"𝗩𝗮𝗸𝗶𝘁𝘀𝗶𝘇 𝗼̈𝘁𝗲𝗻 𝗵𝗼𝗿𝗼𝘇𝗮 𝘂𝗴̆𝘂𝗿𝘀𝘂𝘇 𝗱𝗲𝗿𝗹𝗲𝗿. 𝗛𝗮𝘇𝗮𝗻𝗱𝗮 𝗯𝘂̈𝗹𝗯𝘂̈𝗹 𝗼𝗹𝗺𝗮𝘇." Hazan Bülbülü, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın tiyatro şeklinde yazılan nadide eserlerinden biridir. Gerçi Gürpınar, kitabının bir bölümünde bunun sergilenemeyecek bir tiyatro olduğunu, roman okurmuş gibi okumamız gerektiğini ifade ediyordu. Şahsen ben kitabı okurken…devamı"𝗩𝗮𝗸𝗶𝘁𝘀𝗶𝘇 𝗼̈𝘁𝗲𝗻 𝗵𝗼𝗿𝗼𝘇𝗮 𝘂𝗴̆𝘂𝗿𝘀𝘂𝘇 𝗱𝗲𝗿𝗹𝗲𝗿. 𝗛𝗮𝘇𝗮𝗻𝗱𝗮 𝗯𝘂̈𝗹𝗯𝘂̈𝗹 𝗼𝗹𝗺𝗮𝘇."
Hazan Bülbülü, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın tiyatro şeklinde yazılan nadide eserlerinden biridir. Gerçi Gürpınar, kitabının bir bölümünde bunun sergilenemeyecek bir tiyatro olduğunu, roman okurmuş gibi okumamız gerektiğini ifade ediyordu. Şahsen ben kitabı okurken tiyatro olarak izlemek ne kadar zevkli olur diye düşünmüştüm ancak Hüseyin Rahmi, o günün şartlarında muntazam bir şekilde sergilenemeyeceğini düşündüğünden olsa gerek böyle bir açıklamaya başvurmuştur. Aslında gayet haklı bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum zira ben bir eser yazsam ve bunu oyuncular 'yazdığım gibi' sahneye aktaramazlarsa(kendinden bir şeyler katarlarsa veyahut noksanlıklar meydana gelirse) okurların gözünde kitap başka yere evrilir. En azından ben öyle düşünüyorum keza kitabını okuduğum yapıtların filmlerini, dizilerini bu yüzden izlememeyi tercih ediyorum. Velhasıl kelam Hüseyin Rahmi, eserin değerini korumak konusunda oldukça değerli bir adım atmış nezdimce.
Kitap her zamanki gibi iç içe geçmiş ilişkileri, aşk(?) üçgenlerini oldukça eğlendirici ve komik bir şekilde anlatırken akabinde toplumun aksayan yönlerini eleştirmekten geri kalmamıştır. (Tabii bunun artık Hüseyin Rahmi'nin yazım dili olduğunu anlayacak kadar okumuş bulunduğumdan hiç şaşırmadığımı söylemem gerekir.) Evlilikte yaş, nesil, farkını, kadın-erkek ilişkisini ve hatta kadınların birbirine olan tutumlarını realistik bir şekilde sorgulamış ve bunu birçok kişinin anlayabileceği tarzda, kendince anlatmıştır.
Kitabımız evlilik çağına gelmiş olan Şahende Hanım'ın yaşadığı talihsiz ilişkileri konu alıyor. Şöyle ki bizim kızımızın kalbi Nuri'ye karşı atmaktadır keza Nuri'ninki de öyle. Ancak bir araya gelmelerine engel olan birçok şey vardır, en başında da Refi Efendi ile evlendirilmesine karar verilecek olması vardır. Refi Efendi yaşını başını almış, hayatının son demlerinde olan oldukça hasta bir adamdır ek olarak da 'zengin'.
Zengin olması oldukça önemli bir detaydır zira bir kadının saadeti ancak zengin bir kocada göreceği varsayılır. Eh, 'o zamanlarda' bir yere kadar öyle doğrusu, zira parayı veren düdüğü çalıyor. Ancak ilişkide hatta evlilik gibi ciddi beraberliklerde bakılan tek unsurun para olması çok saçma. Yahu adam gelmiş seksen yaşına, parası olması ne değiştirir. Kitabı okurken sürekli bunu sorgulayıp sorgulayıp durdum. Ayrıca şuncacık zaman içinde kadın-erkek ilişkisinin bu denli değişmiş olması da oldukça şaşırttı ve endişelendirdi. Evet bazı noktalarda gerçekten ilerleme yaşamışız, bu oldukça sevindirici ancak dediğim gibi bu kadar kısa bir süre zarfında olması, ve şuanki hâlinin pek hoş olmamasından dolayı acaba 'yozlaşıyor muyuz?' düşüncesini doğurdu, zira hâlimiz hâl değil arkadaşlar.
Biraz konudan sapmış gibi hissettim, hemen devam edeyim. Nihai sonuç olarak Şahande ile Refi Efendi evlenir, ve aslında her şey burada başlar. Kitapta sinirlendiğim, şaşırdığım o kadar çok nokta oldu ki kitabın içine girip Şahande başta olmak üzere sürülerce kadınımızı zorla evlendirilmekten kurtarasım geldi.
Böyle mevzuların bizim gibilerinin düşünmediği mertebelere ne zaman erişeceğiz acaba
Genel olarak okuması keyifli, klasik bir yapıttı. Hüseyin Rahmi'nin dilini bilmiyorsanız ve tanışmak istiyorsanız, güzel bir tercih olacaktır sizin için. İtinayla, boş zamanlarınızı hoş bir şekilde dolduruyor, okunulabilir.
🕊️"Sizin hayatınızın baharıyla kendi ömrünün kışına çiçekler açtırmak istiyor. Seralarda vakitsiz bahar görülse bile gönüllerde suni aşk yaratılması henüz görülmemiştir."
🕊️"Sen beni unutmak için kalbindeki hazin hayalimi kovarak oraya bir hakikat, evet yabancı bir kadın vücudu yerleştirdin. Bense hâlâ bütün hayat saadetini seni unutmamakta buluyorum."