek filmlerden biliyoruz. Çekmiş olduğu yapımlarda gerilimi yansıtmayı şahsen güzel başaran birisi. Romulus, Alien (1979) ve Aliens (1986) filmleri arasında neler olduğunu anlatan bir yan proje. Ridley Scott ve James Cameron gibi usta ellerden sonra son dönemde kim yönetmeli deseler, benim aklıma başarılı iki isim gelirdi. Bunlar: Fede Alverez ve Scott Derrickson. İkisi de korku sektöründe yabana atılmayacak işlerle uğraştılar ve sonuç olarak Alverez'i yönetmen koltuğunda gördük; onun orijinal seriye sadık kalarak kötü olmayan, ağızları açık bırakmasa da sinemada kalitesini konuşturduğu, seyir zevki yüksek Alien: Romulus'unu izledik...
Filmde mantık hatası arayan bulur elbette. Mesela biliyoruz ki yaratık ısıya karşı duyarlı ve yapısında çeşitli yakıcı asitler bulunuyor. Bunlar bir insana damladığında fena şeyler oluyor... Yer çekiminin olmadığı bir sahnede (Güzel düşünülmüş) bu yapışkan, sıcak mı sıcak asitler ortamda dans ederken bizim biricik başkarakter kızımızın da hiç zarar almaması biraz kolay olmuş... Bu sırada ilk filmde görmüş olduğumuz, Ripley'in mürettabından kalma silah var elinde. Yanındaki robot, mermisinin ne kadar kaldığını yüzde şeklinde söylerken dıkşın dıkşın güzelce taralıyor, hedefini vuruyor ama yüzde bilmem 10 kaldığında, sanki yüzde 30'muş gibi bir türlü mermi tükenmiyor... Bu ufak detaylara dikkat edilse daha göze batmaz sahnelerle sinemadan ayrılabilirdik bence.
Lakin hiç böyle mantık hatalarından bahsetmem filmden soğutmasın. Alverez, adeta bir Alien fanı gibi, bu seriye sadık kalarak, ses efektleri güzel mi güzel, ilklerinden daha gerilimli ve ürperticisini çekmeyi başarmış. 26 yaşındaki başrol oyuncu, Cailee Spaeny'den bahsetmeden geçmemek gerek. Hayat verdiği Rain karakterini ilerleyen yıllarda yeniden görmek güzel olacaktır. Sigourney Weaver'ın unutulmaz ve efsanevî Ripley'inden sonra seriyi yeniden canlandırmış, adeta çoraklaşmaya yüz tutmuş serinin toprağına sağanak bir yağmur olmuş diyebiliriz Cailee'den için. Alex Garland'ın Cıvıl War adlı filminde kendisini yine önemli bir rolde izlemiştik ve şahsen ben filmden çok onun performansına kilitlenmiştim..
Romulus'un başarısına yeniden dönecek olursak, elbette 45 sene önce seyirci ile buluşmuş ilk Alien filmine yaptığı kaliteli göndermeleri es geçemeyiz. Mesela robot (sentetik) Ash'i tekrar görebildik, ben hiç beklemiyordum. Ash'i canlandıran oyuncu hayata veda etmiş fakat işte CGI ve ses efekti ile eski görünüm (her ne kadar yapmacık durarak bu az biraz sırıtsa da) yeniden sağlanabilmiş. Başkarakter Rain, Ripley'den ilhamla oluşturulmuş olmalı ki bunu gemideyken ilkin zayıf bir kişilik gibi durup sonradan "Tek tabanca" ve güçlü hareket edebilmesinden anlayabiliyoruz. Yani sinemanın ayakta durabilen ve lider ruhlu kadın karakterlerinden birisi olmak için henüz erken fakat en azından aday diyebiliriz; kim bilir ilerleyen yıllarda bu akıbet belli olur...
Son olarak Alien serisi sinema için neden önemli buna değinmek istiyorum. Bilirsiniz 70 ve 80'li yıllarda çekilen filmlerde hep erkek başroller kol geziyordu; Terminatörler, Predeatorlar, Rambolar vs. Ridley Scott bu akışı değiştirmek isteyerek bizleri "Xenomorph" yani Yaratık ile buluşturdu. Sigourney Weaver'ı kadrosuna aldı ve Güçlü kadın karakter "Ripley" bizlere selam verdi. Hem de bu kadın uzayda bir gemide ürpertici bir yaratıkla amansız bir mücadeleye girişmişti. Eşi benzeri var mıydı ki sinemada? Bana kalırsa hayır... İşte Alien serisi niçin önemli denilirse bu asla unutulmamalıdır.
Bir Alien izleyicisinin mutlaka bilmesi ve öyle değilse de araştırarak bulması gereken bir bilgi var. Hep Ridley Scott diyoruz, James Cameron diyoruz fakat bu maceraya bir senarist ile başlanıldı: Dan O'Bannon. Bu adam bir gece şiddetli karın ağrısı sebebi ile uyuyamamış. Korku dolu bir an geçirmiş ve bu an ona bir yaratığın içinde devinip sanki kendisini kemiriyormuş hissini vermiş. Ve ortaya bu hikâye çıkmış. Yani senaristin de bu ürpertici ilham kaynağı akıllarda olmalı. Bunun yanı sıra yıllar boyunca beyaz perdede var olan Xenomorph'un (yaratık) tasarımcısı da bir ayrı zihniyet... Bu isimlerden bahsetmemin sebebi, evet hayranı olduğum seriyi inceliyorum ve yönetmenleri anıyorum ama yapımda emeği geçen diğer insanların da dile getirilmeyi, incelemede yerinin geçmesini hak ettiğini düşünüyorum.
Sizlere bu çıkan son film Romulus da dahil olmak üzere genel olarak bir Alien incelemesi sunmuş bulundum. Umarım faydalanırsınız. Sinemaya gitmeden önce, diğerleri ile bağlantılı bir Alien izleyeceğinizi unutmayınız. Hatta eskiler izlenilmeden keyfine gidilirse "hakiki" bir seyir olmayacaktır, bu da rahatınızı bozacaktır. Öylesine gidilirse bilemem... Özellikle hayranların beğenisini kazanacak güzel bir yapım olmuş, teşekkürler Fede! Ve incelememi okuduğunuz için sizlere de teşekkürler raf...