Bayadır diziler hakkında yazmıyorum. Aslında bitirdiğim bir dizide olmadı bu süreçte, Johnny Bravo hariç. Neyse, bu dizinin bu yazıya değeceğini düşündüm. Hakkında konuşulmayı hakeden bir çizgi dizi. Daha uzun olmasını isterdim. Tadı damağımda kaldı, sadece 1 günümü ayırdığım bu çizgi…devamıBayadır diziler hakkında yazmıyorum. Aslında bitirdiğim bir dizide olmadı bu süreçte, Johnny Bravo hariç. Neyse, bu dizinin bu yazıya değeceğini düşündüm. Hakkında konuşulmayı hakeden bir çizgi dizi. Daha uzun olmasını isterdim. Tadı damağımda kaldı, sadece 1 günümü ayırdığım bu çizgi diziyi bitirmek beni anlık bir boşluğa düşürdü. Ah, daha uzun sürseydi ne kadar boşluğa düşerdim acaba? Canım Greg, canım Wirth, canım Beatrice, canım adı sürekli değişen kurbağa. Sizleri o kadar çok sevdim ki. Özellikle Greg'in yanaklarını sıkmak isteğime engel olamadım izlerken. Gidip minik bir insan bulup sevmem gerek.
Dizi Bahçe Duvarının Ötesi'nde Bilinmeyen adlı yerde kaybolan iki kardeşin, Greg ve ağabeyi Wirth'in maceralarıyla ilgili. Greg yaşı gereği biraz daha heyecanlı, düşünmeden hareket eden, daha cesur, eylemlerin başını sonunu hesap etmeyen küçük bir çocuk. Wirth'te bir çocuk, ama kısmen yaşı gereği daha aklı başında, fakat oldukça kararsız bir karakter. İki kardeşin karakteri birbirini o kadar güzel tamamlamış ki... Zıt ama bir yandan da benzer olmaları güzel olmuş.
Her bölümde kardeşler farklı bir macera yaşıyorlar, biz de bunlara tanık oluyoruz. Az önce favori bölümümü seçmeyi düşündüm, karar veremedim. 8. bölüm hariç hepsini çok çok çok beğendim. 8. bölümde güzeldi ama diğer bölümlere nazaran biraz sıkıcıydı sanki.
Dizi 2 kardeşin kaybolup eve dönüş yolunda macera yaşamalarının çok ötesinde. Bu öteden bahsetmeden önce dizinin izlediğim en karanlık temaya sahip çizgi dizilerden biri olduğunu belirtmek isterim. Fakat karanlık olmasının yanında garip bir şekilde huzurluydu da dizi. İzlerken hem ürperti hem de huzur hissettim.
Diziyle ilgili paylaşımlara bakarken en başında kardeşlerin bir komaya girdiğini ve bunu da o Araf evresinde yaşadıkları, hayal ettikleri olduğu teorisini okumuştum. Bu teori diziyi benim için daha da tuhaf kıldı ve sonuyla ilgili düşündüğüm teorimi bir şekilde desteklemiş oldu, hâlâ çok emin olmamakla beraber başka kişilerin de buna değinmesi bu üzücü sonu getirmiş oldu.
Dizide büyücülük, cadılık, şeytan, ölüm ve yaşam, din ile ilgili açık veya kapalı sahneler mesajlar görüyoruz. Bu da Over The Garden Wall'ı çok ötede bir yere oldukça karanlık, ürpertici, gizemli ve teorilerle dolu, dolacak bir noktaya taşıyor. Dante'nin İlahi Komedya'sı ve dizi arasında kurulan bağıntıyı okudum. Kitap listemdeydi. Dizi beni daha çok teşvik etti okumaya, belki bir gün. Şimdi o bağlantıdan bahsedeceğim.
Dante'ye göre cehennem katmanlardan oluşuyor, bu katmanlarda Hristiyanlıktaki 7 büyük günahı barındırıyor içerisinde. İlk katman erdemli Hristiyan olmayanlar içinmiş. Çünkü Dante'ye göre Hristiyan olmayan herkes cehenemlikmiş. Neyse konudan sapmayalım bu yazı Dante felsefesi yorumuna dönmesin. Dizinin her bir bölümü de bu katmanları temsil ediyor. Kitabı okumuş olsaydım daha iyi anlardım ama okuduğum birkaç şey bile kafamda bir şeylerin oturmasını sağladı.
Bir çizgi dizi olmanın çok daha ötesinde , bahçe duvarının arkasındaki bir giz. Karanlık, tuhaf, ölüm kokulu bir çizgi dizi. Amacına yönelik kısa olmuş herhalde. Amacını da pek iyi karşılamış, eksiği yoktu fazlası vardı, hem de çok fazlası. Belki bir gün kitabı okuduktan sonra yeniden izlerim, bu sefer temsil ettiği ve anlatmak istediği şeyleri bilerek. Fakat sadece dizinin felsefesini, dini ögeleri düşünüp boğucu, kasvetli bir şeyler izleyeceğinizi düşünmeyin. Bu kasvetin içinde bol bol eğlencede var. Hüzünlü bir eğlence, ama olsun. İzlerken epey güldüğüm yerlerde oldu. Hem huzur verici hem de huzursuz eden bir dizi isteseler bunu önerebilirim.
-Şurada gördüğünüz kasap, şu fırıncı, şuradaki ebe, bunlar usta ve çırağı, şuradaki de terzi. Ben ise hancıyım. Peki siz kimsiniz?
+Ben AÇIM. (Bakın bu bölümde Greg'in açlığı da oburluğu temsil ediyor imiş.)