Spoiler içeriyor
"Hiçbir insan kaçamaz kaderinden, İster korkak olsun ister yürekli." Homeros, on sene süren savaşın elli bir gününü yirmi dört bölümde anlatmış. Savaş, kralların kralı Agamemnon'un Akhilleus'un ganimatini alması ve en güçlü savaşçı Akhilleus'un da buna tepki olarak savaştan çekilmesiyle başlıyor.…devamı"Hiçbir insan kaçamaz kaderinden,
İster korkak olsun ister yürekli."
Homeros, on sene süren savaşın elli bir gününü yirmi dört bölümde anlatmış. Savaş, kralların kralı Agamemnon'un Akhilleus'un ganimatini alması ve en güçlü savaşçı Akhilleus'un da buna tepki olarak savaştan çekilmesiyle başlıyor.
Savaş boyunca birçok ünlü veya daha az bilinen isimleri okuyorsunuz. Bu savaşçılar bazen ölüyor bazen de öldürüyorken çıkıyor karşımıza.
Kitabın girişinde doksan sayfalık bir bilgilendirme yer alıyor. Homeros'un kimliği, Troya kentinin milattan sonra nasıl keşfedildiği ve bu iki destanın sözlü mü yoksa yazılı mı aktarıldığı açıklanıyor. Benim için bu kısım, destanın kendisini okumaktan daha yorucuydu. Hatırlanması gereken çok fazla detay vardı.
Destan boyunca da bolca tekrarlara yer verilmiş. Yine de bu kadar uzun bir hikayeyi pekiştiriyordu bazı sahnelerin yinelenmesi. Konu sıkıcı değildi. Eski Yunancadan da başarılı bir şekilde çevrilmiş ve akıcılığını korumayı başarmışlar.
Ben bu destanı ilk önce filminden, daha sonra da Miller'ın yazdığı tarihi kurgu türündeki kitabından biliyordum. Yine de destanın orijinal halindeki dili bambaşka. Hiçbir bilgiye ihtiyaç duymadan bu eserin çok eskilerden bize kadar gelmiş olduğunu ayırt edebilirsiniz. Kelimelerle ilettiği duygular ve hiçbir zorlama olmadan su gibi bir ifade yeteneğinin olması çok başka bir zamana ait olduğunu ortaya koyuyor.
Epik şiirin temaları da çok iyi yansıtılmış. Onur, intikam ve etik gibi kavramlar için insanların ne kadar ileriye gidebileceğini gösteriyor. Sonsuz ün için ölümü seçen Akhilleus ve etiği umursamayarak başkasının evliliğini bozan Paris'in kardeşleri de dâhil herkese yıkım getirmesi, bana kalırsa en belirgin örneklerden.
Bu eserde Homeros, daha çok Akhilleus'un öfkesine ve savaşa odaklanmış. Sonunda Akhilleus'un nasıl öldüğüne yer vermemiş. Yine de bu haliyle de kusurlu değil bana kalırsa. Yunan tanrıları da insani özelliklere sahip gibi verilmiş destanda. Ilginizi çeken bir konuysa, okumak içn en önemli eser direkt Homeros'tur diyebiliriz.
Iki haftaya yakın bir zaman diliminde okuyabildim ben. Hızlıca okunup geçilecek bir kitap değil. Uzun süre sabırla okuyabileceğiniz bir vakit seçmenizi tavsiye ederim.
Herkese keyifli okumalar dilerim. ^^
♤
"Şu dünyada soluk alan, yürüyen yaratıklar arasında
İnsandan daha acınacak bir yaratık yok."
♤
"Kavurucu ateş bir dağ doruğunda
Büyük bir orman içinde ışıldar hani,
Görülür parıltısı ta uzaktan,
Yürüyen ordularda silahların parıltıları
Öylece göklere ağıyordu yayıla yayıla." p38
♤
"Alıp götürdüğü zaman ölüm seni
Yalnız acılar kalacak bana"
♤
"Yarının Argoslulara yıkım getireceğine inandığım gibi
Keşke inanabilsem ölümsüz, hep genç kalacağıma,"