Raf Yorumu: Blesk (@berrybutcher)

Spoiler içeriyor "Öyleyse senin mutluluk idealin, ılık bir akşamın akıntısız denizinde yüzen denizanası gibi bir organizma, ha?" p. 234 "İşte John Barleycorn'un köleleri böyledir. Şansları yaver giderse içerler. Şansları kötü gittiğinde de, güzel bir gelecek umuduyla içerler. İşleri kötü gitmişse, bu sefer…devamı"Öyleyse senin mutluluk idealin, ılık bir akşamın akıntısız denizinde yüzen denizanası gibi bir organizma, ha?" p. 234 "İşte John Barleycorn'un köleleri böyledir. Şansları yaver giderse içerler. Şansları kötü gittiğinde de, güzel bir gelecek umuduyla içerler. İşleri kötü gitmişse, bu sefer de bunu unutmak için içerler. Ayık oldukları zaman içmek isterler. İçtiklerinde daha çok içmek isterler." Jack London'ın kendi hayatından alıntılar yaparak alkolün etkisinin nasıl yavaş yavaş sirayet ettiğini gösteren bir kitap. Beş yaşında içkiyle tanışmasından itibaren hayatının sonuna kadar alkolün hep elinin altında olduğundan şikayet ettiği ve nedenlerini de yine kendi hayatıyla açıkladığı bir eser ortaya koymuş. Kadınlara oy hakkı tanınması hususunda oy kullanıyor ve nedenini de erkek dünyasının içkiyi daima muhafaza etmek isteyeceğini, kadınlarınsa çocuklarının geleceği için içkiye ulaşımı engelleyeceklerini umut ediyor. Kitabın tamamı da buna bir cevap niteliğinde zaten. Arkadaşlık kurmak için, küseni barıştırmak için, öfkeden kurtulmak için, dışlanmamak ve erkekliğini kanıtlamak için sürekli içilen bir dünyada yaşamış. Gençliğinde içkiyi kontrol edebilmiş, zararının farkında ve büyük bir olgunlukla her şeyi kendi yararına olacak şekilde ayarlamaya çalışıyor. Hangi kitabını okursam okuyayım London'a farklı konulardan hayran kalıyorum. Borçlandığı kişiyi asla unutmayıp birkaç kuruşu bile geri ödemek istemesi, kararlılığı, çalışkanlığı ve yanındaki maceracı insanlardan farklı olarak zarar vermeye odaklı olmaması, bütünüyle gerçek bir erkek. En azından yazılarından anlaşıldığı kadarıyla saygıyı hak eden birisi. Not: Tüm kitaplarını tavsiye ederim. ♤ "Ama yaşadığımız dünya, özgür yükseklikler dünyası değildir. İnsan, demirden bir tarifeye göre borcunu öder." p.50 "Uğrunda mücadele ettiğim, sabahlara kadar kandil yaktığım şeyler, beni hayal kırıklığına uğratmıştı." p. 190 "Hayat bir hayalettir, geçer. Sen de bir hayaletsin. Seni önceleyen ve senin parçalarını oluşturan hayaletlerden, evrimsel çamurdan bir söz kalabalığıyla yükseldin ve senin yerine geçecek olan hayaletlerin içinden geçerek, onlara karışarak söz kalabalığıyla geçip gideceksin" p. 233