“Aşk, kötü özellikleri biçimlendirip erdeme çevirebilir. Aşk gözle değil, akılla bakar. Bu yüzden kanatlı aşk meleği kör diye betimlenir.” Birisini sevmek için dış görünüşünün güzel olması gerekmez. İnsan gerçekten sevdiği insanın ruhuna bakar. İnsan kalbiyle sevdiği zaman gözleri zaten mutlulukla…devamı“Aşk, kötü özellikleri biçimlendirip erdeme çevirebilir.
Aşk gözle değil, akılla bakar.
Bu yüzden kanatlı aşk meleği kör diye betimlenir.”
Birisini sevmek için dış görünüşünün güzel olması gerekmez. İnsan gerçekten sevdiği insanın ruhuna bakar. İnsan kalbiyle sevdiği zaman gözleri zaten mutlulukla bakar.
Filmi izlerken aklıma tamamen masalı yansıtan bir şiir geldi;
“Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?”
Şiir o kadar bu masalı yansıtıyor ki sanki onlara özel olarak yazılmış gibi hissettim.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bence çok güzel bir uyarlama olmuş. Oyunculuklar çok güzeldi. Müzikal kısmlarına ayrı ayrı bayıldım diyebilirim. Kendilerini şarkı sözleriyle tanımlamaları bana sanki herkes ruhundaki güzel sözleri itiraf ediyormuş hissi uyandırdı. Her ne kadar masalda anlatılan şekilde olmasada genel olarak başarılı bir uyarlamaydı ama tam olarak aynısı olsa çok çok çok daha mutlu olabilirdim belkide…
Masalını defalarca kez dinlememe rağmen filmini izlemeyi erteliyordum ve sonunda izleyebildim. İzlerken o kadar mutlulukla izledim ki anlatamam. Bu kadar mutlukla izlememi sağlayan şey en sevdiğim masal olmasından da kaynaklı olabilir.
En sevdiğim masal olmasını etkileyen hususlardan biri çok severek okuduğum bir kitaptaki karakterlerin onları yansıtmasıydı. Filmi izlerken hep gözlerimin önünden okuduğum kitabın karakterleri geçti o kadar güzel hissettim ki anlatamam. O yüzden bu yorumlamada birazda onlara yer vermek istedim. (hangi kitap olduğu bana kalsın)
Önceden genelde çok kırmızı gül sevmeyen biriydim -ta ki o kitabı okuyana kadar- ama şu an o kadar büyüleyici bir çiçek gibi geliyor ki… Bir büyüye vesile olurken aynı zamanda aşk gibi güzel bir duyguya vesile olan yine o gül yapraklarının olması çok derinden bir anlam katıyor. Ayrıca her geçen zamanın ardından düşen o güller sanki zamanın bir hazinesiymiş gibi hissettirdi.
Bir diğer husus ise diğer masalların aksine sevgiyi gerçekten derinden hissettiren, aşk gibi bir duygunun tamamen kalbimizden gelen bir duygu olduğunu böylesine güzel yansıtması diyebilirim.
🥀“Zira bir canavarı sevmeyi kim öğrenebilmiş ki?”
Bir alıntı bazen oturup saatlerce düşünmeye vesile olabilir. Masalların en sevdiğim aynı zamanda en sevmediğim yanlarından biride bu kadar acıya rağmen sonsuz bir mutluluk…Oturup sizi saatlerce düşündürür ve masalın sonunda mutlu olursunuz. İşte masal ile romanları birbirinden ayıran en büyük özellik bu değil midir zaten?
🥀“Bir kerecik olsun, Romeo ve Juliet’in hikayesini dinlemek isteyen biriyle tanışmak isterdim. Ya da herhangi bir hikayeyi dinlesin yeter.”
Bir kerecik olsun, Güzel ve Çirkin masalını bilen ve seven biriyle tanışmak isterdim. Ya da ben anlatırken dinlesin yeter.
Sanırım birazcık konudan alakasız konuştum. Ama birazcıcık çok değil. Her şey bir yana oturup izlenilebilecek çok güzel bir uyarlama olmuş. Ben çok beğendim, tavsiye ederim. Şimdiden çok çok iyi seyirler🥀