Eğitim ve adalet, yozlaşmayı, fiziksel ve ahlaki yoksulluğu engelleyen faktörlerin temelinde yer alır. Özellikle doğru eğitimin ve adaletin önemi üzerinde durulduğu için, Emile Zola bu kitapta mutlu bir toplumun gerçeğini açıklar. Yobazlığın ve gericiliğin, eğitimden aileye kadar her sosyal kurumu…devamıEğitim ve adalet, yozlaşmayı, fiziksel ve ahlaki yoksulluğu engelleyen faktörlerin temelinde yer alır.
Özellikle doğru eğitimin ve adaletin önemi üzerinde durulduğu için, Emile Zola bu kitapta mutlu bir toplumun gerçeğini açıklar. Yobazlığın ve gericiliğin, eğitimden aileye kadar her sosyal kurumu nasıl bataklığa çektiğini keskin bir dille yazmıştır.
Küçük çıkarların peşinde koşarak kötülük saçan ya da gerçekleri bildiği halde susan insanların tasviri, başarılı bir şekilde kitap karakterlerine yansıtılmış.
Emile Zola'nın kitaplarında, kurguyla harmanlayarak bize sunduğu tarihi olaylar, aslında sadece kendi milleti olan Fransa'yla ilgili değildir. Kitabı hangi milletten biri okursa okusun, tanıdık geleceğinden eminim.
Kısa bir ön bilgi vermek gerekirse kitabın ilham kaynağı Dreyfus Affair'dir. 19.yy.da yanlış yere suçlanan ve düzgün bir mahkeme yapılmadan mahkum edilen Yüzbaşı Dreyfus'un olayından sonra gelişen insan haklarının ve adaletin gelişme hikayesidir aslında bu eserin genel yazılış amacı.
Güzel bir noktaya da değinelim. O zamanlar bu haksızlığa karşı çıkmak için eleştirel bir mektup yayımlayan ünlü yazar da yine Emile Zola'dır.
Emile Zola'yı severek okuyorum ve bu kitapla da yazara daha çok bağlandım. Gerçeğin açık seçik ortaya konulması, toplumlardaki cinsiyet ayrımcılığından, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılar’dan ve inandıkları din ya da ideoloji zarar görmesin diye yapılan kötülükleri hasıraltı edenlerden fevkalade bir anlatımla bahsetmiş.
Kitabı, başta eğitimciler olmak üzere herkesin okumasını öneririm. Aslında başka şartlarda seve seve yazmak isteyeceğim hususları, hem yazarın sert dili hem de konunun hassaslığından dolayı kendi arşivime saklamaya karar verdim.
Keyifli okumalar dilerim.
♤
"Mutluluk çiçeği asla bilgi tarlalarında açamaz, o çiçek ancak bilgi tarlalarında yeşerir."
♤
"Hayatın bir çilesi bu, acıyı hepimiz özümüzde taşıyoruz. Bütün sağduyumuza, bütün sağlam kafalarımıza rağmen zavallı yüreklerimiz kan ağlamaya devam edecek..."
♤
“Cahillik ve saçmalık varlık içinde yüzerken, akıl ve bilgi can çekişiyordu.”
♤
“Halkların kurtuluşu ve kitlelerin köklü eğitimi her şeyden önce bilgisizliğin ortadan kaldırılmasına bağlıydı.”
♤
“Akıllı, özgür, adalete saygı gösteren insanların yetişmesi, gerçeği, doğruyu öğreten derslerle, eğitim ve öğretmenle mümkün değil miydi?”
♤
“Bir yurttaş düşünün ki, hep kendi yararına çalışıyor, hep kendi zaferinin sevincini düşünüyor, başkalarının mutluluğuna gözlerini kapıyor. Bu insandan daha yalnız bir yaratık var mıdır?”
♤
“İnsanlara yardım edilmesi için yardıma muhtaç kişinin yalvarıp yakarması, etek öpmesi mi gerekir? Acı çekmek yetmiyor mu?”
♤
“Yazık, gaflet, demek salgın bir hastalık gibiymiş, en sağlam kafalara bile bulaşabiliyor…”